HİLAFET

Yazar - Metin ATLI

 HİLAFET  

                           Bugünlerde yine bir hilafet tartışması başladı.

        Peygamberimiz vefat edince  Müslümanlar bir halife belirlemeye karar veriyorlar. Seçim yapılıyor. Hz. Ebubekir kazanıyor. 2 yıl halifelik yaptıktan sonra ölüyor. Sonra Hz. Ömer seçiliyor. 10 yıl halifelik yapıyor. Öldürülüyor. Sonra Hz. Osman seçiliyor. 12 yıl halifelik yapıyor. Öldürülüyor. Sonra Hz. Ali seçiliyor. 5 yıl halifelik yapıyor. Öldürülüyor. Muaviye öldürüyor.

        Peygamberimiz zamanında Medine İslam Devleti kuruluyor. Maviye de bu devletin Şam valisi. Ancak çok güçleniyor. Hz. Ali halifeliğinin 3. yılında Şam valisi olan Muaviye’yi görevden alıyor. Ancak Muaviye görevi bırakmayı kabul etmiyor. O da halifeliğini ilan ediyor. Halife aynı zamanda devletin başı. 2 devlet oluyor. Muaviye Emevi kabilesinden olduğu için yeni devlete Emeviler deniyor. Müslüman aleminde 2 halife oluyor.  Muaviye yönetimindeki  Müslümanlarla  Hz Ali yönetimindeki Müslümanlar tamamen birbirinden kopuyor. Bir tarafta kalanlara Sünni, diğer tarafta kalanlara Şii deniyor. Aslında Şiilik ve Sünnilik bir inanış farkı olarak ortaya çıkmıyor. Tamamen hilafet kavgası sonucu ortaya çıkıyor.

     Hz Ali öldürülünce yerine oğlu Hz Hasan halife oluyor.  Diğer tarafta da Muaviye halifeliğini sürdürüyor.  6 ay sonra Hz Hasan da ölüyor. Muaviye tarafından zehirlendiği düşünülüyor. Hz Hasan öldürülünce Muaviye Hz Ali’nin diğer oğlu, peygamberimizin torunu Hz Hüseyin’e haber yolluyor. “Benim halifeliğimi kabul et” diyor. Hz Hüseyin kabul etmiyor. Muaviye oğlu Yezid’i ordusuyla Kerbela’ya yolluyor ve Hz Hüseyin ile yanındakiler şehit ediliyor.

       Hilafet Muaviye’ ye sonra oğlu Yezid’e kalıyor. Böylelikle hilafet Emevilere geçiyor. Muaviye’nin halifeliğini kabul etmeyen Müslümanlar da  kendi imamlarını seçiyor ve 12 imam dönemi başlıyor.

       Yani hilafet Müslüman aleminde bir türlü barış ve kardeşliği sağlayamıyor. Bugün  Muaviye’yi ve oğlu Yezid’i tüm Müslümanlar lanetler. İnsanlar sevdiklerinin ismini oğullarına koyarlar. Hiç kimse oğlunun adını Muaviye veya Yezid koymaz. Ama  Ali, Hasan ve Hüseyin ismi tüm Müslümanlar’da yaygındır.

  Alevilik bu hilafet kavgalarından çok sonra 1100’lü yıllarda Anadolu da ortaya çıkıyor. Bugün Şii ve Alevilik arasında Hz Ali’ye olan sevgileri haricinde hiçbir benzerlik yoktur. Çok farklıdırlar.

   Alevilik, Şiilik ve Sünnilik hepsi aynı Allah inanışına sahiptir. Hepsi Hz Muhhammed’in peygamberliğini ve Müslümanların kitabının Kuran olduğuna kabul eder. Ama her zaman emperyalist ülkeler Şii, Sünni ve Aleviliği kaşırlar.

      Malkoçoğlu filmini seyretmişsinizdir. Hani Malkoçoğlu Bizans tekfuruna karşı savaşır. Malkoçoğlu’nun kardeşi ise küçükken Bizanslılar tarafından kaçırılmış ve tekfurun adamıdır.  Ne Malkoçoğlu ne de kardeşi bunu bilmez. Bir gün Malkoçoğlu ve kardeşi karşı karşıya getirilir ve kılıçlarını çekerler. Birbirlerini öldürecekler. Tam o anda Malkoçoğlu’nun annesi haykırır.

-         Durun siz kardeşsiniz.

Ben de tüm Müslümanlara  haykırmak istiyorum.

-         Durun siz kardeşsiniz.

Not:  Bu yazı hiçbir yerden alıntı değildir. Tamamen kendi bilgi ve yorumumdur. Dinler konusu çok hassas ve yazılması en zor konudur. Hiçbir tarafı tutmadan çok tarafsız yazmaya çalıştım. Bilmiyorum başarabildim mi ?

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 28 Mart 2024, 16:25 tarihinde yazdırılmıştır.