MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ÜN VASİYETİ

Yazar -

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ÜN VASİYETİ  

5 Eylül 1938 tarihinde Mustafa Kemal ATATÜRK kendi el yazısıyla vasiyetnamesini yazmıştır. İçeriği şöyle ; Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankayadaki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisine atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:”      1) Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır. 2)  Her seneki nemadan, bana nisbetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbuleye ayda bin, Afete 800, Sabiha Gökçene 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.  3) Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir. 4) Makbule’nin yaşadığı müddetçÇankayada oturduğu ev de emrinde kalacaktır.  5) İsmet İnönü’nüçocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.  6) Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil kurumlarına tahsis edilecektir.”

          Yukarıda okuduğunuz yazılı vasiyet  mal ve maaş düzenlemesini içermektedir. Ulu Önder’ in kurtarıcısı olduğu ülkesi hakkında düşünceleri yok muydu? Bunları da “ATATÜRK’ÜN BÜTÜN ESERLERİ” (30 cilt,  Kaynak Yayınları)’nden öğreniyoruz. Ne de olsa Asya uygarlığının ilk öncü devrimlerinden birini örgütleyen ATATÜRK’ ün vasiyeti  6 maddelik bir mülk düzenlemesinden ibaret olamazdı.

          ATATÜRK, 1937 yılında Başbakan Celal Bayar, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ve arkadaşı Kılıç Ali ile görüşüyor. Onlara dünyanın büyük bir savaşın eşiğinde olduğunu anlatıyor ve “Sovyetler Birliği’ ne karşı asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz. Doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak Sovyetlere yöneltilmiş  herhangi bir antlaşmaya girmeyecek ve böyle bir antlaşmaya imza koymayacaksınız.” diyor. ATATÜRK bu görüşme dışında Kılıç Ali’ ye yine benzer şeyler söylüyordu. “Dış politikamızın temeli Sovyet dostluğudur. Sovyet dostluğuna zarar vermemek şartıyla İngiltere’yle bir antlaşmanın faydası olur.”

           ATATÜRK’ ün altın vasiyetidir bu. Batı sistemine bağlanmayacaksınız. ATATÜRK o tarihsel koşullarda bağımsız kalmanın  devrimi sürdürmenin güvencesini Sovyet dostluğunda görüyor. Türk Devrimi zamanın dünya dengelerinde emperyalizmin denetimi altına düşmemek için Sovyet Devrimi ile el ele yürümek zorundaydı. O kendisinden sonra gelecek yöneticilere Milli Demokratik Devrimin başarıya ulaşması için Sovyet dostluğundan ayrılmamaları gerektiğini vurgulamıştır. 

          Bugün de görülmektedir ki Türkiye’nin güvenliği ve bütünlüğü yükselen Asya uygarlığındadır. Türkiye ATATÜRK’ün vasiyeti doğrultusunda Asya ülkelerinin arasında öncü konumunu gecikmeden almalıdır.

          servetsenyigit@gmail.com

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 12 Mayıs 2025, 22:20 tarihinde yazdırılmıştır.