KENT PEYZAJI

Yazar - ÖZGÜR TERZİOĞLU

KENT PEYZAJI  

Konuyu sanat boyutundan ele aldığımızda sanatsal çalışmaların ilerlemesi ekonominin gelişimiyle doğru orantılıdır. Modanın, tasarımın, markanın ülkesi olan İtalya’nın sanatsal geçmişini incelediğimizde ticari faaliyetler sonucu zenginleşen zümrenin sağladığı finansal destek ile ilerleyen sanatçıları görüyoruz. İtalyanlar ya da Fransızlar gibi dünyanın diğer sanatsal faaliyetlerinin yürütüldüğü ülkeleri çözümlediğimizde hiç biri sanat merkezi açarak sanatsal faaliyetlerini geliştirmemiştir. Önce ticari anlamda faaliyetler ile zenginleştikten sonra sanatsal çalışmalar finanse edilmeye başlanmıştır. Sanat merkezi gibi karmaşık yapılara yatırım; yeterince yeteneğe sahip olduktan sonra ve zenginleştikten sonra yapılması gerekmektedir. Günümüzün sanat merkezleri önce ticaret merkezleri olmuştur. Geçmişte Venedikler ve Cenevizler gibi Akdeniz ticaretini yönetenlerin finanse ettiği sanatçılar Floransa da Roma da Vatikan da eserlerini vermeye başlamıştır. Şimdi bizler Lüleburgaz SANAT Akademisini eleştirenler olarak sanat düşmanı gösterilebiliriz, fakat tarihi hakikatler bizlere sanatın gelişimsel süreçlerini iktisat, ekonomi, finans gibi ticari ilişkilerle piyasa bilgisinin olgunlaşmasıyla başladığını göstermektedir. Sanat gibi Bilim de benzer bir süreç geçildikten sonra ilerlemektedir. Anlaşıldığı üzere bir şehrin zenginliği diğer medeni unsurları da talep etmeye başlamaktadır. Talebin olgunlaşabilmesi için yeterince zenginleşmek ile lazım olan yetenekleri eğitebileceğimiz eğitim tekniklerine ihtiyacımız var.  Aslında belediyelerin esas amaçları ekonomiyi geliştirmektir. Ne eğitimdir, ne sanat, ne bilim… Kent ekonomisi iyileştikçe sanatsal çalışmalarda ilerleyecektir. En basit haliyle Lüleburgaz Belediyesi işini sanat boyutuna taşıyabilecek bahçıvan ekibi kurarak, ekip içerisinde usta-çırak düzenine seviye getirebilecek uygulamalar ile bu ekibi dünyanın çeşitli yerlerindeki bahçelerde kısa süreli eğitimlere yollayarak işe başlayabilirdi. Tabii bizim seçtiğimiz politik anlayış insana yatırım yaptığını iddia ederek, ihalecileri finanse etmektedirler. Yeterince eleştiriye maruz kalındığında düşmanlık başlıyor. Bu tavır medeni bir kentin yöneticilerine hiç yakışmıyor. İnsana ve doğaya yatırım yapma vakti gelmiştir.

Kentimizde Belediye özelinde sanatsal anlamda bir ilerleme kaydedilmek isteniliyorsa eğer bu alan peyzaj çalışmalarında kendisini göstermelidir. Bu alan diğer birçok çalışma sahasına da zemin hazırlayabilecek stratejik bir iş disiplinidir. Peyzaj çalışmaları ile suyumuzu yönetebiliriz. Çiçekler, bitkiler, ağaçlar ile koreografileri tasarlayabilir, şekiller yapabilir, park ve bahçelerde açık hava sahneleri kurulabilir. Taş, ahşap ustaları yetiştirilebilir. Bahçeler için dekoratif ürünleri tasarlayanlar finanse edilebilir. Şiir taşları gibi kentimizin caddelerinde performans sahneleri kurularak sanat, sosyal hayata taşınmış olur. Halkımız bu durumdan daha memnun kalacaktır. Belirli dönemler festivaller, şenlikler, bienaller gibi sanat günleri düzenleyerek kentimize gelen ziyaretçi sayısını arttırarakta ekonomiye katkı sağlanabilir. Sanat ne toplum içindir. Ne de sanat içindir. Sanat; doğru iletişimi sağlayabilmek için kurulan bir köprüdür. Her sanatçı toplumla iletişime geçmeye çalışır ve bu sebeple büyük binalar, duvarlar buna engeldir. Sanat sosyal hayatla iç içe doğal yaşam ile bütünlük sağlanmadır.

   

                                                                                              Özgür Terzioğlu

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 08:55 tarihinde yazdırılmıştır.