EMİN HALEBAK... HALİMİZE BAK…

Yazar -

EMİN HALEBAK... HALİMİZE BAK…

Bir varmış bir yokmuş. Yıllar önce bir kardeşimiz, Lüleburgaz Belediye Başkanlığına aday olmuş. Seçimler yaklaşınca başlamış destek dolaşmalarına. Bizde takıldık arkasına tam istediğimiz lider dedik. Baktık ki Lüleburgaz sevdalısı. Başkan seçilirsem şunu yapacağım, bunu yapacağım. Tabii ki sporseverlerin en çok hoşuna giden sözü de “Başkan seçilirsem. Lüleburgazspor’un başkanı da olacağım, maddi- manevi desteklerimi sunacağım.”

Birçok kişi bu nedenle kendisine oy verdi. Başkan seçildiği akşam davul –zurnalar eşliğinde göbek attık. “En büyük başkan, bizim başkan” diye bağırdık. Her şey güzel başladı. Lüleburgazspor’da başkanını buldu. Sırtımız yere gelmez. Başkanımız maçlara gelmeye başladı, paşalar gibi şeref locasında oturdu. Ne oldu anlayamadık. Başkan istifa etti, maçlara gelmek yok. Lüleburgazspor’a ayıracak zamanı kalmadı. Düştü  heykeltıraşların peşine. Halkına Cumhuriyet Bayramlarında kokteyler sundu, beleşi bulanlar yıkılana kadar içti. Oh be! Süperde şarkıcılar geliyordu. Vur patlasın, çal oynasın. Çiçeklerle döşendi etraf. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız dillere destan oldu. Namımız dış ülkelere taştı. 5 ve 60 yaş arası dünya çocukları akın akın Lüleburgaz’ımıza geldiler. Ekmek elden, su göldendi. Çok güzel ağırladık hepsini.  Ama Başkanımız kendi çocuklarımıza imkânsızlıkların olduğunu beyan etti.

Lüleburgazspor öksüzdü, okul takımları yetimdi. O dönemde bende LÜLEBURGAZSPOR KIZ HENTBOL TAKIMINI kurmuştum. Takımımız Marmara Grup şampiyonu olunca deplasmanlı ikinci lige terfi etti. Lüleburgaz stadında açılış yaptık. Allah razı olsun başkan beyde geldi. Boy boy fotoğraflar çıktık. Kapalı spor salonundaki maçlara gelmeye başladı. Her şey yine güzel. Deplasmanlara gidiyorduk. Bir müddet sonra maddi konuda tıkandık. Sayın başkanımızı makamında ziyarete gittim. Durumu izah ettim. Bizlere sadece bir miktar mazot veya minibüs tedarik ederse sevineceğimizi anlattım. Ne derse beğenirsiniz. “Bu takımı kurarken bana mı sordun” dedi. Dünyam yıkıldı. Kibarca yardım edemem diyebilirdi. Bu takımın elemanları hepsi Lüleburgazlıydı. O na oy veren ana-babaların çocuklarıydı. Aklıydı, keşke takımı Bulgar, Romen, Yunan, Yugoslav, Makedon v.b oyunculardan oluştursaydım. Örnekleri vardı. 23 Nisanda yurdumuza gelen 5.10,18.25,32…,62 yaşında ki çocuklara ilginin muhteşem olduğunu görmüştük.

Şimdi 2014 Mart ayında yeni bir yerel seçim olacak. Emin kardeşimiz yine aday adayı. Geçenlerde yine gazetede beyanı vardı. “Artık Lüleburgazspor‘a maddi –manevi yardımlarımı sunacağım” demiş. Menfaat dünyasının planları yine başladı. Dereyi geçene kadar, ayıya dayı denecek. Yolu açık olsun. İnşallah dayılar inanır. Ama ben diyorum ki; Allah’ım bizi Eminin ellerine teslim etme. Eminin elleri bizi önce tutuyor, işi bitince bırakıyor. Ben öyle bir başkan istiyorum ki; önce Lüleburgaz halkına hizmet versin. Ayrımcılık yapmasın. Bizim çocuklarımızın yüzünü güldürsün. Tüm vatandaşları kucaklasın. İki-üç yılda bir, aynı yollar tekrar tekrar yıkılıp yapılmasın. Uyuyan vatandaşım artık uyansın. Güzel günler Lüleburgaz’ın olsun. Sevgilerimle. Sevelim sevilelim ama mutlaka sevdiğimizi hissettirelim.

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 00:37 tarihinde yazdırılmıştır.