ZİHİNSEL YORGUNLUKLA MÜCADELE YOLLARI

Yazar - Burcu Çalışkan

ZİHİNSEL YORGUNLUKLA MÜCADELE YOLLARI  

Zihinsel yorgunluğunuz ne seviyede ve acaba aşağıdaki ifadelerden kaçı sizi anlatıyor?

“Ne kadar uyursanız uyuyun, açık bir zihinle güne başlamakta zorlanıyor musunuz?”

“Kitap okumayı çok istiyor ama asla yeteri kadar uzun süre odaklanamıyor musunuz?”

 “Aslında başlamak istediğiniz bir sürü şey var ama bir türlü ilk adımı atacak gücü kendinizde bulamıyor musunuz?”

 “Ne zaman dinlenmeye kalksanız, aklınıza hemen yapmanız gerekenler mi geliyor?”

Yukarıdaki dört maddeden en az iki tanesi sizi anlatıyorsa, o zaman her şeyi bir kenara bırakıp tüm dikkatinle bu yazıyı okuman gerek. Çünkü bugün minimum çaba göstererek zihinsel yorgunlukla nasıl mücadele edeceğini anlatıyorum.

Zihinsel yorgunluk, belli bir zihinsel işi yerine getiremeyeceğini düşünme veya yerine getirememe durumudur. Zihnimiz yorgun olduğu zaman normal şartlarda kolaylıkla yapabildiğimiz odaklanma, düşünme ve karar verme gibi eylemler zor gelir. Performansımız kötüleşir, üretkenliğimiz azalır.

Fiziksel yorgunlukla mücadele etmek zihinsel yorgunlukla kıyaslandığında nispeten daha kolaydır. Koştuğumuz zaman bacaklarımız titrer ve dururuz. Uzun süre ayakta kaldığımız bir günün ardından hemen kanepeye uzanırız. Ağır poşetler taşıdıktan sonra ise sızlayan kollarımıza daha fazla yüklenmememiz gerektiğini biliriz. Öte yandan zihnimiz yorulduğunda kendimize bu kadar anlayışlı davranmayız. Zihnimiz ne kadar yorgun olursa olsun telefonun bildirimlerine bakmaya devam ederiz. Twitter’dan haberlere bakarız. Netflix’ten bir film açıp izleriz. Arkadaşlarımızdan gelen Whatsapp mesajlarını cevaplarız. Git gide artan ekran süremizin aslında zihnimizi ne kadar yorduğunu hiç umursamadan hayatımıza devam ederiz.

Yapılan çalışmalar sonucu biliyoruz ki akıllı cihazlarımıza gelen her bildirimde beynimiz dopamin hormonu salgılar. Dopamin hormonu, bize ödül hissini veren bir hormondur. Bildirim şeklinde aldığımız her uyarıcı zihnimiz tarafından bir ödül gibi algılanır. Dopaminin etkisiyle ekran süremiz giderek artar ve zihnimiz dinlenmeye hiç fırsat bulamadan çalışmaya devam eder. Bu ödül mekanizması sebebiyle de zihinsel yorgunluğumuzla mücadele etmek çok zordur.

Zihinsel yorgunlukla mücadelenin önündeki tek sebep dopaminin beynimizde yarattığı bağımlılık değil. Günümüzün toksik üretkenlik algısı da işleri oldukça zorlaştırıyor. Sürekli üretmenin, okumanın, çalışmanın, artı bir değer yaratmanın pompalandığı bir dünyada hiçbir şey yapmamak adeta eksiklik, yetersizlik ve hatta başarısızlıkla denk tutuluyor. Hiçbir şey yapmadığımız zaman aslında yanlış ve eksik bir şeyler yaptığımız mesajı öyle ısrarla tekrarlanıyor ki bir süre sonra biz de bunun doğru olduğuna inanmaya başlıyoruz. Ve sonunda ne durmaktan keyif alıyoruz ne de yatıp dinlenmekten.

Size hiçbir şey yapmamanın öğrenmek, karar vermek ve problem çözmek için fazlasıyla önemli olduğunu söyleseydim, ne kadar şaşırırdınız? Yanlış okumadınız. Zihnimiz öğrendiklerini sindirmek, sağlıklı kararlar vermek, zorlu problemleri çözmek ve birtakım becerileri geliştirmek için hiçbir şey yapmamaya ihtiyaç duyuyor. Zaten aklımıza takılan meselelere çözümü duşta bulmamızın, en yaratıcı fikirleri tavana bakarken bulmamızın ve öğrendiklerimizi uykuda pekiştirmemizin sebebi de tam olarak bu. Bu olay temelde “dağınık düşünce modu” denilen bir süreçle ilgili. Bir işe odaklandığımızda veya telefonumuzdaki bildirimlere baktığımızda zihnimiz aktif olarak gelen verileri işlemeye devam ediyor. Dikkatimizin veri işlemeye odaklandığı bu süreçte zihnimiz aslında dışarıdan gelen bütün bilgilere kendini kapatıyor. Daha sonrasında zihnimiz aktif olarak odaklanmayı bırakıp rastgele dolanmaya başladığında odaklanmış düşünce modundan çıkıp dağınık düşünce moduna geçiyor. Ve tam bu sırada problem çözme becerilerini, yaratıcılığı ve büyük resmi görme ihtimalimizi artıyor. Yani aslında hiçbir şey yapmadığımız için vicdan azabı çektiğimiz süreçlerde zihnimiz hem dinleniyor hem de oldukça işimize yarayan bir moda otomatik olarak geçiş yapıyor.

Artık hiçbir şey yapmadan zihninizi dinlendirmenin önemini öğrendiniz. Gelelim zihinsel yorgunlukla mücadele etmek için kolaylıkla yapabileceklerinize…

Telefonu rahatsız etme moduna alın. Mümkünse birkaç saatliğine kapatın. Dijital cihazlardan uzak durarak zaman geçirmek günümüzde zihninizi dinlendirmenin en iyi yolu.

Parka, deniz kenarına veya yeşil bir alana gidip doğayı izleyin. Etrafınızdaki renklere bakın, havanın serinliğini veya sıcaklığını hissedin. Varsa sokaktaki hayvanlarla ilgilenin.

Ilık bir duşa girin. Bırakın ılık suyla beraber zihninizdeki gürültü de aksın gitsin. Duştan sonra hazırlanırken hiç acele etmeyin. Günün geri kalanını kafanızda planlamaya başlamayın. Teknolojik cihazlara asla bakmayın.

Yönlendirmeli meditasyon yapmayı deneyin veya nefes egzersizleri yapın. Unutmayın burada amaç zihnimizi tümüyle serbest bırakmak. Zihnimiz alışkın olduğu yolu tercih edip bir şeyler düşünmeye başlayacaktır. Fark ettiğinizde zihninizi nazikçe nefesinize yönlendirin.

Günlük tutmayı deneyin. Bir hedef, bir yönlendirme, bir kural olmadan içinizden gelenleri sayfalarca yazın. Bırakın zihniniz çöplerini kâğıda döksün.

Sakin bir ortamda güzel bir uyku çekin. Eğer uyuyamazsanız, telefona sakın bakmayın. İsterseniz gözlerinize rahatlatıcı çay banyosu yapın, isterseniz yüzünüze ferahlatıcı bir maske. Sakinleştirici bir müzik açın ve sadece yatakta uzanın.

Ekrana bakmayı gerektirmeyen ve çok çaba istemeyen bir hobi edinin. Sadece rahatlamak için örgü örün, yemek yapın, resim yapın veya kaligrafi ile uğraşın. Bedeninize hak ettiği değeri verdiğinizden emin olun.

 Yeterli miktarda su tüketin ve sağlıklı beslendiğinizden emin olun.

Kendinize çok yüklenmeyin ve zihniniz için dinlenme molaları yaratın. Gün ortasındaki 20 dakikalık bir molanın günün geri kalanını olumlu etkileyeceğini unutmayın.

Ve son olarak mükemmeliyetçi olmayı bir kenara bırakın. Kendinize öz şefkatle yaklaşın ve merhametli davranın.

Sevgiyle kalın…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 09:43 tarihinde yazdırılmıştır.