RUSYA UKRAYNA YI İŞGAL EDER Mİ?
Yazar - Metin ATLI
Rusya, Ukrayna’ya girecek mi girmeyecek mi? Sabah mı girecek, akşam mı girecek. Ukrayna’yı komple mi işgal edecek, yoksa belli bir bölgesini mi alacak. Bütün gün televizyonlarda bunu tartışıyoruz. Pekiyi Rusya ile Ukrayna’nın ne alıp veremediği var? Rusya Ukrayna’yı neden işgal etmek istiyor? Bugün ki yazımızda buna bakacağız.
NATO tamamen Amerika’ya hizmet eden bir kurumdur. Ukrayna yönetimi Amerika’nın desteği ile NATO’ya girmek istiyor. Rusya ise Ukrayna’nın NATO’ya girmesine kesinlikle karşı. Çünkü NATO burnunun dibindeki ülkeye gelirse Rusya, askeri olarak kuşatılmış olur. Amerika askerini, silahlarını bölgeye sokar ve Rusya çok zor durumda kalır. Putin de buna karşı önlem alıyor.
Rusya, Ukrayna sınırına ciddi askeri yığınak yaptı. Bu şekilde hem Amerika’ya, hem Avrupa’ya, hem Ukrayna’ya hem de bütün dünyaya bu konuda ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Daha önce Ukrayna’ya bağlı Kırım’ı işgal etmişti. Pazartesi akşamı ise Rusların yoğun olduğu Donbass bölgesinin bağımsızlığını tanıdığını söyledi. Yani artık Donbass bölgesi fiili olarak Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya bağlanmış oldu. Bu bile Amerika ve Avrupa’da ciddi krize neden olacaktır. Bütün bunlara rağmen Ukrayna NATO sevdasından vazgeçmezse Rusya Ukrayna’yı komple işgal eder.
Amerika ve Avrupa Ukrayna’ya verdiler gazı, verdiler gazı. İş ciddileşince de kenara çekildiler. İşgal olursa kılını bile kıpırdatmayacaklardır. Ukrayna sap gibi ortada kalacaktır. İşgal edildiğinle kalacaktır. Aslında Avrupa bu savaşa hiçte sıcak bakmıyor. Onlar aslında Rusya ile iyi geçinmek istiyorlar. Ama Amerika’nın baskısıyla kerhen Rusya’yı kınıyorlar. Putin, Fransa ve Almanya’nın kısmen de olsa desteğini aldığını söyledi. Amerika şartları çok zorluyor. Avrupa bu olayda bariz bir şekilde Amerika’nın yanında olmayacaktır.
Zavallı Ukrayna kurbanlık koyun gibi olacakları bekliyor. Pekiyi bu olayların perde arkasında ne var? İş buraya neden geldi? Amerika, Rusya ile neden bu kadar uğraşıyor? Bunu anlamak için dünya düzenine tekrar bakmamız gerekiyor. Dünyayı yöneten zenginler ikiye bölündüler. Rockefeller ailesinin başını çektiği zenginler ağırlıklı olarak Amerika ile iş yapıyor. Rothchield ailesinin başını çektiği zenginler ise genellikle Çin ile iş yapıyor. Amerika ile Çin arasındaki ticari savaş aslında bu zenginlerin kendi aralarındaki savaştır. Amerika’yı bu zenginler yönetiyor. Amerika bağımsız değildir. Amerika merkez bankası bile Amerika Devleti’nin değildir. Bu zenginlerin hissesi olduğu özel bir bankadır. Merkez bankası devletin olmayan bir devlet nasıl bağımsız olabilir? Dünyayı zenginler yönetsin diyenlere küreselciler denir. Dünyayı güçlü devletler yönetsin diyenlere ise ulusalcılar denir. Küreselciler ulusalcılara göre çok daha güçlüdür.
Çin, Rothchield ailesinin başını çektiği zenginlerle anlaştı. O artık sömürge bir devlet. Pekiyi ya Rusya. Rusya’nın durumu Çin ve Amerika’dan çok farklıdır. Rusya bu zenginlere, bu küreselcilere teslim olmadı. David Rockefeller bizzat kendisi Rusya’ya defalarca gitmiş. Bunu söyleyen Stalin döneminde en genç yaşta general olan, gizli serviste çalışmış Vilademir Jukray dır. You tube tan röportajını izleyebilirsiniz. David Rockefeller Rusya’ ya ülkenizi bize açın demiş. Sizin petrolünüzü, doğalgazınızı biz işletelim demiş. Biz de sizin ülkenize yatırım yapalım siz de zengin olun demiş. Rus yetkililer de Amerikan başkanı bu işe ne diyor diye sormuşlar. O da Amerika da başkanlar kukladır, biz ne dersek onu yapar demiş. Amerika’da gazeteciler kukladır, biz ne istersek onu yazar demiş. Ama Rusya bu teklifi kabul etmemiş. Bu emperyalist zenginlere teslim olmamış. İşte bu yüzden Rusya’yı dize getirene kadar, parçalayana kadar uğraşacaklardır.
Rusya şimdiye kadar çoktan teslim olurdu. Ama Putin gibi Rus KGB gizli servisinden gelen akıllı bir liderleri var. Pekiyi Türkiye bu işin neresindedir? Türkiye bir NATO ülkesidir. Bu nedenle Türkiye Amerika’nın yanında olacaktır. Yani Ukrayna’nın yanında olacaktır. Ulusal çıkarlarımız Rusya ile iyi geçinmemizi gerektiriyor ama bizim Amerika ile derin bir dostluğumuz var. Bu dostluk, bu muhabbet bozulmasın istiyoruz. Biz Amerika’yı seviyoruz. Amerika’da bizi çok seviyor. Bize sormadan bu bölgede adım atmıyor. Aslında “ Bırak bu Rusya’yla uğraşma” desek Rusya’ya bulaşmayacak. O kadar yani. Dostluğumuzu S-400 füzeleri üzerinden anlatalım mı?
Ülkemize bir füze saldırısı olsa bunu engelleyecek bir sistemimiz yok. Biz de bunun için Amerika dan patriot füze savunma sistem istedik. Ama Amerika vermedi. Biz de Çin’le anlaştık. Çin’le tam imzalar atılacakken Amerika bu sisteme karşı geldi. Çin’le anlaşmadan vazgeçtik. Çin’i kızdırdık. Daha sonra Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi almaya karar verdik. O zamanlar Amerika’nın başkanı Obama idi. Ona sorduk. Amerika “Yunanistan’da S-300’ler var, bizim için sakıncası yok, S-400 alabilirsiniz” dedi. Biz de Rusya dan bu sistemi aldık. Ama sonra Obama gitti yerine Trump geldi. Trump “Bu sistemi aldınız ama kuramazsınız” dedi. Şimdi S-400 füze savunma sistemimiz maalesef depolarda çürüyor.
Amerika ile dostluğumuzu bilmiyorum anlatabildim mi? Bu nasıl bir dostluksa.