GÜMRÜK BİRLİĞİ BİZİM İÇİN PRANGADIR

Yazar - Servet Şenyiğit

GÜMRÜK BİRLİĞİ BİZİM İÇİN PRANGADIR  

Avrupa Birliği – Türkiye Gümrük Birliği 31 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe girdi. Başbakan Tansu Çiller. Türkiye’ de bayram sevinci var. Sanki Avrupa Birliği’ ne girdik. Anımsayanlar bilir. İnsanları alanlara taşıyanlar davul zurna eşliğinde kitlesel  kutlamalar yaptılar. Türkiye ulusal bir  zafer kazanmışta bayram yapıyorduk sanki.  O zamanda bunun Türkiye aleyhine olduğunu  söyledik yazdık.

İşin ilginç yanı, Avrupa Birliği (AB) aday ülkeler arasında Gümrük Birliği anlaşmasını imzalayan tek ülke Türkiye idi. Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği  anlaşması imzalandığında  AB ile Türkiye arasındaki dış ticaretin toplam dış ticaret içindeki oranı yüzde 55 dolaylarındaydı.

O zamanki hükümetin  anlatımı neydi? AB ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin daha çok gelişmesi, derinleşmesi  ve doğrudan yatırımları büyük oranda teşvik etmesiydi.

Ancak böyle olmadığını görüyoruz.  Avrupa Birliği (AB) üzerinden Türkiye’ ye mal ihraç eden  ülkeler gümrük vergisi ödememektedirler. Türkiye ise  Serbest Ticaret Anlaşması (STA)  olmayan ülkelere gümrük vergisi ödeyerek mal ihraç edebilmektedir. Bu da hem rekabeti bozmakta hem de vergi gelirlerinde önemli bir kayba neden olmaktadır. AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’ların devreye girmesi ile birlikte Türkiye açısından adil ticarete aykırı, rekabeti bozan ve haksız rekabete yol açan ithalata karşı önlem alınması gerekmektedir. Yani Gümrük Birliği Türkiye’nin dış ticaretine zarar vermektedir ve bağımsız bir dış ticaret politikası belirlemesine engel oluşturmaktadır.

Sadece sanayi ürünlerinde vergi farklılıklarına baktığımızda yaşanan vergi kaybı ve haksız rekabetin boyutları ortaya çıkıyor. Örneğin Türkiye’nin  Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’ye taahhüt ettiği gümrük tarifesi oranı yüzde 17.3 iken, Ortak Gümrük Birliği ( OGT) ile sanayi ürünlerine uyguladığı gümrük tarifesi yüzde 4.5’tir.

Bunun nedenle Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasından çekilmek zorundadır. Daha sonrasında AB ülkeleri ile tek tek ikili anlaşmalar imzalanabilir. 85 milyonluk pazarıyla Türkiye, AB için önemli ticaret ortağı olmaya devam edecektir. Son olarak, ileri teknoloji başta olmak üzere katma değeri yüksek, gelecek vaat eden bazı sektörlerde korumacı ve destekleyici politikalar uygulanmalı ve Türk ekonomisinin bu sektörlerde gelişmesinin önü açılmalıdır.

 

servetsenyigit@gmail.com

...

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Nisan 2024, 05:06 tarihinde yazdırılmıştır.