KENT ORMANI!

Yazar - ÖZGÜR TERZİOĞLU

KENT ORMANI!  

Anladığım kadarıyla şehir planlaması yol ile birlikte başlamaktadır. Yol geldi mi peşinden binalar dikiliyor ve sonra suyu, elektrik gibi doğalgaz, telefon hatları gelmeye başlıyor. Aslıda yol; şehir planının ana hattını, şeklini oluşturuyor. Bu sebeple yolları planlarken diğer peşinden gelecek olanları da düşünmek gerekiyor. Yayaların yürüyüş yolu olan kaldırımların üstü ağaç, direk, çöp-dönüşüm-telefon-elektrik kutusu, araba gibi engeller ile dolmaya başladığında “planlama” soru işareti oluyor. Yeşil Hat ile birlikte kentimizde plansız bir şekilde yapılan işleri doğru konumlandırmak için de bir fırsatımız oluyor. Yine yeşil hattın etrafında hiçbir bina olmayacak şekilde hazırlanmalıdır. Hattın doğusu ve kuzey-doğu için Lüleburgaz orjinli Master Planda Organize Mahallelerden bahsetmiştik. Bu mahalleler 5040 kişiye göre yaşamsal kalite yönetimi standartlarında doğal yaşam alanlarını kurtarabilmemiz için düşünülmüştü. Bu fikirle birlikte kentsel dönüşüme sokulması gereken mahallelerden yeni yerleşim alanlarına iskân politikası uygulanarak sorunsuz bir şekilde halkımızı taşıyabiliriz. Bahsinde bulunduğum organize hareket ile birlikte geçen yazımda belirttiğim Sakız köy meydanı ve İstasyon caddesinin birleştirilmesi gibi diğer trafik yoğunluğu yaşayan caddeleri yeşil hat ile kesiştirirsek eğer hem kentimizin trafik sorunu yaşadığı hatları açmak hem de daha planlı bir kent oluşturabilmemiz için uygun fırsatları yakalayabiliriz. Yeşil hattın ötesinde ki her yeni mahalle kriz anı yönetimine uygun ve diğer mahaller ile arasında yeşil alanlar oluşturularak Kent ormanına ve Lüleburgaz deresiyle bütünleşik bir şekilde biyolojik çeşitliliği artırarak yeşil alanlar (kurtarılmış bölgeler) oluşturmalıyız. Böylelikle “Kent Ormanı” fikri sadece hazır çamlık alanda piknikçi anlayışından öte biyolojik çeşitliliği artırılmış ve bu yaşamsal zenginliğin içerisinde alternatif bir eğitim sisteminin de adımlarını atabilmemiz için önemlidir.

Bu yazılma birlikte Kent Ormanının biyolojik çeşitliliğin artırılmasına yönelik en doğru uygulamayı bulabiliriz umudu taşıyorum. Lüleburgaz halkı olarak birbirimizi değersizleştirmek yerine “Lüleburgazlıyız” bilincini olgunlaştırmalıyız. Gelecek nesilleri çağına uygun bir şekilde yetiştirebileceğimiz enstitü çalışmaları için kent ormanımızda bir vakıf üniversitesi kurulmalıdır. Bu eğitim çalışmalarının yanında Trakya ve İstanbul’da ki tüm üniversitelerden destek alarak “Kent Aklı” fikrini besleyecek akademik bir kurum olarak anlatmaya çalıştığım “Kültürel Tasarım Enstitüsü” ile birlikte kentimizin su yönetimini sağlıklı bir şekilde yapabilmemiz için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır. Yaşanan iklimsel değişimler nedeniyle tüm dünyada susuzluk riski artmaktadır. Bu sebeple temizlediğimiz günlük 20.000 ton atık suyumuzu dereye salmak yerine Kent ormanın da büyük su tankları ile yapay gölet oluşturularak depolama çalışmaları da başlatılmalıdır. Bu çalışmalar ile birlikte bölgede ki biyolojik çeşitlilik beslenirken, tarımsal faaliyetlerde köylerimiz desteklenebilir. Depolanan sularımızı uygun rotasyona sokabilmek için öncelikli olarak Kent Ormanı ve etrafında ki köylerle birlikte kentimizde ki parklarımıza su tedarikini sağlıklı bir şekilde yapabileceğimiz şebeke sistemini için planlamalar düşünülmelidir. Atık suyumuzu kirli derelere salmak yerine su yönetimini yapabileceğimiz uygulamaları devreye sokabilmek meselesi geri dönüşüm üzerinden politika oluşturan kent yönetimine artı puan yazacaktır. Doğru planlama eğitim işidir. Eğitimin kalbi Kent Ormanın da atmalıdır.  

 

                                                        Özgür Terzioğlu  

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 02:49 tarihinde yazdırılmıştır.