İnsan hakları ihlali

Yazar -

İnsan hakları ihlali

İnsan hakları, insanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalar verilemeyeceğini ifade eder.

İnsanlar arasında ırk, din, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olma haysiyeti ile sahip olması gereken hakların hepsini “ İnsan Hakları” diye tanımlayabiliriz.
İnsanın insana hükmetmesi, onu ezmesi insan onuruna yakışmayan ve kabul edilemeyecek bir davranıştır.
İnsanların zulüm ve baskıya karşı ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının hukuk çerçevesinde korunmasının bir ihtiyaç olmasıdır. İnsan haklarını, insanın kendisi değil, yasalar, eşit olarak hiçbir ayrım yapmadan korumasıdır.
Bu yüzden Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen bildiri ile insanların daha bağımsız yaşamaları öngörülmüştür.
Böylece insanların kısıtlanamayacak bazı hakları güvence altına alınmıştır.
İnsanların kendi istekleri dışında yaşamak zorunda bırakıldıkları tarih boyunca rastlanılan bir durumdur.
Bu anlamda AKP’nin “işkenceye sıfır tolerans”, demokratikleşme söylemlerinin sahteliğini ortaya koyan olaylarla  dolu. 
12 yıldır keyfi tutuklamalar insan hakları ihlallerinin başlıca başlıklarından birini oluşturuyor.
Bu süreçten öğrenciler de fazlasıyla nasiplerini almış, Terörle Mücadele Yasasının kurbanları olmuşlardır. Yetkileri artan polisler, keyfi biçimde insanları gözaltına almakta, işkence etmekte ve tutuklamaktadır. Polisin yetkileri arttırılmış, işkence ve faili meçhul cinayetlerin, 
tutuklamaların önü açılmıştır. 
500’ün üstünde öğrenci Terörle Mücadele Yasasına göre yargılanmakta, taleplerini duyurmak için yaptıkları eylemlerde tutuklanarak “örgüt kurmak”la ya da “örgüt üyeliği”yle suçlanmaktadır. Bunun bir örneği, “Parasız Eğitim İstiyoruz, alacağız” pankartı açan öğrencilerin gizli örgüt kurmakla suçlanıp 19 ay hapis yatmasıdır.
Mustafa Balbay iki kez hak ihlaline uğramıştır, birincisi uzun tutukluluk ihlali ikincisi ise Milletvekilliği görevini yapmasının engellenmesi ihlalidir. Mustafa Balbay özgür kaldı ama hala içerde tutsak aydınlarımızın bir gün bile  bırakılmasında gecikilmesi  hukuk ihlalidir.
Fatih Hilmioğlu ve Levent Ersöz hastalıkla mücadele eden, cezaevi koşullarında hastalığı her gün ilerlemekte hastaneye sevk edilmeyerek tetkik ve tedavisi yaptırılmadığı için yaşama hakkı ihlal edilmektedir. Anayasa Mahkemesine  Hilmioğlu’nun bireysel başvurusu  görüşülerek karara bağlanacak. Bu yazıyı yazarken başvuruda bulunan Hilmioğlu için umarım biran önce karar verilir.
İnsan haklarını, insanın kendisi değil, yasalar, eşit olarak hiçbir ayrım yapmadan korumalıdır. Ancak bu AKP iktidarında tam tersine işledi. Tarafsız bakabilmek adaletli olabilmenin en önemli şartlarından birisidir. Olaylara tarafsız bakamayıp adalet dengesini sağlayamadıkları  için, güç ellerinde  olduğu müddetçe AKP iktidarı baskı ve zulüm yaparken insan haklarından da bahsetmek hayal olur.
Dershanelerin kapatılması talimatının ardından  cemaate, özellikle de bazı medyaya yönelik denetim talimatı verildiğini anlatmaya gerek yok, her şey ortada. Gazeteler, televizyonlar baskılar yüzünden bir bir el değiştiriyor. Son olarak Emniyet Müdürlüklerine gazetecilerin girmelerinin yasaklanması kararı haber alma hakkımızı elimizden almaktadır.
Gerçek demokrasilerde basının haber alma özgürlüğü kutsal bir haktır ve hiçbir koşulda engellenemez. Âmâ AKP'nin "İleri Demokrasi “anlayışında  istediğiniz her şeyi artık sorgusuz sualsiz engelleyebilirsiniz.
Bu anlayışla yönetilirken haktan, hukuktan, insan hakları ihlallerinden bahsetmek, olmayacak duaya amin demekten başka bir işe yaramayacaktır.
Saygılarımla.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 04 Mayıs 2024, 12:12 tarihinde yazdırılmıştır.