ELİNE -BELİNE - DİLİNE

Yazar -

ELİNE -BELİNE - DİLİNE

Alevi Bektaşi inancı, merkezine insanı alan ve insanın bedensel, ruhsal ve zihinsel olarak niteliklerini geliştirmeyi amaç edinen bir İslam yorumudur. Düşüncenin kavramlarına girdiğimiz zaman yaratılışın özünün insan olduğu, yaratıcıya duyulan sevginin her şeyin üstünde tutulduğunu görürüz. Bu düşüncelerin analizi, bizi batıda aydınlanma çağı sürecindeki hümanist düşüncelere kadar götürmektedir. Batı aydınlanmasından yaklaşık 300 yıl kadar önce Horasan’da geliştirilen İslam düşüncesi içindeki insan sevgisinin bütün canlılığı ile yaşaması son derece dikkat çekicidir. Alevi Bektaşi inancı bu düşünceleri Anadolu’ya taşıyan, burada olgunlaşmasını sağlayarak 13. Yüzyılda Anadolu aydınlanmasını hazırlayan geleneğin günümüzdeki devamıdır.

Anadolu Aleviliğinin sosyal ve dinsel yapılanmasında temel öneme sahip kurumlardan en önemlisi "Dedelik Kurumu"dur. 19. Yüzyıl sonlarında Anadolu'da yaşanan sosyo-ekonomik dönüşüm ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sonrası giderek artan oranda yaşanan kırdan kente göç olgusu nedeniyle, zayıflamış olan bu kurum, Anadolu'da Aleviliğin günümüze ulaşmasında birinci derecede rol oynamıştır. Bu bakımdan Anadolu'da Alevilik konusunun anlaşılabilmesinde bu kurum anahtar role sahiptir dersek fazla abartmış olmayız. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ve cumhuriyeti kuran kadronun sosyo-ekonomik yapıyı dönüştürmek için yaptıkları yapısal müdahaleler sonucunda Ocak Sistemi ve Dedelik Kurumu giderek zayıflamaya başlamış, bugün artık işlevsiz ancak temsilcilerinin yani Dedelerin ve Taliplerin ismen var olduğu bir durum ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı sosyo-ekonomik değişim sürecinde Ocak Sistemi işlevsiz hale gelmiş, Ocak Sisteminin temel unsuru olan Dedelerin işlevleri giderek yeni sosyal kurumlarca özümsenir olmuştur.

Anadolu’nun yedi yüzyıl içinde geçirdiği sosyal, siyasal ve kültürel büyük çalkantılara rağmen halen Anadolu kırsalında bu düşünceler bütün canlılığı ile yaşamakta ve evrensel bir değer olarak insanlığın dikkatlerine sunulmayı beklemektedir.

Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan, Şah Hatayi ve daha birçok Horasan ve Rum ereni Anadolu’da sevginin, barışın ve kardeşliğin hamurunu yoğurmuşlar, Asya, Avrupa, Kuzey Afrika’da bu ışık, yüzyıllardır aydınlatma görevini sürdürmüştür. Bu düşünce öncelikle insanın kendisini tanımasını, eksikliklerini gidererek kendisini arıtmasını esas almaktadır. Bu süreç ile insan-ı kamil niteliğinde bireyler yetiştirerek, toplum-u kamil (erdemli insanlardan oluşan bir toplum) oluşturmak amacındadır. Bu yüzdendir ki “Okunacak en büyük kitap insandır” ilkesi ile hareket edilir. Din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin bütün insanlara saygıyı ve sevgi esas alınır. Hatta yaratılmış her şey, yaratıcısı yüzünden sevilir ve saygı duyulur.

Batı aydınlanmasının da kaynağını oluşturan bu düşüncelere günümüzde hem ülkemizin hem de bütün insanlığın ihtiyacı vardır. Tarihin derinliklerin den gelen bu güzellikleri yaşatmamız ve bütün insanlığa yaygınlaştırmamız gerekir.

Bilimsel doğrular çerçevesinde ve ön yargılardan arınmış bir şekilde kaynağından araştırılması ve anlaşılması halinde bir sorun gibi gösterilen bu inancın aslında toplumumuzun vazgeçemeyeceği dinamiklerinden biri olduğu görülecektir. Bu kültürü anlamak birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirecek,kendimize duyduğumuz saygı ve özgüveni artıracaktır.

Bektaşi ;İmam Cafer mezhebinden ,Hacı Bektaş tarikatından Türkmen etiği haricinde olan kişi ve gurpların adıdır .Yani Arnavut ,Sırp ,Rum ,Laz,Ermeni vs. etiğinden gelen ve Bektaşi tarikatına girenlere ”Bektaşi” denir .

Alevilerde inanç ve ibadet anlayışının kendine özgü yönleri bulunmaktadır. Bu anlayışın temeli biçimden çok özü esas almasına dayanır. Biçimsel anlamda ibadetin bir araç, olgun insan olmanın ise esas amaç olduğu kabul edildiğinden cemlere katılmak, oruç tutmak yetmez. Eline, diline, beline bağlı olmayan, en kutsal varlık olan insanı sevmeyen, olgunlaşmamış insanların ibadetleri de boşunadır. Bu kişiler Cem törenlerine alınmadıkları gibi toplumdan da dışlanırlar.

Bilindiği üzere Alevilik Hz. Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki İmam, ondört masum sevgisine dayanır. Ehl-i Beyt sözcük olarak ev halkı demektir. Ev halkı yani Ehl-i Beyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşmaktadır.

1- İmam Ali

2- İmam Hasan

3- İmam Hüseyin

4- İmam Zeynel Abidin

5- İmam Muhammed Bakır

6- İmam Cafer Sadık

7- İmam Musa Kazım

8- İmam Ali Rıza

9- İmam Muhammed Taki

10-İmam Ali Naki

11-İmam Hasan Askeri

12-İmam Mehdi

 

Gerçek, Kendini Kabul Ettirir… Selam,saygı ,dua.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 07:40 tarihinde yazdırılmıştır.