SANAL ve YANDAŞ MEDYA

Yazar -

SANAL ve YANDAŞ MEDYA

Dünyamız hızla değişiyor ve her gün bir yenilikle  yeni bir teknoloji çıkıyor, bunlara yetişmek, takip etmekte haliyle zorlaşıyor.

Toplumsal ve siyasi alanda olduğu gibi ekonomik alanda da başarılı olmak ve sürekliliği sağlamak için değişimin içinde yer almak gereklidir.
Belki yüzyıldır organize olamayan halkın planlanmadan da organize olması, başlarında ki yönetimlerin değişmesi hatta yönetimlerin el değiştirmesi sosyal medyanın daha dikkate alınmasına sebep oldu. Sosyal medya bu yeni toplumsal hareketin en önemli mücadele alanlarından birini oluşturuyor. En etkili eylem çağrıları, en yaratıcı görseller sosyal medya üzerinden yapılıyor, politik mesajlar en etkili biçimde sosyal medya üzerinden veriliyor. 
Gezi Direnişiyle çok kullanılan, AKP’lilerin hedefi haline gelen bir konumu olsa da, sosyal medya Türkiye’de yaşayanların hayatına 2013 yılından önce 1999’da kurulan Ekşi Sözlük ile girdi.
Ardından blog, video paylaşım siteleri ve sosyal paylaşım alanları genişleyerek internet ortamında çok hızlı ve doğrudan birbirlerine ulaşmasını sağladı. Bireylerin düşünce özgürlüklerini kullandıkları, kendilerini daha iyi ifade ettikleri sosyal medya yeni bir iletişim dilini ve ilişkiler ağını ortaya çıkarmış oldu. Örneğin Wikileaks gibi ortaya çıkan yolsuzluk bilgileri, sosyal medya ve dünyayla paylaşılan görüntüler, bilgiler bu olayın tetikleyicisi ve organize olamayan halkın, partilerin yapamadığını sosyal medya 1 yılda Arap coğrafyasında bir devrin kapanmasına sebep oldu.
Tüm dünyada bir isyan dalgası oluşmaya başladı ve  Avrupa'da  öğrencilerin, Ortadoğu'da işsiz kitlelerin başı çektiği isyan dalgası Türkiye'de de Gezi Parkı olayları ile devam etti. İsyanın ortaya çıkmasına neden olan özgürlüklerin kısıtlanması, toplumun birçoğunun kendini baskı altında hissetmesi, AKP faşizmine karşı isyanı büyüten ve uzun soluklu olmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri de kuşkusuz medyanın penguenlerine karşı duran, gerçekleri göstermeyen medyanın alternatifi olarak ortaya çıkan sosyal direnişi ve sosyal medya etkisidir.
Sosyal medya kitlelere erişimin oldukça hızlı ve kolay olması açısından toplumsal muhalefet için de bulunmaz bir iletişim ve haberleşme aracı olarak gelişti. 
Gezi isyanından önce de sosyal medya üzerinden örgütlenen eylemler, ses getiren ve bazı zaman hükümete geri adım attıran bir etki yarattılar. Direnişin sokakta en sıcak olduğu gün olan 1 Haziran’da atılan twit sayısı 18 milyon oldu.2011 yılında internetin sansürlenmesine karşı on binlerce insan sokağa çıktı. 2011’de liseliler üniversite giriş sınavlarında ortaya çıkan şifre skandalına karşı tüm Türkiye’de protestolar düzenledi. 2012’de Tayyip Erdoğan’ın kürtaj hakkının engellenmesine yönelik emrine karşı kadınlar sokaklara çıktı. Yine 2012 yılında ikinci öğretim harçlarının kaldırılmasını talep eden üniversite öğrencileri yaz döneminde kitlesel eylemler gerçekleştirdiler. Bu eylemlerin hepsinin ortak özelliği sosyal medyanın aktif kullanılması sonucu kitlesel bir şekilde gerçekleşmeleridir.
AKP iktidarı, kendi yandaş medyasını yaratırken özgür medya üzerinde sürekli baskı uyguladı. İktidar yanlıları gazete ve televizyon patronu yapıldı. Kendi iktidarını destekleyenler kilit yerlere yerleştirilirken, kendisine karşı olanlara, istemediği kişilere ve gündemdeki olaylara, gazetecilere, yazarlara sansür ve oto sansür uygulandı. Hapislere atılarak susturulmaları sağlandı.
Yandaş basın yazmadı, sosyal medya yazdı. Direniş kendi medyasını yaratırken, AKP’nin uyguladığı politikaları görmeyen yandaş medyaya karşı tepkiler çığ gibi büyüdü, sadece yandaş medyayı hedef alan eylemler düzenlendi.
Halk direnişe devam ederken kendi medyasını da yaratmaya çalıştı.
AKP'nin gözleri kör, kulağı sağır yandaş medyasının karşısında sosyal medya haberleri çığ gibi büyüyerek yalanların bir bir ortaya çıkması ile haliyle AKP çok zor durumda kaldı. AKP sosyal medyanın direniş sırasında aktif olarak kullanılmasından rahatsız oldu ve bir sosyal medya timi oluşturdu. Kitle iletişim araçlarının tümüne egemen olurlarsa, kendi iktidarları da sonsuza kadar sürecek sanmaları ne kadar traji komik bir durumdur oysa.
İnternet alanında konuya hemen hâkim olunmak istenmesi, yeni düzenlemeler, kısıtlamalar uygulamaya konuldu. Bu düzenlemelerle Türkiye internet alanında ki yasaklarla Çin, İran, Suudi Arabistan'dan sonra aynı kulvara gelmiş oldu.
Elbette ki İnternette sansür uygulamalarını artıracak nitelikte olması kaygı verici ve bilgi toplumu olma hedefimizle de çelişkili bir durum aynı zamanda "ifade özgürlüğü ihlali" kararına aykırıdır.
Ve genellikle AKP iktidarı benzerleri; iktidarlarının doruk noktasında, medyaya tam egemen olduklarını sandıkları anda başarı grafikleri de, düşüşleri de başlar...
Saygılarımla

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 02:15 tarihinde yazdırılmıştır.