BU İŞİN ŞAKASI YOK

Yazar - Metin Dikener

BU İŞİN ŞAKASI YOK  

 Sevgili HÜRFİKİR okurları, Korona Virüs adına alınan sokağa çıkma yasağına uyuyoruz ve evde kalıyoruz. Bunu her şeyden evvel kendi sağlığımız için yapıyoruz. Pazar günü  kızımla beraber bir iki alışveriş için verilen izne dayanarak çıktık. Kimi insanların bu durumu ciddiye aldığını kimilerinin de umursamaz olduğunu gördüm.

Kırklareli Cam Sanayi’nde çalışan genç bir kardeşimizi kaybettik. Başsağlığı dileklerimi sunuyorum. TV de haberleri takip ediyor, ölenlere üzülüyor, rahmetler diliyoruz. Hastalığı yenenlere geçmiş olsun diyor seviniyoruz. Peki sevgili kardeşlerim haberleri sunan spikerler, O çok değerli profesör doktorlar masal mı anlatıyor?! Korona virüs hastalığına yakalananlara Doktorlarımız, Hemşire ve Hasta Bakıcılarımız hastalananları iyileştirme adına ne kadar fedakarca fevkalade çalıştıklarını, evlerine haftalarca gitmediklerini görmüyor musunuz…

Tek kelime ile sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gereksiz sokağa çıkarak, dikkatsiz davranarak onlara saygısızlık ettiğinizin de farkında değil misiniz? Bu yazdıklarım aynanın bir yüzü. Bir de bunun öteki yüzü var.

Esnaf kardeşlerimizin büyük sıkıntılar yaşadığını bilen gören ilgilenen var mı, Günü gelen ödenmesi gereken çekler, Vermiş olduğu senetler, aldığı malı ödeyeceğim diyerek verdiği sözler. Çalışanların sosyal sigorta primleri, verilmesi gereken maaşları. Bankalara ödenmesi gereken borçları, durma noktasına gelen sanayi. Dükkan kirası, Su-Elektrik diğer gider masrafları. Evin geçim parası bir de evin kirada ise ayıkla pirincin taşını. Tamam da tüm bunlar nasıl giderilecek. Bu yaşanan sıkıntılar ne zaman bitecek. Bir de tüm bunlara ilaveten çalışmak istediği halde çalışamayanlar. Ne olursa olsun çalışmak mecburiyetinde kalanlar.

Ya kapanan okullar. Evde kalmak mecburiyetinde olan öğrenciler. Benim en fazla üzüldüğüm yokluk içinde ezilip büzülen derdini söyleyemeyen çok zor günler geçiren sıkıntılar çeken vatandaşlarımız.

Reisicumhur Sn Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’de tüm bu olup bitenlerin farkında idi. Çok doğru bir kararla Milli Birlik Seferberliği ilan etti. ‘’Biz Bize Yeteriz Türkiye’’ dedi. Türkiye’de ihtiyacı olanlara yardım eli uzatıldı. Bir nebze de olsa onlar unutulmadı, sıkıntıları giderildi. İşin aslıda bu değil mi, maddi destek vererek rahatlatmak. Onların da bu hayatta bir yaşam hakkı olduğunu hatırlamak. Vatan ve vatandaş sevgiside bu değil mi? Devlet’in yanında olup vatandaşa bu zor günlerinde sahip çıkan Belediye’lere, kurum ve kuruluşlara da ALLAH razı olsun demeli, yürekten tebrik edilmeli. Ayrıca Lüleburgaz’da Kızılay’ın yapıp dağıttığı yemekler de tebrik edilmeli.

Peki, Fakir fukaraya yardım etmesi gerekenlerin bu yardımlardan istifade etmesine ne demeli. Bence onları da ihtiyacı olanların hakkını gasp ettiği için verenleri de alanları da ALLAH’a havale etmeli. Siyaset düşünülmeden ihtiyacı olanlara yapılan yardımlar hiç siyasete girer mi. Belediye’nin yardımları da ihtiyacı olan vatandaşlara dağıtılmalı, Dağıtılmalı ki Fakir fukaranın bu mübarek Ramazan ayında hayır duları alınmalı…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Mart 2024, 14:53 tarihinde yazdırılmıştır.