EĞİTİM YİNE BİLDİĞİNİZ GİBİ

Yazar - Metin ATLI

 EĞİTİM YİNE BİLDİĞİNİZ GİBİ  

Diyeceksiniz ki küresel zenginlerin bizim eğitim sistemimizle ne alakası var. Çok alakası var. Köy enstitülerini kim kapattı zannediyorsunuz.  Adnan Menderes küresel zenginlerden borç istemeye gitti. Zenginler veririz ama şartlarımız var dediler. Şartlardan biri köy enstitülerinin kapatılmasıydı. Menderes borç para almak uğruna her dediklerini yaptı. Neden köy enstitülerinin kapatılması bu kadar önemliydi. Çünkü köy enstitüleri öğretmen yetiştiriyordu. Buradan mezun olanlar köylerine öğretmen olarak geri döndüler. Sadece öğrencileri değil, köylüyü de bilinçlendirmeye başladılar. Bu durum küresel zenginlerin uşağı Amerika’yı rahatsız etti. Çünkü bilinçli toplumu yönetmek, sömürmek çok zordur. Ve köy ağaları, küresel zenginler, onlara hizmet eden siyasetçiler birlik olup köy enstitülerini kapattılar.

Biz köyde ilkokulda okuyorduk. Herkeste inek varken bize okullarda bu şirketlerin süt tozlarından içirdiler. Süt tozunun doğal inek sütüne göre ne kadar daha sağlıklı olduğunu anlattılar. Hadi biz ilkokul çağındaydık bilmiyorduk. Aile okumamıştı, bilmiyordu. O milli eğitim bakanı, o sağlık bakanı o başbakan bunlar da mı bilmiyordu. Bal gibi biliyorlardı. Öğretmenler de biliyordu ama “Süt tozu içireceksiniz” diye talimat verilmişti, bir şey yapamadılar.

                  Ben şu an iş güvenliği uzmanıyım. Yanımıza iş güvenliği uzmanı adayı stajyerler geliyor. Önce “Biz zaten bunları okulda öğrendik stajda ne öğreneceğiz ki” havasıyla geliyorlar. “Staj yapıp da ne olacak, kağıtlarımızı imzalatalım gidelim” havasıyla geliyorlar. İki gün sonra okulda hiçbir şey öğrenmediklerinin farkına varıyorlar ve şoka giriyorlar. Suratları düşüyor, bunalıma giriyorlar. 2 senelik okulu boyunca forklift, vinç, kompresör hiçbirini görmemişler. Tornayı görünce “Aa ben bunu you tube ta bir kere görmüştüm” diyorlar.

Hiçbir şey bilmediklerini farkedince çocukları bir telaş basıyor. “Ben bunları hayatta öğrenemem” telaşı basıyor. Akşam olsa da eve gitsem diyen genç bir şeyler öğrenmek için dibimizden ayrılmıyor. Bir hafta sonra bir şeyler öğreniyorlar. Çok soru soru sormaya, bizi bıktırmaya başlıyorlar. Bilgiye açlar. 2 hafta sonra biz bu işi yapabiliriz güveni başlıyor. Ben A sınıfı uzmanım. Bizi acayip bilgili, acayip tecrübeli biri olarak görüyorlar. 3 hafta sonra kendilerine güven geliyor. “Ben bu işi yapabilirim” demeye başlıyorlar. 4 hafta sonra “Bu Metin abi de bir fotoğrafı bilgisayarda sayfaya yerleştiremedi, bana sordu. O kadar da süper birideğilmiş” falan diyorlar. Demiyorlar da bakışları herşeyi anlatıyor. Staj bitince bu 4 haftada çok şey öğrendiklerini, okulda doğru dürüst hiçbir şey öğrenmemiş olduklarını farkettiklerini söylüyorlar. Mutlu ayrılıyorlar.

                   Ben sadece şu an yaptığım işi örnek vererek eğitim sistemimizi anlattım. Sanki diğer konularda farklımıyız?Okullarda öğretilenlerin yarısından fazlası normal hayatımızda veya iş hayatımızda hiç işe yaramayan gereksiz bilgiler. Bunlarla öğrencilerin kafalarını dolduruyorlar. Ben emekli olmadan önce özel sektörde tekstil fabrikalarında yöneticilik yaptım.  O zamanlar Bulgaristan’dan göçmenler geldi. Fabrikalara aldığımız göçmen işçilerden çok memnunduk. Her şeyden biraz anlıyorlardı. İnşaattan, mobilyadan, tesisattan her şeyden biraz bilgileri vardı. Hepsinin eli tornavida, anahtar tutuyordu. Neden böyleydi. Çünkü okullarında bunları öğrenmişlerdi. Bugün Lüleburgaz’da tanıdığınız göçmen doktor varsa araştırın. Hepsi bağ bahçe işini bilir, kendi musluk tamirlerini yaparlar, mobilyalarını tamir ederler. Biz de bir ampul bile değiştirmeyi bilmeyen çok insan var.

                 Diğer ülkelerde lise düzeyinde eğitim almış biri iyi kötü İngilizce biliyor. Bizde üniversiteyi bitirip te İngilizce ‘Bana bir bardak su verir misin’ diyebilecek kaç kişi var.Sakın ola bana bizim çocukların kafası çalışmıyor, aklı başka yerlerde falan demeyin. Sorun kesinlikle çocuklarımız değil. Sorun tamamen eğitim sistemimizde. İş güvenliğinde hayatında tornayı görmemiş bir öğretmen nasıl tornada alınacak önlemleri anlatabilir. Tornayı hayatında görmemiş bir öğrenci burada alınması gereken önlemleri nasıl anlayabilir, nasıl kafasında canlandırabilir?

               Kepirtepe Köy Estitüsüydü. Ben Kepirtepe’ de  6 yıl yatılı okudum.Bizim zamanımızda köy enstitüsü kalkmıştı. Burada yetişen öğretmen hem fizik, kimya, matematik, edebiyat öğreniyorhem de bağ, bahçe, hayvancılık, mobilya öğreniyordu. Sonra buradan mezun olup öğretmen oluyorlardı. Sonra bunları öğrencilere öğretiyorlardı. İyi bir eğitim sistemi istiyorsak önce yine böyle öğretmen yetiştirmemiz lazım. Sonra böyle öğrenciler yetiştirmemiz lazım. Olur mu? Olur ama mevcut iktidarın istediği bu değil. O önce gençlere kendi ideolojisinidayatmaya çalışıyor. Çünkü buradan oy alıyor, buradan besleniyor. Bunu değiştirmeye de hiç niyeti yok. O nedenle bu ve iktidar döneminde mümkün değil olmaz.

Okullar açılıyor. Ne diyoruz. “Allah çocuklarımıza zihin açıklığı versin”. Versin de sorun çocuklarımızın zihninde değil ki. Sorun siyasi zihniyette.O yüzden Allah önce bizi yöneten siyasetçilere akıl fikir versin.

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 14:17 tarihinde yazdırılmıştır.