LÜLEBURGAZ, ANKARA; KADİR MISIROĞLU…

Yazar - Nuri Kahraman

LÜLEBURGAZ, ANKARA; KADİR MISIROĞLU…  

Kepirtepe, Trakya’nın yegânesi, Lüleburgaz’ın dürdânesi, bölgenin remzi, simgesi niteliğinde; Türkiye’mizin nâdirlerinden biri. Dolayısıyla, Kepir anlatmakla bitmez. Tıpkı, seferberlik, askerlik hikâyeleri misâli, Trakya’da her âilenin ya da sülâlenin bir Kepir tarafı, dağarcıklarında buraya dâir bir şeyler vardır.  

Bunlar toparlanıp da bir kitap yazılacak olsa, Remzi Bey’in de orada hatırı sayılır bir yer tutacağı âşikâr. Çünkü, Kepirtepe Trakya için neyse Remzi Bey de Kepirtepe için odur. 

 

GELİP-GEÇENLER, İZ BIRAKANLAR… 

Bir Köy Enstitüsü geçmişi olarak, çeşitli kaynaklarda kendisinden çok bahsedilmiştir elbette. Lâkin müstakil bir telif ya da derleme olup olmadığı husûsunda bir bilgimiz yok.  

Bu meyânda; toplumda ses getirmiş, iz bırakmış örnek kişiliklerin hatırına, hâtıralarına önem atfetmek gerekir. Ne yazık ki, bu konuda duyarlı beldeler parmakla gösterilecek kadar azdır. 

Tıpkı -okumuşlar dâhil- insanların kâhir ekseriyetinin, kendi yaşadıklarını bir târih, kültür, tecrübe adına not ya da kitap olarak kayıt altına alma, hazır birikimlerini gelecek nesillere bir mîras olarak bırakma gibi bir eğilimlerinin yokluğu gibi. Hâlbuki olsa ne güzel olur; değil mi?! 



KÜLLİYE ŞEHİR, VAKIF ARÂZİ… 

Meselâ, Lüleburgaz deyince Sokollu Mehmet Paşa akla geliyor; neden? Kimdir bu adam? Câmiin adı neden Sokollu; buralarda mı ikâmet etmiş? Etmediyse bu isim hangi bağlamda verilmiş? Hikâye ne? Buranın, yaklaşık 5 asır önce, geniş bir vakıf arâzisi üzerine büyükçe bir külliye olarak kuruluşundan beri ne gibi merhalelerden geçmiş? En azından yeni nesil, bir vefâ borcu bağlamında bu ve benzeri durumları bilmeli değil mi? 

Lüleburgaz’dan başka, çocuklarımızı ziyâret için gittiğimiz Ankara/Dikmen mevkiinde de yine Sokollu ismiyle karşılaştık. Burası oldukça büyük, merkezî, meşhur bir mahalle. Okullar, câmiler, bir sürü resmî müesseseler var bu isimde. Merak ettik, acaba Sokollu buralardan geçmiş mi, neden bu isim diye; bir bilgiye ulaşamadık. 



GÜZEL KİTAP, İLGİNÇ SERÜVEN!... 

O sıralar bir kitabevinde Sokollu Mehmed Paşa diye bir kitaba tevâfuk ettim. Meğer Kadir Mısıroğlu bu ünlü paşayı da yazmış. Çok sürükleyici, gençlerin anlayacağı dilden ve hâlden yazmış; hemen okudum ama, daha çok Balkanlardan devşirilmesi sonrası enderunda yetiştirilmesi, yaptığı görevler ve başarıları, âkıbeti konu edilmiş.  

Çok güzel bir kitap. Gençler için örnek, ilginç, ibretlik bir serüven. Lâkin, orada ne Lüleburgaz ne de Ankara’dan söz ediliyor. Bu ayıntılara inmek ve merakları gidermek, gençlerimizi motive etmek, müspet anlamda coşturmak yanında gençlere övünç duyup örnek alacakları bir ufuk insan olarak tanıtmak, başta belediyeler ve STK’lar olmak üzere o yörenin etkili ve de yetkililerinin görevidir. 

Ne yazık ki, ülkemizde bu türden bir sorumluluk duygusu ve alışkanlık, ne özelde, ne de tüzelde yok maalesef; toplumumuzda henüz bu türden bir bilinç oluşmuş değil! 



METİN ATLI, MENEKŞE-BAŞARAN; GÖRKEM EVCİ… 

Bunu derken, bu meyânda hiç bir şeyin yapılmamış olduğunu söylemek istemiyoruz elbette. Nitekim, daha 2 ay önce Metin ATLI Bey, gazetemizde “ESKİ KÖY ENSTİTÜSÜ – KEPİRTEPE” diye çok güzel bir yazı yazmış. Tavsiye ederiz. 

Yine, www.trakyagezi.com’da 1944 yılı mezunu Nedim MENEKŞE’nin “Göç Yollarında Bir Okul; KEPİRTEPE” başlığıyla geniş, uzun bir yazısı var. Burada Mehmet BAŞARAN’ın deyimiyle; Karaağaç’tan Alpullu’ya, Lüleburgaz Emrullâh Efendi’den Kepir’e “Trakya halkı gibi, göçmendi Kepirtepe Köy Enstitüsü.”  Ayrıca, yine bir Kepirtepeli, Görkem EVCİ' nin, "Bir Hayat Öyküsü, Emeğin Türküsü KEPİRTEPE " isimli belgesel çalışması da bulunuyor. 

DÂHİLDEN FERYÂT, HÂRİÇTEN GAZEL!... 

Her neyse, sevgili okurlar; nasıl ücretle buraya dâhil olup hâriçten gazel okuduysak, ne kadar uzağa gittiysek te, şimdi yine oralara dâir tâ buralardan, Ordu’dan doğru, yine hâriçten gazel okumaya devam ediyoruz! Sanki bizim buralarda, Karadeniz’de, ya da diğer bölgelerde durumlar sizin oralardan farklıymış gibi! Gerçeği söylemek gerekirse, bu noktada, hiç te farkımız yok birbirimizden aslında!... 



SEÇKİN GENÇLER, NİTELİKLİ DOSTLAR… 

Evet, ne diyecektik; Remzi Bey Hocamızın vefâtı münasebetiyle Kepir, Lüleburgaz, Trakya ekseninde bayağı dolaştık bu sıra. Sizi de peşimizden sürükledik. İnşâllâh yorgunluk olmamıştır!  

Velhâsıl, bizlerin böyle tekrar buluşmamıza vesîle olan efsâne müdürümüze Rabbimiz ganî rahmetiyle muâmele eylesin inşâllâh derken, âcizâne, şunu da ifâde etmeden geçmeyeyim ki; böyle bir yer ve bölgede, böyle esânevî bir okulda görev yapmış, başta Remzi Bey müdürümüz olmak üzere nitelikli insanlar, değerli arkadaşlarla tanışmış, pırıl pırıl seçkin gençlerle sınıfları paylaşmış olmaktan dolayı kendimi son derece bahtiyâr addediyorum...  

Zîrâ, ilk heyecanla berâber âdetâ rüyâ gibi geçen, unutamayacağım o 5 yılda Lüleburgaz-Kepirtepe ekseninde çok müstesnâ günlerimiz, hakîkâtli dostluklarımız oldu; hâlâ görüştüğümüz mümtaz meslektaşlarımız, güzîde öğrencilerimiz var. 

MEVLİD-İ NEBÎ; EVVEL-İ REBÎ'...

Sözü noktalarken, Rabbimiz onlardan da, sizlerden de râzı olsun; bizleri böyle hep birlikte, cümle sevdiklerimizle berâber Efendimiz SAV’in komşuluğunda buluştursun inşâllâh diyor, Mevlid-i Nebevî’yi idrâk edeceğimiz Rebîul’Evvel ayının cümlemize ve tüm İslâm Âlemine, mazlum coğrafyalara hayırlar ve bereketler getirmesi, Âlemlere rahmet ikliminden rüzgârlar estirmesi niyazıyla hepinize içten sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm… 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 05:41 tarihinde yazdırılmıştır.