Basın özgür olmalı

Yazar -

Basın özgür olmalı

Geçen  10 Ocak Cuma günü Çalışan Gazeteciler günüydü. Basın özgürlüğü, Birleşmiş Milletler tarafından; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ilan edilen ve birçok ülke tarafından kabul edilen bir haktır. 

Görüş ve düşünceleri basın ve yayın yoluyla açıklayabilme ve yayabilme hakkıdır. Bir başka deyişle halkın gerçekleri öğrenme, bilgilenmesi hakkıdır. 
Basının özgürce çalışabilme, görevini yapabilmesi o ülkede ki demokrasi seviyesini de gösterir.
Özgür basın, herhangi bir kişi veya kurumun güdümünde olmayan, tüm engellemelere rağmen ayakta kalmayı başarabilen ve söylemek istediğini her şeye rağmen söyleyebilendir.
İfade özgürlüğü çağdaş bir toplum ve gerçek bir demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. İfade özgürlüğünün en önemlilerinden birisi de  basının özgür olmasıdır. 
Türkiye'de maalesef bugün basın özgürlüğünün önünde birçok engeller vardır. Her şeyden önce AKP iktidarı başlı başına basının önünde ki engeldir aslında. AKP Hükümeti'nin basına yönelik baskılarının artarak sürdüğü şu günlerde, AKP Hükümetine karşı yükselen her hareketi , konuşmaları sansürleyen kendi yandaşlığını yapan medyasını yaratmış, bazı medya kuruluşlarını ve basın mensuplarını tamamen ötekileştirmiştir.
İktidarı eleştiren ve iktidarın hoşuna gitmeyen yayınlar yapan medya kuruluşlarını ve gazetecileri yargı yolu ile baskı altına almaktadır.
Bu baskılarla  AKP iktidarı, otoriter ve kendisini eleştirmeyen bir baskı rejimi oluşturma örneğini sergilemekte ve istemektedir.
Bu sayede çok sayıda gazeteci özgürlüğünden edilmiş, demir parmaklıklar arkasına gönderilmiştir.
En basitinden Gezi olayları basın sektöründe yeni bir kıyımın da başlangıcı olmuştur.
Gezi olaylarında yaralanan 100’e yakın gazeteciyle ilgili Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın yaptığı suç duyurularına rağmen hiçbir polis hakkında işlem yapılmaması dikkat çekicidir.
Yalnız bununla kalmayıp muhabir, foto muhabiri, kameraman, köşe yazarı ve pek çok basın mensubu çalıştıkları kurumlardan çıkarılmışlardır.
Türkiye’de artık haber akışının engellendiği, ana haberlerin gizlendiği, istenmeyen haberlerin üzerinin örtüldüğü, görmezden gelindiği bir ortamda halkın gerçekleri öğrenemeyeceği, bilgi edinemeyeceği çok açıktır.
Aslında özgür bir medya ortamının sağlanması gazetecilerin örgütlenmesi ile sağlanabilir. Âmâ Türkiye’de basın sektöründe çalışanların sendikalaşması da çeşitli yollarla engellenmektedir. Sendikalı çalışan gazetecilerin oranı yalnızca %1'dir.
Cezaevlerinde en çok gazeteci bulunduran  ülke sıralamasında Türkiye birinci sırada yer almaktadır. Türkiye Basın Özgürlüğü konusunda ’kısmen özgür’ ülkeler arasında gösterilmektedir. Çıkarılan paketlerde cezaevlerinde ki gazetecilerin tutuksuz ve adil bir biçimde yargılanmasını sağlayamamıştır.
Her alanda ve her konuda olduğu gibi AKP iktidarı basın üzerinde de  bir "korku imparatorluğu" yaratmıştır.
17 Aralık “Yolsuzluk ve Rüşvet” operasyonunun ardından basını ve televizyonları susturduğu gibi interneti ve sosyal medyayı da susturmanın yollarını arama gayreti içine girmiştir.
Basın mensupları üzerindeki baskıların sona erdirildiği, basın emekçilerinin özgürce çalışabildiği, tutuklu gazetecilerin adil yargılama sonucunda serbest bırakılmalarını bir kez daha yürekten  diliyorum.
Saygılarımla

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Nisan 2024, 21:59 tarihinde yazdırılmıştır.