Osmanlı Eserleri -1-

Yazar - Metin Dikener

Osmanlı Eserleri -1-  

Bursa’ya her gittiğimde işimden boş vakit bulduğumda tarihi yerleri, camileri, yatırları, Osmanlı İmparatorluğu’nda iz bırakan bu dünyadan gidenleri hatırlar ziyarette bulunurdum. Ramazan ayı münasebetiyle bir yazı yazalım.

EMİR SULTAN’dan başlayalım.

 

Emir Sultan sevgili Peygamberimiz S.A.V. Efendimizin soyundan gelen bir seyit. Medine’ye geliyor. Fakat kalacak bir yeri yok. Oysa sevgili Peygamberimizin kabrinin hemen yanında seyitlerin kalması için bir oda var.   buraya geliyor. Fakat diger seyitler onu seyit olduğunu söylese de kabul etmiyorlar. Emir; öyleyse peygamberimize gidelim, selam verelim, görelim. Sıra ile selam veriyorlar. Sıra Emir’e gelince Esselamü Aleyküm deyince bir ses işitiliyor. Aleyküm selam. Misafir edilip hürmet ediliyor. Emir, o gece rüyasında Peygamberimiz S.A.V. Efendimizi rüyasında görüyor. O’na 3 mum veriyor, bu 3 üncü mum nerede sönerse, orada ikamet edeceksin diyor. Bursa’ya geldiğinde üçüncü mumda sönüyor. Emir, hayatımın devam edeceğim yer burası diyor. Dergahını kuruyor. Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt’ın kızı Fatma sultandır. Emir, çarşıda alışveriş yaparken Fatma sultanı görüyor aşık oluyor. Emir, rüyasında yine Peygamberimiz S.A.V efendimizi görüyor ona Fatma Sultan ile evleneceksin diyor. Aynı rüyayı Fatma Sultan da görüyor. İstemeye gidecek ama Padişah Yıldırım Beyazıt sefere çıkmış. Olsun diyor, saraya gidiyor. Fatma Sultanı annesi Valide sultandan istiyor. Emir yağız yakışıklı bir delikanlı, ALLAH’ında sevgili kulu. Fakat Valide Sultan ben bir dervişe kız vermem diyor. Emir tekrar edince Valide Sultan aklınca dalga geçmek ister. Bir şartla der. Bana 40 deve altın getireceksin. Emir  peki der, 40 deve ister. Develer gelir Nilüfer çayına gidilir. Derenin kenarında kum çakıl. Devenin başındaki adamlar Emir’e yalvarır. Ey derviş kendine acımıyorsan bize çoluk çocuğumuza acı, derler. Heybeleri kum ve çakıllarla doldururlar. Saray bahçesine gelirler. Valide Sultan altınlar nerede deyince en öndeki deve heybesini korkarak boşaltır. Yere boşaltılanlar saf altındır. Valide Sultan şaşırır ama bir anda karşısındaki büyük bir zat olduğunun farkına varır. Yıldırım Han seferden dönsün der. Fatma Sultan da Emir’e söz mendili verir. Seferde olan Yıldırım Beyazıt ise kuşattığı kaleyi bir türlü alamaz bu arada elindende yaralanır. Savaşta yaralıların yanına giden yaraları iyileştiren genç Padişahında kolunun yaralı olduğunu görür. Cebinden çıkardığı mendilini yaraya sararak bırakır. Kale bir türlü alınamıyor. Gece oluyor o arada bir genç kale kapısını açıyor, kapıdan giren Osmanlı askerleri epey zorlandıkları sıkıntı cektikleri kaleyi almayı başarıyor. Komutanlar Yıldırım Beyazıt’a O yağız genç olmasaydı bu kaleyi alamazdık diyor. Padişah bana o genci bulup getirin diyor. Fakat genç bulunamıyor. Yıldırım Beyazıt zafer kazanarak Bursa’ya dönüyor. Saraydaki kutlamalara Emir‘de katılıyor. Valide Sultan da olup bitenleri Yıldırım Beyazıt’a anlatıyor. Komutanlar şu genç olmasaydı kaleyi zor alırdık diyerek Emir’i gösteriyorlar. Yıldırım Beyazıt genci anında tanıyor. Benim yaralı elimi saran bu gençti, işte elime sardığı mendili. Huzurda olan Fatma Sultan, Emir’e verdiği mendili tanıyor. Şaşırarak baba o mendili Emir’e ben söz olarak verdim.

Yıldırım Beyazıt’ta olup bitenlerin Valide sultanın söylediklerinin. Ne anlama geldiğinin farkına varıyor. Şeyhülislam’da Padişahım (Emir’i göstererek) bu yağız delikanlı sizin damadınızdır. Dolayısı ile sizde sevgili peygamberimiz S.A.V. Efendimize  akraba oldunuz. Yıldırım Beyazıt’ta bu sözlerden dolayı çok memnun olur. Emir, Fatma Sultanla evlenir. DEVAMI VAR.

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Nisan 2024, 03:02 tarihinde yazdırılmıştır.