ÖLDÜĞÜNÜZDE DEĞİL, DÜŞMANA BENZEDİĞİNİZDE KAYBETTİNİZ. A. İZZET BEGAVİÇ.

Yazar -

ÖLDÜĞÜNÜZDE DEĞİL, DÜŞMANA BENZEDİĞİNİZDE KAYBETTİNİZ. A. İZZET BEGAVİÇ.  

Her yılbaşı geldiğinde yüreğimi bir hüzün kaplar. Çünkü yılbaşılar, bir yılın bitip diğerinin başlamasının ötesinde bir kültür etkinliği haline gelmiştir. Dini ayinler, ritüeller, bayram kutlamaları şeklinde yaşanıyor. Hristiyan dünyasında bazılarının İsa’nın doğuşu, bazılarında ise bir Hristiyan keşişi olan Noel’in doğuşunun yılbaşı olması düşünülerek mistik bir hava içerisinde kutlanır. Tabi bunlar efsanedir, olup olmadığı, olduysa da tarihlerinin doğru olduğu şüphelidir. Doğru olsun veya olmasın bir gerçeklik var ortada. Hristiyan dünyası bunu kabullenmiş, en etkili şekilde kutluyor. Benim bir tespitim vardır. Üç tane Semavi din vardır (diğerleri semavi değildir) “Yahudilik (yani Musevilik) Hristiyanlık (İsevilik) üçüncüsü ise İslamiyet’tir (yani bizim dinimiz) Yahudilik (özellikle de Siyonist Yahudiler) fitnecilerin, entrikacıların dinidir. Yeryüzündeki bütün fitneliklerin, kargaşalıkların derinliğinde iyi ararsanız Siyonist Yahudi’yi bulursunuz. İkincisi Hristiyanlık, sömürgecilerin, emperyalistlerin dinidir. Yeryüzünde sayısı belirsiz Misyoner (Hristiyanlığın yayıcıları) vardır. Hepsi de batının sömürge ajanlarıdır. Bugün ortalıkta dolaşan Noel sahtekarı bile batı emperyalizminin bir sömürge ajanıdır. Geçenlerde ilginç bir şey oldu, Avrupa’da bir yerde Noel Babaları bir ihtiyarlar yurdunu ziyaret ediyor, meğer adam koronalıymış, İhtiyarlara da bulaştırıyor on sekiz ihtiyar ölüyor. Noel denilen keşiş işte budur belki de ne masumudur, zira mikrop taşır, Batının emperyalist,  soyguncu, sömürgeci mikroplarını taşırlar. Eski Kenya başbakanlarından Kenyata şöyle söylüyor “Batılılar geldiler, bize yumun gözünüzü dediler. Bizde gözümüzü yumduk, bir müddet sonra gözümüzü açtığımızda baktık ki bizim elimizde İncil, onların elindeyse bizim tapularımız var…”

 İşte tamda budur, eğer gaflete düşersek, gözümüzü yumarsak, bir gece biz uyurken Noel eşkıyası (pardon keşişi) gelir, sadece paramızı değil imanımızı Türk, İslam kimliğimizi çalar, içimize nice hastalıklar, mikroplar bırakıp gider. Dünyanın en yıkıcı savaşı, kültür ve ekonomik savaşlardır. Kültürel savaşı kaybeden her şeyini kaybeder. Hristiyan Batının en büyük savaşçısı, şövalyesi, Noel eşkıyasıdır. Onun elinde silahı yoktur, oyuncak torbası vardır. Sana torbasından bir oyuncak çıkartıp verir, o torbayı senin, inancın, milli ve manevi kültürünle, değerlerinle doldurup götürür. Ne güzel söylemiş merhum Alıa İzzet Begoviç “Sen öldüğünde değil, düşmana benzediğinde savaşı kaybettin…”

 Efsane mi arıyorsunuz, Dede Korkut’umuz var. Bayram mı dediniz? Ramazan, Kurban bayramlarımız var. Biz kurban keseriz, komşulara fakirlere dağıtırız, onlar hindi keserler, içkilerle yerler. Bizdeki Batının sevdalıları ise eşkıya batının süslü yüzüyle bizi dolandırmaya çalışır durur. İstiklal Marşımızda M. Akif’imiz onları “Tek dişi kalmış canavar” olarak anlatmış. O tek dişide kırıp etkisiz hale getirmemize az kaldı.

                                                                                                                                                           Saygılarımla

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Nisan 2024, 05:04 tarihinde yazdırılmıştır.