MEĞER DÜNYA NE KADAR KÜÇÜK, İNSALIK NE KADAR ACİZMİŞ

Yazar -

MEĞER DÜNYA NE KADAR KÜÇÜK,  İNSALIK NE KADAR ACİZMİŞ  

Dünya aya çıktı, gezegenleri dolaştı, bir bombayla birkaç şehri yok edecek silahlar yaptı ama gözle bile görülmeyen bir küçük canlıya teslim olduk. Çin’in bir ucundan bir kişi hapşırıyor, bir bakıyorsun ki birkaç gün sonra Amerikalılar hastalanıyor, İran’dan birisi tıksırıyor, koskoca Avrupa harap oluyor. Birkaç kişi caddelerde öksürüyor bütün bir dünya içerlere kapanıyor, meğer biz ne kadar acizmişiz. Acaba daha bilemediğimiz, üstesinden gelemeyeceğimiz kaç hastalık, kaç felaket var. Savaşlar, depremler, yangınlar derken şimdide bir küçük mikrop bizi esir alıverdi. İNSANLIK BU FELAKETİ ACABA HAK ETTİ Mİ? İran’ın Molları Şiilik maskesiyle Sasani ve Pers İmparatorluğu peşinde koşarken Suriye’de katlettiği masumların ahına tutulmasın. Deniz kenarında cesedi bulunan Aylan bebek insanlık aleyhine beddua etmiş olmasın. Ya bütün ailesini kaybetmiş Suriyeli çocuğun “SİZİ ALLAH’IMA ŞİKAYET EDECEĞİM” sözlerinin muhatabı hepimiz, bütün insanlık değil mi? Hepimiz bütün dünya BÖYLE BİR CEZAYI HAK ETMEDİK Mİ? “İÇİMİZDEKİ ZALİMLER YÜZÜNDEN BİZİDE YAKMA ALLAHIM” maalesef bütün bir dünya, bütün insanlık, hepimiz böyle bir cezayı hak ettik. Avrupa,  Suriye’de ESED diye uşak buldu, dediler ki sen bize KÖPEKLİK edeceksin ve Suriye halkını esir tutacaksın. Çocuğunu fırına ekmek almaya gönderen baba ekmek kuyruğundayken üzerine varil bombası atılan çocuğunun ceset parçalarıyla karşılaştıysa o babanın şimdiki adı birileri nezdinde TERÖRİST. Peki, Allah C.C. buna razı olur mu?

Bu hastalığa şuan hiçbir ilaç bilmiyoruz. KOLONYA diyorlar, hayda bütün millet kolonyaları kapışıyor. ALKOL, deniyor, birileri alkol ile yıkanıp bir de içip ölüyor. Bu hastalıkla en iyi mücadele KAÇMAK, diyorlar, hepimiz kaçtık, bütün dünya evlerine kapandı, sokaklar, caddeler bomboş. Temizlik şart dediler, bütün televizyonlarda eller nasıl yıkanır onu anlatıyor. Amerika da Türk asıllı bir doktor ve Mehmet Öz baktım ellerin Türk usulüyle nasıl yıkandığını bütün Amerikalılara anlatıyor. “Sabunu şöyle kullanacaksın, avuç içlerini şöyle böyle yirmi saniye ovacaksın falan” hakikaten bizim inançlarımızdan gelen bir kültürümüz var. Har cami önünde çeşmeler, şadırvanlar, abdest alma yerleri var. Bir Müslüman günde beş defa namaz için abdest alır, elini, yüzünü ve ayaklarını yıkar. Bizim, yani Türk milletinin en büyük din alimi İMAMI AZAM diyor ki “Bir şeyin yıkanmış olması için suyunun en az (dikkat en az) üç defa değişmesi lazımdır. Sabunla yıkanıyorsa, sabunun durulanıncaya kadardır” onun için biz abdest alırken ellerimizi, kollarımızı ve yüzümüzü üçer defa yıkarız. Ayrıca her hafta Cuma günü bütün vücudumuzu yıkamak yani banyo yapmak sünnettir, tabi özel hallerde ise farz yani mecburidir. Meğer biz ne kadar ileri, aydın ve çağdaş bir milletmişiz. Avrupa orasını burasını kağıtla silen pislikler, hastalık en çok oralarda yayıldı bize de oralardan bulaşıyor. Zaten bütün hastalıklar, bütün pislikler bize Avrupa’dan gelmiyor mu? Milletimizin gerizekalı, kendini ilerici aydın sanan aptalları da bir uyansa. Hal boşa onlar kıçı p.klu tek dişi kalmış canavarlardır. Saygılarımla.

NOT: Malum hastalık ve devletimizin aldığı tedbirler sebebiyle bende sokağa çıkamayanlar içerisindeyim. Bu sebeple yazılarıma bir süre ara veriyorum. Bu belayı atlatmak için devletimize yardımcı olmak hepimizin vazifesidir. Ülkemize ve bütün dünyaya Allah C.C. yardım etsin.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 19:57 tarihinde yazdırılmıştır.