İTİBAR MI KALDI?

            Kaşıkçı cinayetini biliyorsunuz. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan yönetimine muhalif bir gazeteciydi. Arabistan’da  özgürlük yok gibi garip garip yazılar yazıyordu. Suudi kralı böyle şeylere alışık değildi. Kral ve ailesi dünyanın en zengin kraliyet ailesiydi. Hiçbir iş yapmadan krallar gibi yaşıyorlardı. Araplar da buna alışmışlardı. Öyle demokrasi falan istedikleri yoktu. Hiç görmemişlerdi ki. Kralımız çok yaşa diyorlardı. Kral memnun,  halk memnun.  Kaşıkçı’ya ne oluyordu.  

         Sadece Suudi kralının değil, diğer Arap krallarının da bu duruma canı sıkılıyordu. Ya Araplar uyanırsa, ya krallıkları ellerinden giderse. Düşünmesi bile korkunçtu. Bu Kaşıkçı susturulmalıydı. Öyle de oldu. Öldürmek için bula bula Türkiye’yi buldular. İstanbul’un göbeğinde Suudi konsolosluğunda adamı testereyle kestiler.

           Demokrasinin beşiği Amerika ve Avrupa ne yaptı? Hiçbir şey. Bunların demokrasi ile alakaları yoktur. Tamamen çıkarlarına bakarlar. Suudi kralı petrolünü Amerika’ya peşkeş çekiyor. Amerika’dan tam 350 milyar dolarlık silah aldı. Silahlar belki de 50 milyar dolar etmez. Bu devam ettiği sürece 100 tane adamı televizyonlar önünde meydan da kesseler ayıp oluyor falan der geçerler. Ama bir gün kral petrolünü vermezse, Çin’e veya Rusya’ya yanaşırsa bak işte o zaman Kaşıkçı dosyası raftan iner. O gün kralı yargılarlar, devirirler.

          Amerika ve dünya zenginleri sömürdükleri hiçbir ülkede demokrasi istemezler. Tek adam isterler. O tek adam cinayet işliyorsa kaydını tutarlar. Yolsuzluk yapıyorsa kaydını tutarlar. Sonra o lideri tehdit ederler. Ülkeyi tehdit etmezler. Benim dediğimi yapmazsan bunları açıklarım, seni deviririm derler. Suudi Arabistan’da demokrasi olsa Amerika’ya 350 milyar dolar para verir mi? Menderes 10 sene Amerika’ya hizmet etti. Baktı ülke krize gidiyor, bu Amerika’nın istekleri bitmiyor Rusya ve diğer ülkelere yanaştı. Amerika’ya tavır aldı. Sonuç Mendere i astılar. Bu durumlara düşmemenin tek yolu ülkede demokrasi ve adalete sahip çıkmaktır.

         Bize gelince Kaşıkçı’nın Türkiye’de öldürülmesine çok bozulduk. Zaten Suudileri sevmiyorduk. Biz İhvancı’ydık.  Ortadoğu ve Afrika’da  Müslüman Kardeşler örgütünü destekliyorduk. Katar’da bizim kafadaydı. Ama Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri Müslüman kardeşler Örgütü’nden nefret ediyordu. Krallıklarına bir tehdit olarak görüyorlardı. O yüzden aramız limoniydi.

          “Kaşıkçı cinayetinin peşini bırakmayacağız” dedik. “Elimizde ses kayıtları var” dedik. “Bunun hesabını soracağız” dedik. ”Çünkü bu cinayet Türkiye’de işlendi” dedik. “Gereğini yapacağız” dedik. Dedik ve de gereğini yaptık. Soruşturmayı durdurduk sonra da Kaşıkçı dosyasını Suudi Arabistan’a teslim ettik. Bundan sonra kim takar Türkiye’nin söylediklerini?  Nerde kaldı ülkemizin itibarı?

              Ben inanıyorum ki şimdi Suudi mahkemeleri tarafsız ve bağımsız bir şekilde olayın üzerine gidecekler ve hayırlısıyla katili bulacaklar. Bulunca da en ağır cezayı verecekler. Bu kral bile olsa yargılayacaklar. Çünkü onlarda adalet var değil mi? Ben Araplarda neden mahkeme var onu da anlamıyorum. Yahu sizde krallık var. Kral’a gelecekler ‘Efendim Kaşıkçı diye bir adam var, sağda solda zatıaliniz hakkında ileri geri konuşuyor, ne yapalım’ diyecekler. O da alın kellesini diyecek. Bu kadar. Zaten böyle olmuyor mu, mahkemeye ne gerek var.

          Bu kadar laf söylediğimiz Suudi kralını bayram arifesinde ülkesinde ziyaret ettik, öpüştük, koklaştık. Bir samimi muhabbet, düşman çatlattık. Sonra da onların devlet televizyonları bizim için ‘Biz davet etmedik, onlar kendisi geldi’ dedi. Suudi bir yetkili dünyaca ünlü Guardian gazetesine bir yorum yaptı. ‘Türklerin bize ihtiyacı var. O yüzden ticaret koşullarını biz belirleyeceğiz’ dedi. Bari böyle laf sokmasalardı.

         Türkiye’de para yok, Suudi Arabistan’a para istemeye gittik. Arap televizyonlarında 400 bin dolarlık ev alana Türkiye vatandaşlığı bedava reklamları yapılıyor. Dünya da örneği yok. İtibarımız yerle bir.  Nereden nereye. Paranın gözü kör olsun. Bunları paralarımızı saçarken düşünecektik. Suudiler bize borç dolar verecek. Biz bu dolarları piyasaya salacağız. Dolar seçimlere kadar yükselmeyecek. Ve Ak parti bu sayede yine seçimleri kazanacak. Yani her şey Ak Parti’nin tekrar seçimi kazanması için yapılıyor. Türkiye düze çıksın diye yapılmıyor. Seçimden sonrası mı? Düşünmek bile istemiyorum.