UĞURLAR OLSUN

Yazar - Metin ATLI

                                                        UĞURLAR OLSUN  

 3 yıl sonra Kıbrıs’ın Uğur Mumcu’su denilen bir gazeteci yine evinin önünde öldürüldü. Adı  Kutlu Adalı’ydı. 10 yıl Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kalem müdürlüğünü yapmıştı. Gazeteciydi ama yazdırmadılar.

Çetin Emeç de evinin önünde öldürüldü. Gazeteciydi. Yazdırmadılar. Bahriye Üçok. Bir gün kargo ile bir paket geldi. Paketin kenarı yırtıktı. Kızı anne bu ne dedi. Yırtık yerden baktı, kitaptı. Bana kitap gelmiş kızım dedi. Ne olur ne olmaz diye kızından uzaklaştı. Paketi kesti. Yine gümm. Bombaydı. Kitap yazıyordu. Yazdırmadılar.

  Birileri birilerinin yazı yazmasından rahatsız oluyordu. Sürekli telefonla arıyor tehdit ediyorlardı. Yazma diyorlardı. Onlar “yazacağız” diye inat ettiler. Ama yazamadılar, yazdırmadılar. 90’lı yıllarda tam 6 binden fazla kişi ya gözaltında ya da faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Bir beyaz Toros araba yanaşıyordu. Gözaltına alıyorlardı. O kişi bir daha geri gelmiyordu. Sonra bir yol kenarında ölüsü bulunuyordu. 6 bin kişi böyle kurban gitti.

 Faili meçhul cinayetler ne demek?  Kimin öldürdüğü belli olmayan cinayet demek. Bir türlü öldürenler bulunamıyordu. Arada bir iki tetikçi tutuklanıyordu. Kamuoyunun gazı alınıyordu. Ama cinayeti işletenler hiçbir zaman bulunamadı.

  O yıllarda Mehmet Ağar İstanbul Emniyet Müdürü idi. Daha sonra da Emniyet Genel Müdürü oldu. Bir kesim aydın kişiler onu suçluyordu. O’nunda bu işlerde parmağı olduğunu söylüyorlardı. Bir kesim “tamam yaptı ama sor bakalım neden yaptı,terörü bitirmek için yaptı” diyordu. Bu kesimin gözünde kahraman oldu. Elazığ’dan bağımsız milletvekili adayı oldu. Cumhuriyet tarihinde bağımsız olup da en yüksek oyu alan kişi oldu. Tam 68bin 540 oy aldı.

 30 yıl böyle geçti. Bir gün Sedat Peker sahneye çıktı. Uğur Mumcu cinayetini anlattı. Mehmet Ağar’ı anlattı. Türkiye’deki uyuşturucu mafyasını anlattı. Silah kaçakçılığını anlattı. Millet olarak şoka girdik. Mehmet Ağar’ın Bodrum’daki marinanın işletmeciliğini nasıl aldığını anlattı. Mehmet Ağar inkar etmedi. “Ben almasaydım buraya mafya çökecekti” dedi.“O yüzden ben çöktüm” dedi.Sonra da burayı bıraktığını açıkladı. Marinada siz varken içimiz rahattı sayın Mehmet Ağar. Bodrum’daki milyar değerindeki marina emin ellerdeydi. Ya şimdi mafya buraya çöker burayı alırsa. Yazık olmaz mı? Gerçi bize ne oluyorsa. Sanki marinada milyon dolarlık yatımız var.

           Millet olarak çok büyük bir zaafımız var. Bağıran çağıran siyasetçilere hayranlığımız var. Ağır abilere hayranlığımız var. Adaleti kendine göre yontanlara hayranlığımız var. Onu bunu tehdit edenlere hayranlığımız var. Bugün Sedat Peker milletvekili adayı olsa alacağı oyu düşünmek bile istemiyorum.

Bizim bir büyük zaafımız daha var. Gerçek dindar kişiyle dini kullanıp dünyalığını yapan kişileri ayıramıyoruz. Gerçek milliyetçiyle vatan millet edebiyatı yapıp dünyalığını yapan kişileri ayıramıyoruz. Sol kesimin de vatan millet sevdalısı olabileceğini bir türlü kabullenemiyoruz. Çünkü kafamıza böyle kazıdılar.  Hiç Tunceli de Maço başkan da bir yamuk duydunuz mu? Hiç dünyalığı için çalıştığını duydunuz mu? Ne kadar güzel işler yaptığını bilmeyen var mı? Peki aday olsa oy verirmiyiz,vermeyiz. Neden mi? Çünkü Maço başkan solcu. Çünkü adamın lakabı bir kere komünist başkan. Biz bunu ayıramadığımız sürece onlar da bunu kullanmaya devam edecektir.

 Türkiye’nin tarihi buna benzer karanlık sayfalarla dolu.  Bizler devletin içindeki bazı karanlık kişilerle çok ciddi mücadele edilmesini istiyoruz. Her şeyin yasalar çerçevesinde yapılmasını istiyoruz. Devletin şeffaf olmasını istiyoruz. Karanlık işlerin araştırılmasını, aydınlatılmasını istiyoruz. Adalet istiyoruz. Biz temiz bir toplum istiyoruz.

 

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Nisan 2024, 20:27 tarihinde yazdırılmıştır.