SECULARİSM VE SHARİA (LAİKLİK VE ŞERİAT)

        Secularism İngilizce de laiklik, Sharia da şeriat demek. Hani televizyonlarda “Seküler yaşam tarzı”  falan diyorlar. Laikliği Türkçe anlatamadılar belki bir de İngilizce deniyorlar. Şu şeriat ve laikliği bir de ben anlatayım. İngilizcem kötü değildir. Ama ben Türkçe yazacağım. Süslü kelimeler kullanmayacağım. Basit yazacağım.

         Şeriat en basit ifade ile Kuran da geçen kanunların devlet kanunu haline getirilmesidir. Yani Kuran, kadınlar başörtüsü takacak diyorsa bunu anayasanın bilmem kaçıncı maddesi olarak kanun haline getirilmesidir. Kuran,  namaz kılın diyorsa bunu ülke kanunu haline getirmektir. Kanun haline gelirse ne olur. Bir kadın “Ben başörtüsü takmayacağım” diyemez. Hiç kimse “Ben namaz kılmak istemiyorum” diyemez. Çünkü devletin kanunudur. Karşı gelirsen suç işlersin, cezası olur.

        Şeriat ülkelerinde ahlak polisleri var. Düşünün bir kadın eşinle, çocuğunla beraber sokakta yürüyor. Bir ara kadının yüzündeki peçesi açık kalmış, kadın farkında değil. Ahlak polisi geliyor kadına bir kırbaç patlatıyor. “Sen ne ahlaksız kadınsın” diye bir tokatta kocası patlatıyor. Ahlak polisi senin yandaki kadına baktığını fark ediyor. Bir kırbaçta sana. Yanındaki çocuğunuzda öyle bakakalıyor. Size acıyor mu, yoksa “Ne ahlaksız anne ve babam” var deyip size kızıyor mu bilemiyorsunuz.

        Suudi Arabistan da normal polisler dışında ayrıca şeriat polisleri var. Bunlara ahlak polisleri deniyor. Bunlar sürekli toplum içerisinde gezip “Şeriat’a aykırı hareket eden biri var mı?” diye bakıyorlar. Cezayı anında verme yetkileri var. Yani biri namaz vakti sokakta mı geziyor, bir kadın abaya denen kara çarşafımı giymiyor direk kırbaçlama, falakaya yatırma yetkileri var.

       “İsteyen başörtüsü taksın istemeyen takmasın, isteyen namaza gitsin, isteyen gitmesin. Bu kişinin kendi hürriyetidir kendi inancıdır” dersen işte bu da laikliktir. Laiklik dinsizlik falan değildir. Alakası yoktur.

         Peki şeriat bizim dinimize uygun mudur?   Bence değildir. Kuran da ‘ Din de zorlama yoktur ‘ diye ayet var. (Bakara suresi 256’ncı ayet). Şeriat zorla namaz kıldırıyor, zorla başörtüsü taktırıyorsa bu ayete nasıl uygun olabilir. Din Allah’la kul arasındadır.  Kişi inanıyorsa dini kurallara uyar, sevap kazanır öbür tarafta ödüllendirilir. Uymazsa günah işler, cezasını görür. Cennet ve cehennem bunun için vardır. Zorla kıldırılan namazdan sevap mı olur?

               Kaşıkçı cinayetini biliyorsunuz. Gazeteciydi, Suudi hanedanı aleyhine yazılar yazıyordu. Türkiye’de Suudi Arabistan konsolosluğunda vahşice öldürüldü. Kemiklerini bulamadılar. Saçının bir telini bulamadılar. Suudi Krallığı,  Kaşıkçıyı öldürtmekle suçlandı. Kaşıkçı’nın ailesine kan parası ödediler. Sonra dediler ki “Şeriat hükümlerine göre biz kan paramızı ödedik Allah katında bir günahımız kalmamıştır.” Bu mu yani?

       Bu haliyle Suudi Arabistan ekonomisi tamamen petrole bağımlı hale geldi. Amerika petrol fiyatlarını düşürse ülke ekonomisi dibe vuruyordu. Suudi Arabistan’a hac dışında hiç kimse gitmek istemiyordu. Hiç turist, dolayısıyla hiç turizm geliri yoktu. Bu haliyle kimse Suudi Arabistan’a yatırım yapmak istemiyor, dışarıdan hiç kimse ülkeye gitmek istemiyordu. Bir gün petrol bitse ülke ekonomisi ne olacaktı.

         Bunlar Suudi Arabistan’da tartışılmaya başlandı. Ve 2017 de ülke de şaşırtan bir gelişme oldu. Suudi Arabistan şeriat yasalarında reforma gidileceğini, 2030 yılına kadar reformların bir plan dahilinde hayata geçirileceğini söyledi. Önce kadınlara araba kullanma izni verildi. Ahlak polislerinin insan dövme yetkisi ellerinden alındı. Artık namaza gitmeyenin cezası hemen orada verilmeyecek, mahkemeye götürülecekti. Ülkede şeriat İslam’a uygun mudur, değil midir tartışmaları başladı. Yani ufak ufak Suudi Arabistan da bile şeriat kalkarken hala ülkemizde bazıları şeriat isteriz diye bağırıyor.

       Sonuca bağlarsak isteyen kara çarşafla, başörtüyle gezsin. İsteyen başı açık, mini etekle gezsin. Kimse kimseye karışmasın. Ne zorla başörtüsü taktıralım ne de zorla başörtüsünü çıkartalım. Çocuklarımız, kadınlarımız özgürlüğün tadını aldı. Benim korkum yok. Bizim kızanlar bu saatten sonra zorla kara çarşaf giymezler.