İYİ İNSANLAR İLE DOST OLMAK ve ARKADAŞLIK ETMEK

Yazar - Eyyüp Sabri Erdem

İYİ İNSANLAR İLE DOST OLMAK ve ARKADAŞLIK ETMEK  

İnsanoğlunun iyi ya da kötü ameller işleyeceğini görmesi için ölümü ve hayatı yaratan Alemlerin Rabbi olan Allah’ın takdiri ile dünya hayatıyla imtihan olunmaktayız. Bundan dolayıdır ki Allah, dünyadaki her şeyi insan için yarattığını buyurmaktadır. (Bakara-29)İçinde bulunduğumuz dünya insan için yaratılmış ve insanın hizmetine sunulmuştur.

Ölümlü ve geçici olan bu dünya, ebedi olan ve ebedi hayatımızda mutlu olmak için yaratılan ve iyi ameller için gayret edilen sevap kazanılan bir meskendir. Bunun yanında dünyanın fani ve sonlu oluşu onun kıymetsiz ve lüzumsuz olduğu anlamına gelmez zira Kur’an-ı Kerim’e göre, âhiret hayatı için Rabbimizin emrettiği amelleri engellemeyen ve aksatmayan dünya hayatı meşrû bir nimet, hatta bir saadet vesilesidir.

Nitekim birçok ayet-i kerime de Müslümanların, “Rabbimiz! Bize dünyada da âhirette de iyilik ver” diye dua etmeleri tavsiye edilmiştir (Bakara Sûresi 201, (Arâf sûresi 156),( Yunus sûresi 64), (Nahl Sûresi 122) gibi birçok ayette ise dünya ve ahiret mutluluğu birlikte zikredilmiş ve bu durum Allah’ın kullarına bir lütfu ve nimeti olarak sayılmıştır.

Dünya hayatının mutluluğu ile birlikte ahiret hayatının mutluluğu da birbirine zıt değildir. Ahiret hayatında mutlu olabilmek için dünyadan vazgeçmek gibi bir zorunluluk yoktur zira dünyada Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak ve dünya nimetlerinden istifade edilerek ahiret mutluluğuna erişilebilir. Ancak dünyanın kendisinin hizmetine sokulduğu, dünya ve ahiret mutluluğuna erişebilen kişi Allah’a kul olmuş, insandır. Onun dışında Allah’a kul olmak yerine nefislerinin kulları olan insanlar her iki dünya saadetlerini yitirmiş olurlar; “Kâfirler için dünyada ve âhirette şiddetli bir azap vardır” (Âl-i İmrân Sûresi 56, Mâide Sûresi 33). “İki cihanda yüzü ak olanlara karşılık yüzü kara olacaklar da vardır” (Âl-i İmrân Sûresi 106-107).Dünya ve ahiret arasındaki ilişki bu yönde iken ikisi arasında bir tercih yapılması gerektiğinde Mümin Allah’ın emirlerini, bunun neticesinde de ahiretini seçerek ebedi hayatını fani olan dünyaya değişmez. Dünya insanlığın ebedi hayat için imtihana tabi tutulduğu geçici bir mekandır. Ancak dünya geçici de olsa insan tabiatının icabı her nerede ne kadar kalırsa kalsın mutluluğu, rahatı, güzel ve iyi olanı arar. İnsan böyle bir yerde hayat sürmenin hayali ile yaşar. Ahiret yurdunda da ebediyen mutlu olacağı, güzellikleri ve her türlü nimetleri bulabileceği için Cennet’e ulaşmak için çabalar gayret eder. Dünya saadetine mutluluğuna kavuşmak herkes için farklı yollar ve farklı şeylere sahip olmakla olabilir lakin dünya mutluluğunun özü ‘iyilik’ olarak adlandırılan ve iyi olan her şeydir.  Allah’ın razı olduğu iyi insan olabilmek ve en önemlisi ise iyi insanlarla yani salih ve sadık insanlarla beraber olabilmek bu saadetler içerisinde en kıymetli olanlarındandır.

Allah tarafından peygamber olarak gönderilmiş, insanlar arasında seçilmiş en iyiler olan peygamberler (Aleyhisselam) bile “Beni Salihlerin (iyi insanların) arasına kat” diye dua etmişlerdir. Zira iyi insanların arasında olmak, iyi arkadaş ve dostlara sahip olmak kalbin muhafazası dolayısıyla ahiret saadeti için zaruridir.

Çünkü insanın kalbi çevresinden gelen sözlere ve anlatılanlara uymaya meyillidir.

Kalp içinde bulunduğu ortamın rengine ve ahengine kapılır ve bunun neticesinde kalpte iyi veya kötü haller yerleşir kök salar.

Bu hakikat göz önünde bulundurulduğunda kalpteki imanın nurunu korumak ve arttırmak, manevi gelişim ve yükselme için âhlakı güzel iyi insanlarla, Allah’ın salih kulları ile birlikte olmak, arkadaşlık etmek ve onlarla yaşamak mutlak bir zaruret olmaktadır.

Dünya ve Ahiret saadetinin temel taşı olan istikameti korumanın en güzel ve kolay yolu da iyi dostlara sahip olabilmektir. Rabbimiz: “Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olun” (Tevbe sûresi 119) diye buyurur. Zira salih insanlarla olan kalbi beraberlik kişinin salih ve sadıklardan olmasına vesile olur.

Kur’an-I Kerim’de anlatılan “Ashâb-ı Kehf’in köpeği Kıtmîr, sâdıklarla beraber olduğu için büyük bir şeref kazandı. Hazret-i Nuh’un oğlu, Hazret-i Lût’un hanımı ise fâsıklarla gönül birliği içinde olduklarından, ebediyen Cehennem’e gittiler.”

Kalbin ve maneviyatın muhafazası için salih insanlarla beraber olunması gerektiği gibi Allahtan gafil ve günahkar insanlardan da uzak durmak gerekir. Zira Allah, salihlerle beraber olma duasında bulunanlara uyarı mahiyetinde “…Zâlimler topluluğu ile oturma!” (Enam sûresi 68) diye öğüt vermektedir. Ubeydullâh Ahrâr hazretleri şu nasihatta bulunmuştur : “Ağyâr ve bîgânelerle (Allah’a dost olmayan ve uzak olanlar)sohbet etmek, kalbe fütur (bezginlik), rûha dağınıklık ve gönle perişanlık verir. Kâmil bir Mümin olabilmek için, salih insanlarla ünsiyet(yakınlık)hâlinde bulunmak, yani onları sevmek ve onlara yakın bulunmaya çalışmak çok önemlidir. Bununla birlikte Allah’a isyan eden gafil ve fasık insanlardan da uzak durmak gerekir. Bu dünyada sevilmeye en layık insan olan Allah resulünü(Aleyhisselam)sevmekle başlayıp O’nun yolundan ve izinden giden, başta Ashab-ı kirâm olmak üzere salih insanları severek, onlarla beraber olarak ahiret saadeti ile birlikte dünya saadetine erişebilir insan. Hayatı anlamlandıran, insanı insan yapan sevgiyi, başta en sevgiliye sonra da O’na layık  ümmet olma derdiyle cehd eden salih insanlarla beraber olup onlara feda edebilmeliyiz ki hem dünya hem de ahiret saadete erişebilelim.  

 Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe Sûresi 119) derken, bizlerden imanımızda, ahdimizde, sözümüzde ve özümüzde doğru olanları ve hakikatten ayrılmayanları tercih etmemizi istemektedir.

Bu gerçeği ifadelendirmek anlamında Peygamber Efendimiz de (Aleyhisselam) hadis-i şeriflerinde şu tavsiyelerde bulunmaktadır: “İyi arkadaş yalnızlıktan, yalnızlık da kötü arkadaştan hayırlıdır. İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır. Kötülerle beraber olan da demirci çırağı ile beraber olan gibidir. Onun kiri de diğerine yansır.” (Buhâri, Müslim,Ebu Davud); “Kişi dostunun dini üzeredir. O hâlde kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.” (Tirmizî); “Kişi sevdikleriyle beraberdir.” (Buhârî); “Mümin müminin aynasıdır.” (Ebu Davud); “Müminler bir binanın tuğlaları gibi birbirini destekler.” (Buhâri)

 Bir kimse iyi insanlar ile dostluk ederse, kendisi kötü bile olsa iyi olur. Çünkü onların iyi niyeti, gayreti ve sohbeti, onu hayırlı bir insan hâline gelmesine sebep olur. Kötülerle dostluk ve arkadaşlık kuran kişiler, kendi iyi çevresinden kopup kötü ahlaklı insanlar ile düşüp kalkmaya ve bayağı günahkar şahsiyetlerin etkisinde kalmaya başlarsa o zaman, kendisi iyi bile olsa, kötü olur. Erdemli, güzel âhlaklı, Allah’a kullukta gayret eden şahsiyetlerin toplumdaki bilgi, ahlâk, karakter, meslek ve meşrep bakımından kendisinden alt seviyedeki kişileri ihmal etmemesi gerekir. Onların içerisinde yer alıp kötülükleri iyiliğe tebdil etmek için gayret etmelidirler. Kendi vasıf ve özelliklerini kaybedip kötülükler ve yanlışlıklar karşısında sessiz kalan ve tavır almayan şahsiyetler, zamanla bu durumu kabullenmeye, yanlışları olağan ve sıradan görmeye başlar ve onlarda olan kötülüklere rıza gösterirler. Kötülüğe rıza göstermekse, kişiyi iyi bile olsa kötü hâle getirir.

Son devrin İslâm alimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen hoca(Rahmetullahi Aleyh)salihlerin sadıkların vasıflarını şu şekilde dile getirmiştir: “Salih kullar, bir hayat tarzı olarak ibadet ve taate devam ederler, tespih ve tehlilde, dua ve niyazda bulunurlar. Kâinatı tefekkür ederek zikir ve fikir ile meşgul olurlar. Kalplerini de zikrin nuru ve tefekkür ile nurlandırırlar. Bu halleri ile bizlere örnek olmaktadırlar.”

Ömer Nasuhi Bilmen hoca iyi insanlar İle beraber olup onların sohbetinde bulunmanın önemini şu şekilde açıklamıştır.

“Allah dostlarının sohbeti en büyük ilaçtır, ruh üzerinde tesirlidir. Bu tesirler hiçbir şeyde mevcut değildir. Onların sohbetinde bulunanların kalpleri uyanık olur, iç dünyaları temiz olur. İşte bu manevi hastalıkları tedavi eden, toplumu ahlâkî ve fikrî anlamda yücelten, irfan erbabı olan fazilet sahibi kimselere insanların ihtiyacı vardır.

İYİLER İLE BERABER OLMAKLA İLGİ AYET-İ KERİMELER

O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: ‘Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene! Keşke falancayı dost edinmeseydim! And olsun ki beni, bana gelen Kur’an’dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor.’ der.” 

(Furkan sûresi 27-29)

“Nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: ‘Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Sen ne kötü arkadaşmışsın!’ der.” (Zuhruf sûresi 38)

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe, 119)

İYİLER İLE BERABER OLMAKLA İLGİ HADİS-İ ŞERİFLER

“İyi arkadaş yalnızlıktan, yalnızlık da kötü arkadaştan hayırlıdır. İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır. Kötülerle beraber olan da demirci çırağı ile beraber olan gibidir. Onun kiri de diğerine yansır.” (Buhâri); “Kişi dostunun dini üzeredir. O hâlde kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.” (Tirmizî) “Kişi sevdikleriyle beraberdir.” (Buhârî) “Mümin müminin aynasıdır.” (Ebu Davud) “Müminler bir binanın tuğlaları gibi birbirini destekler.” (Buhârî)

Bir kimse, Peygamber efendimize, (Kıyamet ne zaman kopacaktır?) diye sordu. Ona cevaben, (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse, (Fazla ibadetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. O kimseye, (Herkes sevdiği ile beraber olacaktır. Sen de, ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu. (Buhari)

Hikmet ehli ile beraber olun. (Taberânî)

Rabbimiz bizi kendisine itaat eden salih ve iyi kullarından eylesin,hem dünya hayatında hemde ahiret hayatında razı olduğu salih olan kullarıyla beraber eylesin…

Selam ve Dua ile

Eyyup Sabri Erdem

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 15:53 tarihinde yazdırılmıştır.