‘’Tableti bırak, altyapıya bak!’’

Coronavirüs COVID-19 ülkemizde etkisini göstermeye başladığında, yeni bir dönemin geleceğini ve bu dönemde pek çok şeyin değişeceğini hepimiz ön görmüştük. Bu değişimlerden bir tanesi de şüphesiz eğitim alanında yaşanacaktı. 

Bizler EBA yani Eğitim ve Bilişim Ağı sisteminin varlığını okulların kapatılması ve eğitim – öğretimin uzaktan olmasıyla duyduk. Geleceğin okulu deniyordu ona. Oysa EBA sistemi 2012 yılında Fatih Projesi kapsamında ortaya çıktı. Ağın amacı; ihtiyaç duyulan yerlerde bilgi teknolojisi kullanılarak teknolojinin eğitime uyumu sağlamaktı. Fatih Projesi yani Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi de etkileşimli tahta ekseninde Türkiye'deki tüm öğretmen ve öğrencilere birer adet tablet verilmesi önkoşulu ile 2010 yılında başlatıldı.
Üzerinden neredeyse 10 yıl geçti, zaman zaman projenin akıbeti hakkında sorular soruldu, ihale ve doğrudan alımların sonucu merak edildi, harcamalar tartışma konusu oldu. İktidar kanadı proje hakkında yöneltilen iddiaların asılsız olduğunu belirtirken, muhalefet projenin çöktüğünü dile getirip durdu. Proje muhalefetin dediği gibi çöktü mü, yoksa iktidarın dediği gibi 2023 Eğitim Vizyonu kapsamında gelişiyor mu? Bu henüz netlik kazanmış değil.
Oysa netlik kazanan bir başka sorun var. O da milyonlarca öğrencinin EBA’ya bağlanırken zorluklar yaşaması ve bazen hiç bağlanamaması! Okulların kapanmasından kısa bir süre sonra yani Nisan 2020’de Türkiye’nin her bir yanından özellikle köylerden internet erişimi olmadığı için EBA’ya bağlanamayan öğrencilerin haberleri gelmeye başladı. Eylül ayının başında da aynı sorunun devam ettiğini cami damına çıkan öğrenciler vesilesiyle öğrendik.
Daha sonra evde internetin çektiği tek yere telefonu koyup minder üstünde ders yapmaya çalışan öğrenciyi, video çekip Ulaştırma ve Altyapı Bakanından verici isteyen bir başka öğrenciyi gördük. Yurdun dört bir yanından benzer haberler peş peşe gelirken, operatörler ise MEB ile yaptıkları protokoller ile EBA için ücretsiz internet tanımlamalarına başladıklarını duyuruyorlardı. Oysa gelin görün ki bizim ülkede böylesi bir sistem için doğru dürüst altyapı yoktu.
9 Haziran'da açıklama yapan Öğrenci Veli Derneği (Veli Der) ise 18 milyon öğrencinin yüzde 59,9'unun yani 10 milyona yakınının internet erişim sorunları yaşadığını belirtmişti. Bu gerçek bir fecaat!
Yüz yüze eğitimin ne zaman başlayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor. Uzaktan eğitim de imkânsızlıklar ve altyapı yetersizliği yüzünden eğitimdeki eşitsizliği elektronik aletlere sürekli gelen zam ve vergiler de derinleştiriyor. Çünkü bu zamlardan tablet fiyatları da etkileniyor. Anne ve Babalar, salgın bittikten sonra yüz yüze eğitimin kaldığı yerden devam etmesini bu yüzden çok istiyor.
Bir de yaşanan durumdan dolayı mağdur olan öğrencilere tablet hediye etmeye çalışarak gündeme gelenlere seslenmek istiyorum.

‘’Tableti bırak, altyapıya bak!’’