Eğitim şart

Yazar -

Eğitim şart

Son 11 yılda Türkiye'de değişen çok şey oldu ama en hızlı değişen  Milli Eğitim sistemi oldu. Son 11 yılda eğitimin içeriğinden sınav sistemine kadar 13 temel değişiklik yapıldı, 5 bakan değişti. AKP'nin iktidar olmasından sonra Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapan isimler çok sık değişti

Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı. AKP iktidarının yap-boza çevirdiği eğitim sisteminde olan öğrencilere oluyor hiç kuşkusuz.
Geçen hafta kızlı erkekli evler, dershanelerin kapatılması ve karma eğitime son verilmesi tartışmaları yine gündemi meşgul etti.
Öğretmenler gününe MEB'de kadrolu öğretmenlerin büyük bir bölümü borç içinde girerken, atanamayan öğretmenler kadro alamadığı ve atanamadığı için büyük bir sıkıntı içindeyken ve atama bekleyen binlerce öğretmen  dururken, Diyanet kadrosunda bulunan 5.360 imamı, Milli Eğitimi Bakanlığına öğretmen olarak atandı.
Trabzon'da öğretmenler gününde yaptığı bir konuşmada  "12 yılda bir mücevher gibi insanı bilgi ve beceri ile donatan öğretmenlerin kıymetini bilmek ve ona hakkını teslim etmek bizim boynumuzun borcudur" diyen başbakan, büyük umutlarla üniversiteyi kazanan, okuyan ve mezun olan öğretmenlerden 39'u atanamadığı için psikolojik sıkıntılar nedeniyle intihar eden öğretmen adaylarını nasıl göz ardı edebiliyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosunda bulunan 5 bin 360 personelin son 10 yıl içinde öğretmen olarak Milli Eğitim Bakanlığına geçti. Diyanet'e giren imam hatip ve ilahiyat mezunları başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere İçişleri, Adalet, Sağlık, Gençlik Spor Bakanlıkları ile üniversitelere yatay geçiş yaptı. Bu da mı "İleri Demokrasi'nin" getirdiği bir sonuç?
Son 11 yılda Milli Eğitimde hızlı dönüşüme bir göz atacak olursak öncelikle,  2004 yılında 6 ilde 100 okulda başlatılan pilot uygulamayla ilköğretim müfredatında köklü bir yenilik yapıldı.2005’de bu model tüm Türkiye’de uygulanmaya başlandı.
2005 yılında üç yıl olan lise eğitimi dört yıla çıkarıldı. Liselere Giriş Sınavı (LGS) yerine Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) getirildi. 
2007 yılında dönemin MEB olan Hüseyin Çelik, tek sınavın kaldırılmasına ve üç sınav olarak yapılmasına karar verdi. MEB, sınavı üç sınıfa yayarak dershaneye olan ihtiyacın azalacağı görüşünü savunuyordu. Fakat bu sistemde başarılı olmadı, sınav 6. sınıftan başladığı için dershaneye başlama 4. sınıfa kadar düşmüş oldu.
2010 yılında ortaöğretimde üç aşamalı sınav yerine tek sınav getirildi. 6,7,8. sınıfta uygulanan üç SBS’li sistemin üzerinden üç yıl geçmişti ki, dönemin Bakanı Nimet Çubukçu tarafından kaldırılınca yeniden tek sınava dönüş yapıldı. Öğrenciler bir tek sekizinci sınıfta SBS’ye girmeye başladı.
2009 yılında 1999'dan önce uygulanan sistem değiştirilerek Üniversite sınav sistemi yine iki aşamaya çevrildi. Yükseköğretime Geçiş sınavı, Lisans Yerleştirme Sınavı diye adı değiştirilerek uygulanmaya başlandı. Böylece 5 ayrı testten oluşan, 5 oturumda yapılmasına geçilmiş oldu.
Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın YÖK Başkanlığı’na atanmasının ardından Üniversiteye girişte katsayı farkı uygulaması 2009 yılında kaldırıldı. Kasım 2011’de farklı katsayı uygulaması ikinci kez kaldırıldı.2012’deki sınavda farklı katsayı uygulaması artık yoktu,13 yıldır uygulanan katsayı böylece tarihe karışmış oldu.
MEB'de uygulama değişiklikler bununla da bitmedi. 2010 yılında düz lise olarak bilinen genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesine başlandı.2012 yılında 5+3 şeklinde uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitimi 4+4+4 şeklinde 12 yıllık zorunlu eğitime çevrildi. Kapatılan imam hatip ortaokulları da böylece geri geldi. Seçmeli ders adı altında Hz. Muhammed’in Hayatı, Temel Dini Bilgiler, Kuranı Kerim, Yaşayan Diller ve Lehçeler gibi dersler öğrencilere dayatılmaya başlandı. Daha önce ki MEB Ömer Dinçer'in de sürekli tekrarladığı gibi 2014 yılında SBS şimdi ki MEB Nabi Avcı'nın da dediği gibi artık yapılmayacak.
Ve dershaneler... Başbakanın yaklaşık 4 bin dershanenin kapatılıp özel okula dönüşebileceğini söyledi. Ancak özel okula dönüşebileceklerin sayısı yalnızca 263.
Kısaca siyaset üstü olması gereken Eğitim siyasi boyutta devam ettiriliyor. Dershane tartışmaları arasında aslında eğitim sistemimizin önemli sorunları gözden kaçırılıyor. Dershaneler, eğitim sisteminde bir çarpıklık oluşturan değil, eğitim sisteminde oluşan bir çarpıklığın sonucudur. Dershanelere ihtiyaç kalmayacak şekilde bir eğitim verilmiş olsaydı dershanelere ihtiyaç olur muydu bunu sorgulamak gerekir. Eğitim şart ama böyle bir eğitim sistemiyle değil tabii ki...
Saygılarımla.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Nisan 2024, 22:46 tarihinde yazdırılmıştır.