CORONAVİRÜS GÜNLERİNDE ÇOCUK OLMAK

Yazar - Burcu Çalışkan

CORONAVİRÜS GÜNLERİNDE ÇOCUK OLMAK  

Hayatımıza bir anda giren, düzenimizi oldukça etkileyen ve daha önce deneyimlemediğimiz zor günler geçirmekteyiz. Geleceğe karşı endişelerimizin olması, sürecin kontrolünün belirsiz olması, hayatımızı tehlike altına alması, özgürlüğümüzü kısıtlaması, ekonomik zorluklar yaşanabilmesi sebebiyle endişe, korku, kaygı gibi duygular hissetmekteyiz.

Kaygı, bizim hayatta kalmamıza yarayan, tehditlere karşı duyarlı olmamızı sağlayan son derece insani ve yaşanılabilir bir duygudur. Hissedilen kaygının ölçüsü ve şiddeti hayatımızı kontrol altına almamız açısından önemlidir. Olması gerekenden düşük seviyede kaygı yaşanması, “Bana bir şey olmaz“, “Bize mi denk gelecek?” düşünceleriyle kişisel hijyen ve fiziksel izolasyon gibi önlemleri almanızı engelleyebilir, yaşanan durumun ciddiyetini algılamamanıza ve sağlığınız hakkında risk almanıza neden olabilir.

Yüksek seviyede yaşanılan kaygı ise; “Kesin benim başıma gelecek” düşüncesiyle olması gerekenden fazlasını yapmaya çalışmak, kontrol edemediğiniz durumların kontrolünü sağlamaya çalışmak, yoğun stres yaşamaya sebep olmaktadır. Yoğun kaygı yaşamanız, sürekli olarak çeşitli haber kanallarından, internetten, sosyal medyadan ilgili araştırmalar yapmanıza sebep olabilir, aynı ifadelerle sıklıkla hastalıktan bahsetmek yaşamış olduğunuz kaygı seviyesini daha da artırabilmektedir.

Yaşadığımız süreci gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve bunun için doğru, güvenilir kaynaklardan bilgi almak çok önemli bir yer tutmaktadır. Doğru olmayan bilgiler bireysel olarak endişemizi artırırken, toplumsal olarak ise panik olmanıza sebebiyet vermektedir.

Çocuklarımıza nasıl destek olabiliriz?

Öncelikle unutmamalıyız ki, çocukların süreci sağlıklı yönetebilmesi için yetişkinlere ihtiyaç duymaktadır. Çocuklara destek olabilmemiz için yetişkinler olarak kendi kaygımızı ve korkumuzu kontrol edebilir durumda olmamız gerekmektedir. Ev ortamında kaygısını yönetemeyen ebeveynler varsa, çocuğun kaygısı ile nasıl baş edeceğini öğrenmesi mümkün olmayacaktır. Çocuklar, anne babalarını rol model alır, bu sebeple önce kendimizi sakinleştirebilmeliyiz.

Dünya gündeminde, televizyonda, sokakta, sosyal medyada her alanda karşımıza çıkan görsellerde bir şekilde bilgiye ulaşan çocuklara “bir şey yokmuş gibi” davranmak, olanı gizlemek doğru değildir. Bir şey yokmuş gibi davranmak, çocuğun hissetmiş olduğu duyguyu “yok saymak demektir”, çocuğun hissettiği duyguya güvenmemesine sebep olabilir. Çocuğa yaşına ve gelişim düzeyine uygun bir şekilde açıklama yapılmalıdır. Çocuğun sorduğu sorulara net ve anlayabileceği kelimelerle cevap verilmelidir. Öğrenmek istediği bilgiyi, merak ettiğini açık konuşabilmelidir. Çocuğun sorduğu sorularda, öğrenmek istediği kadarını cevaplamak, olası kafa karışıklığını engelleyecektir. Ne geçiştirme kısa cevaplar olmalı, ne de çocuğun bilmek istediğinden –merak ettiğinden daha fazlası söylenmelidir.

Çocuğunuzla bu süreçte kişisel ve birlikte almanız gereken önlemleri konuşabilirsiniz.
Yaşına uygun ise virüsün ne olduğu hakkında kitap ve videolardan yararlanabilirsiniz. Çocuğun virüse karşı korunabildiğini, önlem alabildiğini bilmesi onu güvende hissetmesine imkan sağlayacaktır. Birlikte ellerini nasıl yıkaması gerektiğini gösterebilirsiniz, beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini, kalabalık ortamlarda bulunmamamız gerektiğini, maske takmanın sebebini, hapşırınca ağzımızı kapatmamız gerektiğini konuşabilirsiniz. Süreç hakkında çocuğunuzun duyguları hakkında konuşmanız çok değerlidir. “Bu süreç sana ne düşündürdü?“, “Nasıl hissettirdi?” gibi… sorular çocuğunuzun duygularına alan açmak, korku ve kaygılarının kabul edilebilir olduğunu hissettirecektir. Bazen çocuklar resim çizerek ya da oyun üzerinden kendilerini ifade etmek isteyebilir. “Eğer istersen çizebilirsin” diyerek somutlaştırmasına ve farkındalık kazanmasına fırsat verebilirsiniz.

Okulların online olarak eğitime devam ettiği bu sürede, evde çocuğunuzla keyifli etkinlikler planlayabilir, fikir alışverişi yapabilir, yeni rutinler oluşturabilirsiniz.

Kendinizle ve çocuğunuzla ilişkinizde, listeleyerek neler yaptıklarınızdan çok, nasıl yaptığınız daha değerlidir. Bu sebeple yaşadığımız duyguların farkında olarak, ihtiyaçlara temas etmenin çok kıymetli olduğunu unutmayın.

Sıkılıyorum” diyen çocuğunuza aktivite seçenekleri sunabileceğiniz gibi; bazen de hissettiği bu duyguya yer vermeniz, duygusu ile başa çıkabilmesini şefkatle desteklemeniz, çocuğunuzun zorlandığı durumlarla başa çıkma becerilerini geliştirecektir. Çocuğun hayatında karşılaşacağı zorluklara karşı pratik yapmasına fırsat olacaktır.

Yaşadığımız bu zor günlerin, sona ermesi için tüm dünyada çalışmaların devam ettiğini, bugünlerin geçici olduğunu unutmayın. Bugünler bize çok net gösteriyor ki zorluklarla baş etmeyi bilen, strese toleransı yüksek, yeni durumlara uyumu kolay olan, kendi başının çaresine bakabilen, en önemlisi de içinde hep umut taşıyan, etrafına gerçekçi bir iyimserlikle bakabilen çocuklar ve tabi yetişkinler bu günleri daha kolay atlatacak. Sadece kendi sağlığımız için değil, birbirimiz için de evde kaldığımız bu günlerde, hem kendiniz hem de çocuğunuz için bir fırsata çevirmeniz dileğiyle...

Sağlıklı kalın. Sevgilerimle…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 05:29 tarihinde yazdırılmıştır.