MANHATTAN’A YURT YAPMAK

Yazar - Metin ATLI

MANHATTAN’A YURT YAPMAK  

                  Ne zengin memleketiz be. Manhattan’a yurt yapıyoruz.  Manhattan neresi? Amerika’nın en lüks, en pahalı semti. Devletimiz buraya süper lüks öğrenci yurdu yapıyor. Hem de 21 katlı. Bize de bu yakışır zaten. Parası hiç önemli değil. Bizde para bol. Yeter ki öğrencilerimiz lüks içerisinde yaşasın, derslerine çalışsınlar. Bunu gören Amerikalı öğrenciler kim bilir bizimkileri nasıl kıskanacaklar?

                 Buraya yurt yapılması gerçekten çok garip. Beylikdüzü’ nde ki bir üniversiteye Bebek’te yurt yapmak gibi bir şey. Acaba gerçekten yurt mu olacak? Bina henüz bitmedi. İnşaat devam ederken Amerika’da Türk işi çalışma yapmışız. İnşaata güvenlik ağı yapmamışız. Hafta sonları izinsiz çalışmışız. Kaldırımı kapatarak yayaları zor durumda bırakmışız. Onlar da inşaatı bir süre durdurmuşlar.

                 Türkiye’de ki vakıflar Amerika’ya para gönderemiyor. Biz de Amerika’da bir vakıf kurmuşuz. Adı Türken. Ancak yine de Amerika’daki bir vakıf yurtdışından direk bağış alamıyor. Biz de pratik zekamızı devreye sokmuşuz. Amerika’da bir adam bulmuşuz. Parayı önce ona göndermişiz. Buradan da Türken’e aktarmışız. Bağışların bazılarını da Kızılay üzerinden yapmışız. Bu kadar büyük zekamızı hep böyle anti kunti işleri çözmede kullanmışız. Onda birini Türkiye için kullansak ülkemizi kimse tutamaz.

              Elazığ depreminden sonra Kızılay vatandaşlardan bağış yapılmasını istedi. Ancak toplanan bu paralardan 7 milyon 925 bin dolarını bir vakfa bağış olarak aktardığı ortaya çıktı. Ayrıca Başkent gazın Kızılay’a bir vakfa aktarmak şartıyla bağışta bulunduğu ortaya çıktı. Başkan Kerem Kınık Kızılay üzerinden  bir vakfa  bağış yapıldığını kabul etti. Neden bu işlerde Kızılay kullanıldı? Çünkü Kızılay üzerinden yapılan bağışlardan vergi alınmıyordu. Başkan Kerem Kınık ‘Kızılay üzerinden bu bağış vergi kaçırmak için yapılmamıştır, vergiden kaçınmak için yapılmıştır’ dedi. Allah Allah. Ne demek istedi acaba?

              Amerika Michigan’da St. Joseph nehri kenarında eski ünlü boksör Muhammed Ali’nin  328 dönüm üzerine kurulmuş muhteşem bir çiftliği var. Bu çiftlik satıldı. Kim aldı biliyor musunuz? Yine bu Turken vakfı. Amacı öğrencilere yurt yapmak, eğitim vermek olan bu vakıflar neden böyle lüks ve pahalı yerleri satın alırlar? Anlayan var mı?  Nehir kenarında, lüks yerlerde öğrencilerin kafaları daha mı iyi çalışıyor acaba?

            Ülkemiz de öğrenciler devlet yurdunda yer bulamıyor. Özel yurtlar çok pahalı. Ev kiraları almış başını gitmiş. Çoğu öğrenci 3 öğün karnını doyuramıyor. Bu devir de üniversite de çocuk okutmak kolay mı? Okulu bitiren de yurtdışına kapağı nasıl atarım diye düşünüyor. Ülkemiz de durum böyleyken sen git, dünyanın en lüks en pahalı semtine yurt yap. Ülkemizde döviz yokken sen milyon dolarları buralara aktar. Bu dolarla yurtdışında lüks çiftlikler satın al.

            Yahu ülkemizde bu kafa değişmeyecek mi? Bu saltanat son bulmayacak mı? Bu israf bitmeyecek mi? Eskiden “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” derlerdi. Yani devletin malının deniz gibi tükenmeyeceğini söylüyorlardı. O koca deniz bitti farkında mıyız? Denizden arta kalanlarda müsilaj oldu, kirlendi farkında mıyız? Burada denizin bittiğini görenler Muhammed Ali’nin çiftliğinde yaşamına devam edecekler. Ya biz ne yapacağız? Hala farkında değiliz değil mi?

            

            

                               

 

           

        

                

          

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Nisan 2024, 02:04 tarihinde yazdırılmıştır.