Ah Tren Hızlı Tren

Yazar - Ozan Akarsu

Ah Tren Hızlı Tren  

Bu önemli ticaret faaliyetlerinde Trakya da payını alacağından, böyle bir projeye ‘’istemezük’’ anlayışı ile yaklaşmak doğru olmaz fakat çekincelerimiz varsa bunları söylememek de bize yakışmaz.
Halkalı – Kapıkule Hızlı Tren Projesi olarak adlandırılan bu projede Çerkezköy, Büyükkarıştıran, Lüleburgaz, Babaeski, Edirne ve Kapıkule’de istasyonlar olacak. Haliyle bölgeye yeni bir canlılık getireceği umut ediliyor ve insanlar beklenti içine giriyor. Oysa bir projenin gerçekten gerekli ve verimli olması, en az yerli ve milli olması kadar önemlidir.  
Çoğu kişi Trakya’nın düz bir yer olduğunu varsaydığı için kısa bir sürede kolayca yapılacağı yanılgısına düşüyor ama Halkalı’dan Kapıkule’ye gelene kadar 53 alt ve 59 üst geçit 16 demir yolu köprüsü, 2 tünel, 194 menfez ile 3 köprüyol (viyadük) inşa edilecek. Günümüzdeki modern demiryolu inşaatlarından istenen yüksek hız, sinyalizasyon ve elektrifikasyon yeterliliklerinin yanında bu yapıların da uygunluğu gerekiyor.
Bu alt geçitlerden bir tanesi bu günlerde Yenibedir köyü yakınlarında inşa ediliyor. Özellikle işçi servis saatlerinde trafiğin durma noktasına gelme nedeni bu. Tabi bu geçici bir durum ama daha ciddi durumlar da var.
Hattın inşaatı tamamlanana kadar milyonlarca metrekare tarım arazisinin kullanım dışı kalacağını, sadece bir alt geçit dolayındaki çalışma alanından anlamak mümkün. Hattın çift hatlı olması sebebiyle çalışma alanı genişledikçe verimli tarım arazisi kaybı daha da artacak.
Diyelim gün geldi, hat tamamlandı ve törenle açıldı. Cevap verilmesi gerekin iki soru peş peşe geliyor. Bu hatta verimli diyebilmemiz için ne kadar yolcu taşınması gerekiyor? Gerekli yolcu potansiyeli bölgede var mı? Karayoluyla 3 saatte diğer ucuna vardığımız İstanbul’a trenle ne kadar sürede varacağımızdan çok, günde kaç seferin yapılacağı daha önemli. Mesela Lüleburgaz’dan neredeyse yarım saatte bir otobüs var ama hızlı tren ilk aşamada en fazla Konya – Ankara hızlı treni gibi 2 sefer yapabilir. O da pandemi biter de öğrenciler örgün öğretime geçerse.
TEM Otoyolu ve E-5 Karayolunda kendi aracıyla seyahat etme imkânı olmayanlar, en azından hızlı Treni tercih etmek isteyecektir. Bu da karayolu trafiğinde yolcuların azalması anlamına gelebilir. Peki, bu güne kadar bu iki yolun kenarına yapılmış onlarca dinlenme tesisinin akıbeti ne olacak? Bu da proje yapılırken düşünülmesi gereken detaylardan bir tanesi bana göre.
Bulgaristan ve Yunanistan başta olmak üzere tüm Balkan ülkeleri, Çin’den gelen ticaret akışının yükünü karşılayabilmek adına zorunlu olmadıkça yeni hatlar yapmak yerine mevcut hatlarda iyileştirme yapmayı tercih etti. Biz de en azından Trakya’da benzer iyileştirmelere gidebilirdik ki Çorlu Tren Faciası bu iyileştirmelerin gerekli olduğunu gösteriyor. Böylece daha düşük maliyetle bu yatırımı gerçekleştirmiş, projeye harcanacak bütçe ile Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’nin daha acil ihtiyaçlarına cevap vermiş olabilirdik.
Örneğin Trakya’da ani bastıran yağışlardan sonra taşkınlar yaşanıyor. Edirne’de kendimi bildim bilesi yapılıyor – yapılacak denen baraj inşaatları var. Kırklareli’nin turizm ve ticaret alanında desteğe ihtiyacı var. Tekirdağ’ın alt yapı özellikle su kaynaklarının kullanımı konusunda planlamaya ihtiyacı var. Yine 3 ilin deniz ticareti konusunda atılım yapması, küresel çapta alternatif ticaret rotalarında kendine yer edinmesi gerekiyor.
Gördüğüm kadarıyla bu konular Trakya gündeminde şu ana kadar olmadı. Oysa Pandemi döneminde istikrarını kaybeden Trakya için milletvekillerinden yerel idarecilere kadar herkesin bu sürecin takipçisi olması gerekiyor. Şayet bu proje de bölge ekonomisine katkı sağlamazsa, bölgenin hüsranın sembolü ‘’ah tren kara tren’’ türküsünü ‘’ah tren hızlı tren’’ diye söylemeye başlarız, benden söylemesi…

                                                        Ozan Akarsu

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 14:55 tarihinde yazdırılmıştır.