ANLATMAZSAK İÇİMİZDE BÜYÜR

Yazar - Burcu Çalışkan

ANLATMAZSAK İÇİMİZDE BÜYÜR  

ANLATMAZSAK İÇİMİZDE BÜYÜR

Dertlerimizi anlatmazsak içimizde büyür. Hayat, öfkemiz karşısında ne kadar zayıf. An geliyor, yıkıp dökmenin bile içinizin alevini almayacağını bildiğiniz için ona dahi yeltenmiyorsunuz. Şarkılar tercüman olamıyor duygularınıza. “Ne kadar anlatırsan anlat, karşındakinin anladığı kadardır…” demiş ya kendini bir türlü anlatamamanın acısını yaşamış bir büyüğümüz; çok güzel söylemiş.

Senin için fırtınalardan geçilmese de dışarıya havan güllük gülistanlıksa, olmuyor. Kim öğretti bize “Kan kusup kızılcık şerbeti içtim.” demeyi bilemiyorum ama hiç iyi etmemiş.

Öfkeni kusamazken, kafandakiler ayrı, kalbindekiler ayrı telden çalarken, nasıl durulacak o denizler? Durulmaz. Dalgalanmadan hele hiç durulmaz. Bazen o etekte birikmiş taşları dökmek gerek; ki sonra “Aa ne var bunda, küçücük şeyleri büyütüyorsun!” olmasın. O küçücük şeyler değil çünkü taşan, ondan öncekiler…

Ne yapalım peki, yakıp yıkalım mı? Yakmayalım, yıkmayalım da ama içimizdeki kurumları boşaltalım. Yoksa hiç bitmez o mide ağrıları, migren krampları; kıvranır durursun sanki sebebini bilmiyormuşsun gibi…

Kimse “akıl okuyucu” değil. Sözün kısası anlatmazsak içimizde büyür, büyür; ta ki içimize sığmayana kadar. O zaman da iş işten geçer; “Aa ne var bunda, küçücük şey…” olur.

Sevgiyle kalın…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 13:15 tarihinde yazdırılmıştır.