MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN VASİYETİ
Yazar - Servet Şenyiğit
Mustafa Kemal ATATÜRK 1937 yılında, Başbakan Celal Bayar, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ve yakın arkadaşı Kılıç Ali ile görüşüyor ve arkadaşlarına şöyle diyor; “Sovyetler Birliği’ne karşı asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz. Doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak Sovyetler’e yöneltilmiş herhangi bir antlaşmaya girmeyecek ve böyle bir antlaşmaya imza koymayacaksınız.”
Büyük Devrimci Önder, Dolmabahçe Sarayı’nda silah arkadaşı ve Harbiye’den sınıf arkadaşı Ali Fuat Cebesoy ile de bir veda görüşmesi yapar. Dünya savaşı tehlikesine dikkat çekerek Sovyet dostluğunun önemini vurgular: “Fuat Paşa, pek yakında İkinci büyük bir harp karşısında kalacağız. Dünyayı kana boyamaktan çekinmeyeceklerdir. Eski dostumuz Rus Sovyet hükümeti, acizlerle maceraperestlerin yanlış hareketlerinden istifade etmesini bilecektir. Bunun neticesinde dünyanın vaziyeti ve muvazenesi kamilen değişecektir. İşte bu devre esnasında doğru hareket etmesini bilmeyip en küçük bir hata yapmamız halinde başımıza mütareke senelerinden daha çok felaketler gelmesi mümkündür.”
Görüşmede bulunan üç devlet adamı da bu vasiyeti doğrulamışlardır.
Mustafa Kemal ATATÜRK 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan sonra ilk gittiği yerin Havza olduğunu biliyoruz. 25 Mayıs’ta Havza’ya gelen Mustafa Kemal Paşa, 12 Haziranda Amasya’ya gelene dek Havza’da kalmıştır. Burada Sovyet heyeti ile görüşmeler yapmıştır ve Sovyet heyeti başkanı Mareşal Budiyeni ile dostluk kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı verilirken Sovyetlerden gelen tüm yardımların ilk görüşmeleri de Havza’da atılmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nda da Rusları cephede görebiliyoruz. Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı öncesi 20 Mart 1922’de Türk Ordusu’nu denetlerken yanında Sovyet elçisi Semyon İvanoviç Aralov’da vardı. Aralov’un, Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’nda ATATÜRK ve İnönü’nün arkasındaki kasketli kişi olduğunu da belirtmeliyim.
Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarındaki fotoğraflarda da Sovyet Mareşali Kliment Voroşilov, Atatürk ile sohbet ederken görülmektedir.
Mustafa Kemal Paşa’nın Türk Milleti’nin kimliğini dile getirirken; “Biz Türkiyalılar Asyai bir milletiz. Asyai bir devletiz.” dediğini de anımsayarak ATATÜRK yolunda ilerlememiz Türkiye’nin yolunu bugün de açacaktır.
ATATÜRK, Kurtuluş Savaşı’nın başından ölümüne dek yaptığı açıklamalarda, dünyayı Zalimler – Mazlumlar çelişmesi açısıyla açıklamıştır ve Türkiye’nin Mazlumlar Dünyasında yer aldığını vurgulamıştır. Mazlumların Zalimleri mahv ve perişan edeceğini de saptamıştır.