YİNE SEL GELDİĞİNDE

Yazar - Ozan Akarsu

YİNE SEL GELDİĞİNDE  

Yağmurlu bir Pazar günü yeniden aklıma gelen bir konuyu ele almak istedim.

Dikkat ederseniz, Lüleburgaz Belediyesinde her seçilmiş başkanın veya seçilmeye adayının zincirleme söylemlerinden bir tanesi Lüleburgaz’daki dere ıslahı, çevresinin düzenlenmesi ve Taşköprü’nün yenilenmesidir. Oysa seçim sürecinin kendine has temposundan mı bilinmez, bu güne kadar bu farklı çalışma konuları birbirleriyle o kadar bağlantılıymış gibi söylendi ki; dere veya Taşköprü ile ilgili bir durum ortaya çıksın, vatandaşlar bu üç soruna birden dikkat çeker oldu.

Kentimizde yaşanan son sel felaketi bir daha gösterdi ki bu sorunlar birbirinden ayrı bir şekilde ele alınmadığı gibi tek tek dahi ele alınmamıştır. Ortadaki her gün şiddeti artan geç kalınmışlık, İstanbul’dan başlayan göç veya iskân yüzünden içinden çıkılmaz bir hal aldığında ne olacak? Olacakları tahmin etmek zor değil. Bu sefer can kaybı yaşanmadığı için güldük oynadık ama bir sonraki felaketin nelere mal olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz.

Haberlerden okuduğumuz kadarıyla son sel felaketinden sonra ıslah çalışması yapılmış. Yapılan çalışma da taşkından korunma amaçlı yapay dolgu olarak belirtilmiş. Bir sonraki yağışta metrekareye 70 kilogramdan 1 kilo fazla yağış düştüğü anda bir daha aynı şey yaşanmayacak mı, yapay dolgu her şeyi halletmiş olacak mı?

Bir de Lüleburgaz Belediyesi’nin geçtiğimiz günlerde çalışmaların yetersizliğine dair Devlet Su İşleri Müdürlüğüne karşı yaptığı “Önlem almazsanız felaket kaçınılmaz” başlıklı bir açıklama var. Bu açıklamada Belediyeye göre uzun uzun DSİ çalışmalarının yetersizliği belirtilmiş, yaz aylarındaki yağmurlar öncesinde ‘’sel gelirse sebebi biz değiliz’’ demek istenmiş ama ben bu şehrin bir sakini olarak bu açıklamada Lüleburgaz Belediyesi’nin olası durumlar karşısında neler yapmaya hazır olduğunu bilmek isterdim.

İster şehir merkezinde olsun, ister şehrin kenarında bir yerde; seli engellemek için yapılacak kapsamlı çalışmalar herkesin bundan haberdar olacağı kadar uzun sürmektedir. Ayrıca alınacak önlemler de derelerin geçtiği yere göre değişiklik göstermektedir ve her bir özel duruma göre sele karşı savunma planı yapılmalıdır.

Suyolları dinamik yapıdadır. Zamanla, suyolları genişleme de gösterebilir. Bu nedenle, bir su yolu kıyısındaki arazi, sele karşı oldukça hassastır. Lüleburgaz’ın hızla artan nüfusuna karşılık kente verilen imar izinleri karar vericiler tarafından çok dikkatli bir şekilde elden geçirilmeli, bu bölgeye daha fazla ev yapılmasına müsaade etmek yerine, doğa ile iç içe olunabilecek spor faaliyetlerinin yürütülebileceği alanlar oluşturulmalı ve bu bölgeyi kent ekonomisine kazandırmalıdır. Bu bağlamda Küme evleri diye adlandırılan, yerleşimlerin akıbeti de merak konusudur.

Bundan sonraki yerel seçimde sel baskınlarının önüne geçeceğim, derenin çevresini düzenleyeceğim diye vadeden kim varsa onlara da kötü haberim var: Bu haliyle seli asla durduramayacağız. Çünkü seller, atmosferimizin karmaşık hava sisteminde kaçınılmaz bir unsurdur. Biz insanlar olarak sadece yanıltıcı barajlar, setler ve kanal sistemleri inşa ederek selden kaynaklanan hasarı en aza indirmek için çalışabiliriz.

Sel felaketiyle mücadele etmek kadar suyun akıp gitmesinden sonra da bu felaketle mücadele etmeye devam ediliyor. Örneğin Çamur ve balçık ile mücadele ayrı bir çalışma konusudur. Hiç konuşulmasa da sel felaketleri günümüzde salgın hastalıkların yayılmasına da neden olabiliyor. Çünkü sel suyu bir alan üzerinden akarken, her türlü kimyasal ve atık ürünü toplayabilir ve bu da son derece sağlıksız koşullara yol açar. Haliyle sel mağduru olan kişilere içme suyunu ve sağlıklı gıdayı temin etmek de ayrı bir çalışma konusudur. Çünkü sele sebep olan dere gözler görünür derecede kirletilmiş durumda.

Selin hasarını önlemenin en iyi yolu, sele eğilimli alanlardan tamamen çıkmak olabilir. Pek çok doğa olayında olduğu gibi, sele karşı en mantıklı tepki, derenin önünden çekilmek ve temelli olarak yakınına oturmamak olabilir. Bu da Lüleburgaz için en hayırlısı olacaktır. Yoksa Nüfusu yarım milyona geldiğinde veya yarım asır sonra tıpkı Los Angeles veya Tokyo gibi sele karşı milyarlarca dolarlık projeler yapmak zorunda kalabiliriz.

Yine sel geldiğinde geç kalınmaması dileği ile…

                                                                                     Ozan AKARSU.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 11:19 tarihinde yazdırılmıştır.