TÜRKİYE’DE PAHALILIK YOK Kİ

Yazar - Metin ATLI

 TÜRKİYE’DE PAHALILIK YOK Kİ  

                                                  TÜRKİYE’DE PAHALILIK YOK Kİ

                 Bizim ülkemizde pahalılık yok ki. Biz ucuz bir ülkeyiz.  Elektrik ucuz, doğalgaz ucuz, benzin ucuz. Türkiye’de her şey ucuz. İroni yapmıyorum, gerçeği yazıyorum. Pahalı olsak Yunanlılar, Bulgarlar ülkemize alışveriş yapmaya gelirler mi? Hafta sonu sanki Yunanistan, Bulgaristan Edirne’ye akıyor. Neden? Çünkü Türkiye çok ucuz.

              Hükümet yanlış yapıyor. Doğalgaza, elektriğe, akaryakıta az zam yaptı. Daha çok yapmalıydı. 15 liraya benzin mi olur,  benzin 26 lira olmalı. 1kw elk 1,35 lira olur mu, 1,87 lira olmalı. Doğalgaz gene hepten bedava. 1 m3 doğalgaz 2,74 TL. Su bile daha pahalı. Doğalgaz fiyatı 7,84 TL olmalı. Çünkü dünyada fiyatlar böyle. Sen bu fiyatların altında satamazsın.  Hükümet bu kadar ucuza vermekle ne yapmaya çalışıyor. Ülkeyi batırmaya mı çalışıyor. Çünkü aradaki bu farklar devletin cebinden çıkıyor. Nereye kadar.

            Televizyonlarda herkes elektriği nasıl ucuzlatırız onu tartışıyor. Yok KDV’yi kaldıralım, yok az kilovata az para alalım. Bunlar yanlış teşhisler. Elektrik pahalı değil ki. Dolayısıyla tedavi de yanlış oluyor. Benzinin Avrupa’da ki ortalama fiyatı 26 lira. Sen de benzin üretmediğine göre 15 liraya nasıl benzin satacaksın mümkün mü?  Derhal benzine Yüzde 73 daha zam yapmalıyız. Benzini 26 lira yapmalıyız. Elektriğe yüzde 35 daha zam yapmalıyız. Yapmazsak devlet bu farkı cebinden daha fazla karşılayamaz, olmaz. Enin de sonunda bu fiyatlara gelecektir, bugün olmaz seçimlerden sonra olur. Ama mutlaka olur, göreceksiniz.

            Demek istediğim problem yüksek fiyatlar değil. Sorun başka. Şimdi bu sorunlara tek tek bakalım. Birinci problem devlet olarak gelirimiz azaldı. Üst üste yedi yıl kişi başı milli gelirimiz azaldı. 10 yıl önce 12 bin 614 dolar iken bugün 8 bin 600 dolara düştü. Romanya, Bulgaristan gibi ülkeler bile bizi geçti. Neden? Çünkü hükümet üretime, gelir getiren işlere hiç yatırım yapmadı. Yol, köprü yaparsın ama yanına 2 tanede fabrika açarsın, dengeli gidersin. Ama fabrika kurarsan rant yok ki. Yol köprü sırf rant. Yandaş müteahhitler ne paralar kazandı. Sonuç ekonomik kriz. Çünkü para bitti.

              İkinci problem ülkedeki asalaklardır. Hükümetin etrafına toplanan bir çok kişi hak etmedikleri paraları kazanıyorlar. Ballı ihaleler alıyorlar. Başka ülkelerin 3 milyar dolara yaptığı köprüyü biz 9 milyar dolara yaptık. 5 yerden ballı maaşlar alıyorlar. Hiç çalışmadan maaş alan bankamatik memurları var. Bir çok insana devlet bankalarından verilen ucuz krediler var. Hem ucuza kredi alıyorlar, hem de geri ödemiyorlar. Borçları, vergileri siliniyor. Bir de İngiltere gibi asalaklar var. Bizden her yıl 35 milyar dolar faiz alıyorlar. Biz hem kendimizi besliyoruz, bir de bu asalakları besliyoruz. Bunlar bu hükümet başta kalsın diye kendilerini yırtıyorlar.

             Hükümet yıllardır sırtındaki bu asalakları besledi. Kasadaki 128 milyar doları harcadı besledi, 60 milyar dolarlık özelleştirme yaptı besledi. 200 milyar dolar borç aldı besledi. Suriyelileri besledi. Sonunda kasada para kalmadı, satacak pek bir şey kalmadı, artık borçta alamıyorlar.

            Ama bunlar hala açız diye bağırıyorlardı. Bunları sürekli beslemezsen hemen hükümeti terk eder başka kapı bulurlardı. Bunları besleyecek tek kaynak kalmıştı. Vatandaşın parası. Vatandaştan kısıp bunları besleyeceklerdi. Vatandaşa fakirsiniz ama biz gidersek din elden gider der yine oy alınırdı. Ama bu asalaklar bu şekilde kanmazdı. Çünkü bunların zaten dini imanı paraydı. Tamam da vatandaştan para nasıl alınacaktı.  Maaşları düşürsen ortalık ayağa kalkardı. Bunu kibarca yapmaları gerekiyordu.

             Ve bir gün faizleri düşürdüler. Faiz düşünce dolar yükseldi. Dolar yükselince her şeyin fiyatı arttı. Yüze  80 enflasyon oldu ama TÜİK enflasyon yüzde  36 oldu dedi. Emekliye, memura, çalışana bu kadar zam verildi. Bu şekilde halkın geliri azaldı, cebindeki para kibar bir şekilde alındı.  Gerçek enflasyon oranında zam verilseydi bugün bu zamlar acıtmayacaktı. Bu yapılsaydı bu sefer de yol yapan müteahhitlere para kalmayacaktı. Hükümet tercihini halktan yana değil, müteahhitlerden yana yaptı.

             Geçenler de işimiz gereği Hamzabeyli Sınır Kapısı’na gittim. Uzun bir tır kuyruğu vardı. Devletimiz bir tır parkı yapmaya karar vermiş.  Zannettik ki buraya parkı devletimiz yapıyor. Ama öyle değilmiş. Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda devlet sadece pasaport kontrolü yapıyormuş. Geri kalan her şeyi GTİ denen şirket almış. Bu şirket burada her şeyden para kazanıyormuş. Bu parkı da bu şirket yapıyormuş. Parayı da bu şirket kazanacakmış. Birisi de tır parkı yapılacak tarlaları satın almış. Bu şirkete kiraya vermiş. O da kazanacakmış. Eskiden devlet bu işlerden para kazanırken şimdi bunlar kazanacakmış.  Biz şimdi bu kiraya veren adamı ömür boyu bakacağız. Yetmedi oğlunu da ömür boyu bakacağız. Ne güzel iş. Artık fabrika kurmakla zengin olunmuyor. Devlete iş yapanlar zengin oluyor.

           Bunun gibi bakmakla yükümlü olduğumuz o kadar çok asalak var ki. Hem onlara bakıyoruz, hem kendimize bakıyoruz. Ama artık bakamıyoruz. Artık geçinemiyoruz. Artık biz bu yükü kaldıramıyoruz.  Sülük, sivrisinek, yarasa bile insanın kanını emerken bir kimyasal salgılar ve acı hissetmezsin. Yıllardır biz gidersek terör gelir dediler, biz gidersek din elden gider dediler, vatan millet edebiyatı yaptılar.  Bize ağrı kesici olarak bunları verdiler.  Kanımızın emildiğini fark etmedik bile. Ama artık morfin verseler fayda etmiyor. Artık acıtıyor.

 

               

              

              

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                

                     

    

 

           

        

 

 

 

 

                

          

        

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 03:45 tarihinde yazdırılmıştır.