İSLÂM DİNİNE GÖRE EVLİLİK (2- BÖLÜM)

Yazar - Eyyüp Sabri Erdem

İSLÂM DİNİNE GÖRE EVLİLİK (2- BÖLÜM)  

İSLÂM DİNİNE GÖRE EVLİLİK (2- BÖLÜM)

Geçen haftaki yazımıza devam ediyoruz;

EVLİLİĞİ TEŞVİK ETMEK VE EVLENENLERE YARDIMDA BULUNMAK

Evlenmek istediği hâlde  imkânsızlıklar sebebiyle evlenemeyenlere yardımcı olmak, sosyal hayattaki hizmetlerin en önemlilerinden biridir. Böyle bir hayrı yapma fırsatı yakalayan bir mü’min, Cenâb-ı Hakk’ın emrine tâbî olarak ahirete yönelik büyük kazanç elde etmiş olur.

Zira âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve câriyelerinizden sâlih olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lûtfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lûtfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.” (Nûr suresi 32)

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) bu ictimâî yani sosyal hayatı ilgilendiren ibadetin kıymetini ifâde ve teşvik etmek  hususunda şöyle buyurmuşlardır:

“En fazîletli şefaatlerden (teşvik edilen amellerden) biri, evlilik hususunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 49)

Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri de, nikâhı teşvik edip evlenenlere yardımcı olmanın fazîleti ve Allah katında makbuliyeti hakkında şöyle buyurur:

“En üstün sevaplardan biri de evliliğe vesîle olmaktır. Zira onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten, vesîle olana da bir ecir vardır.”

Evlenecek olanlar arasındaki küfüv, yani denklik mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu denklik; Aile denkliği,maddi imkanlar, görgü, eğitim ve kültür beraberliği gibi çeşitli unsurlara bakılarak tayin edilmelidir.

 

EŞ SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR

Evlenecek isteyen kimseler, eşlerini; sırf dış güzelliği ve zenginlik gibi geçici olan ve nefse cazip gelen sebeplerle tercih etmemelidirler. Sadece nefsânî arzu ve heveslerle yapılan  bir evlilik -ekseriyetle- çoğunlukla muhabbet(sevgi)ve ülfet(alışma ve kaynaşma)meyvesini ortaya çıkarmaz.

Çünkü bu tip evliliklerde insanlar,genellikle kendi nefsânî arzularının,hava ve heveslerinin kölesi olurlar.

Mutlak surette evlenirken öncelikle îman,Allah’ın emri olan ibadetler,yasakladığı günahlardan kaçınmak  ve güzel ahlâk gibi temel mânevî vasıfları aramak gerekir.

Bu husustaPeygamber  efendimiz (Aleyhisselam)şöyle buyurmuştur:

“Kadın, dört şeyi, yani malı, güzelliği, soyu-sopu ve dindeki kemâli için nikâhlanır. Siz dindar olanını tercih ediniz ki elleriniz hayır görsün!..” (Buhârî, Nikâh, VI, 123; Müslim, Radâ, 53)

Aynı durum kadının da eş seçerken yukarıda geçen hadis-i şerifteki vasıflara sahip birini tercih etmesi gerekir.

Dünyevileşen insan âdeta âhiret korkusu ve kaygısı olmayan bir dünya hayaliyle nefsânî arzularına meylettiğinden dolayı mâneviyata değil de maddiyâta ehemmiyet vermektedir,bunu yaparken de Cenâb-ı Hakk’ın koyduğu ölçülerin ne olduğunu unutmaktadır. Rabbimiz ise biz kullarına, ilâhî takdirinin neticesi olan yüz güzelliği, boy-pos ve endama göre değil; selim kalp, sâlih amel,ihlaslı ibadetlere göre değer vermektedir.

Sırf dış güzelliğine takılıp kalan kıymet hükümlerinin hatalı olduğu, Kur’ân-ı Kerîm’de şu misalle anlatılmaktadır:

“Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. (Hâlbuki) onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir…” (Münâfikûn suresi 4)

AİLE HAYATINDA YAŞANAN PROBLEMLERİN SEBEPLERİ

İslâmî ölçülerden uzaklaşarak hayat sürüldüğü için günümüzdeki âilelerde huzursuzluk, geçimsizlik ve bunun neticesinde boşanmalar maalesef artmış bulunmaktadır.

Son zamanlarda boşanan çiftlerin sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Aile içerisindeki şiddetli geçimsizlik, iletişim kopukluğu, maddi ve manevi problemler bireyleri ne acı ki boşanmaya kadar götürebilmektedir. Bunlardan en sık yaşananı ise eşlerin zaman ilerledikçe birbirleriyle anlaşamamalarından kaynaklanıyor.

Kur’an-ı Kerim evlilikte sıkıntılar baş gösterince aileler içinden hakem tayin etmeye davet eder: “Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır...” (Nisa suresi 4/35.)

Evlilikte sıkıntıların olmaması mümkün değildir. Bu az ya da çok olur, kısa ya da uzun sürer. Nitekim Peygamber Efendimizin de(Aleyhisselam)bazı ailevi sıkıntılar çektiği Kur’an-ı Kerim’in Ahzab ve Tahrim surelerinde işaret edilmiştir.

Evlilikte sıkıntılar başlayınca, öncelikle bu sıkıntılar konuşularak ve ortadan kaldırılmaya çalışılarak eşlerin arası düzeltilmelidir.

Şu mutlaka unutulmamalıdır;

Dağılan her aile, toplumun bozulmasının sebeplerinin başında gelir.

Sağlam aile, huzur ve mutluluk demektir.

Sağlam aile, sağlam toplum demektir.

Sağlam aile, sağlam bireylerin yetişmesinin sebebi demektir.

Sağlam aile, en sağlam ve en güzel bir şekliyle toplumun geleceğini inşa etmek demektir.

Evlilik kurumu ile ilgili Allah ve Peygamberinin

(Aleyhisselam)emrettiklerini yapmak ve yasaklarından kaçınmak,Peygamber efendimizin (Aleyhisselam)öğüt ve tavsiyelerini uygulamak, ibadet ve sevap olduğu gibi,aksine yapılan davranışların, isyan ve günah olması konunun önemini ifade etme açısından önemlidir.

Kur’an’da oruç (Bakara, 187) ve miras (Nisâ, 13-14) ile ilgili hükümlere hudûdullah(Allah’ın sınırları)denildiği gibi, evlenme ve boşanma ile ilgili hükümlere de hudûdullah (Allah’ın sınırları)denilmiştir. (Bakara suresi 229-230; Mücâdele suresi 4, Talâk suresi 1) Allah’ın sınırlarını ihlâl edenler nefislerine zulmedenler olarak nitelenmiştir. (Bakara suresi 230; Talâk suresi 1)

 

Ailelerin ahlâki ve İslami  değerlerden uzaklaşması, bireylerin birbirlerini ihmal etmeleri , bencilce ve kişinin kendisi için yaşadığı  hayat, geçimsizlik, kanaatsizlik ve şükürsüzlük,sevgisizlik gibi nedenlerle yıkıldığı bu zamanlarda  Rabbimiz, sarsılmayacak,yıkılmayacak ve geleceğimizi inşa edecek  kuvvette âile yuvaları inşâ edebilmeyi ve yaşatabilmeyi cümlemize nasîb eylesin.

Selam ve dua ile

Eyyup Sabri Erdem

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 11:12 tarihinde yazdırılmıştır.