DERE GELİYOR DERE ÇÖPÜNÜ SERE SERE

Yazar - Ozan Akarsu

DERE GELİYOR DERE ÇÖPÜNÜ SERE SERE  

Kendilerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Mahalle sakinlerinin yıllardır yaşadığı sorunu üzüntü ile izliyorum. Her yıl aynı manzara tekrar tekrar yaşanıyor ve yetkililerin sadece geçmiş olsun dileklerini görüyorum. Oysa neredeyse son 5 yıl içinde neredeyse her yıl hem iktidar, hem de yerel yönetimde olan ana muhalefet partisinin temsilcilerinin dere hakkında söylediklerini okuyoruz. Peki ya sonuç? Geçmiş olsun.

Hatta bir defa derenin ıslahı ile ilgili bir animasyon görmüştük. Animasyonda yürüyüş yollarında insanlar yürüyor, derede sandallar yüzüyordu. Sevindik haliyle. Çünkü Lüleburgaz’da insanların vakit geçirebileceği yerler bellidir ve dere güzergâhının bir proje ile kente kazandırılması kent sakinleri için çok önemlidir.

Eminim sabahları veya akşamları işten çıkan ve dinlenmeye ihtiyacı olan emekçiler, biraz temiz hava alıp hareket etmesi gereken emekliler, okul ve sınav stresinden uzaklaşmak isteyen öğrenciler burada vakit geçirebilir. Ayrıca şehir dışından gelen misafirleri götürmek için de çok güzel bir alternatiftir. Kısacası böyle bir projenin olumlu yanlarını saymakla bitiremeyiz.

Tarihi Sokullu Mehmet Paşa köprüsünün restorasyonu ve trafiğe kapanması akabinde, hem kent sakinleri hem de Lüleburgaz esnafı için özellikle Köprüaltı mevkii olarak tabir edilen; eski İtfaiyenin arkasından başlayan ve E-5’e kadar uzanan alan da vatandaşların kullanımına kazandırılmış olacaktır.

Tabi bu girişimler, Lüleburgaz Deresi’nin taşkın koruma projesi ve ıslah çalışmaları tamamlandığında düşünülmesi gereken şeyler. Siyasiler ve idareciler sürekli projelerin yıllardır bu yönlerini anlatıyor ama bu işin ilk adımı taşkını önlemek, ikinci adımı da ıslah etmek olarak anlatılmalı.

Lüleburgaz deresinin temiz halini hiç görmemiş biri olarak sadece pandemi döneminde fabrikaların kapalı olmasından dolayı kendi kendini temizlediğine, yeniden balıkların yüzdüğüne şahit oldum. Fabrikalar açıldığında, o balıkların hepsinin bir anda öldüğüne de…

Biz de o balıklar gibi ağır ağır ölüyoruz ya bu kirlilik içinde. Derenin kenarında şöyle yer olacak, üstüne şu yapılacak demeden önce bunu bir düşünmek ve konuşmak gerekir bence. Aslında dere de bize bunu söylüyor her seferinde. Nasıl mı?

Bir taşkın oluyor, evler sular altında kalıyor, insanlar mağdur… Akabinde sular çekiliyor ve derenin etrafına çöpler seriliyor. Dere, bizim ona yaptığımızın karşılığını böyle veriyor.

Bu dere bir zamanlar türkülere konu olmuş dere. O zamanlar da böyle doludizgin geliyor ve kumunu seriyordu. Bugün de dere geliyor dere ama çöpünü sere sere…

                                                        Ozan Akarsu

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Nisan 2024, 23:52 tarihinde yazdırılmıştır.