18 MART VE MAVİ VATAN

Yazar - Servet Şenyiğit

18 MART VE MAVİ VATAN  

Çanakkale Deniz Zaferi’ nin 105. Yılını kutladığımız bu günlerde yine emperyalist güçlere karşı verilen mücadele gündemde ve tartışılıyor.

Anımsarsak; Çanakkale Deniz Zaferi nasıl kazanılmıştı? İtilaf devletleri , donanmalarıyla Çanakkale Boğazı’ nı geçerek İstanbul’ u işgal edip Osmanlı Devletini teslim almak istiyordu.

 17-18 Mart gecesi Binbaşı Nazmi Bey ve Yüzbaşı Hakkı Bey komutasındaki Nusrat Mayın Gemisi , Erenköy koyuna ve Boğaz’ a mayın döşemişti. 18 Mart günü Çanakkale boğazını geçmek için harekete geçen itilaf devletleri büyük bir taarruz başlattı. Önemli gemilerin ilk taarruzda yara alması nedeniyle  İngiliz ve Fransız donanması güneye yönelerek Erenköy mevkiine yöneldiler. Bu kez de Nusrat Mayın Gemisinin döşediği 26 adet mayınla karşı karşıya kaldılar. İtilaf  devletleri donanmasının Bouvet , Irretsistible ve Ocean zırhlıları batarken, 2 muhabere gemisiyle bir kruvazörü yara aldı.

Çanakkale kara savaşlarının başlaması Çanakkale Deniz Zaferi olarak kutladığımız bu başarıdan sonra başlamıştır. Bu zafer de 26 tane mayın döşememize bağlıdır. Osmanlı’nın donanması , savaş gemileri yok muydu, var ise neredeydi? Tüm Osmanlı Donanması Haliç’ te hareketsiz bir şekilde kilit altındaydı. II. Abdülhamit 1877 Osmanlı – Rus Harbi sonrasında donanmayı 33 yıl Haliç’te hareketsiz bırakmıştır. Bu donanmanın kuvvet yapısını değil , kurumsal kültürünü ve tecrübe birikimini de kaybettirmiştir. Eğer Osmanlı Donanması Haliç’ te 33 yıl çürümeye terk edilmeseydi, emperyalist güçler Çanakkale önlerine gelemeyecekti.

2008 sonrası benzer bir durum tekrar yaşandı Türkiye’ de. Sahte kumpas davaları nedeniyle deniz gücümüze çok ağır darbeler indirildi. 130 yıl önce II. Abdülhamit’in verdiği zarardan daha büyüğüne neden oldular. Türk deniz gücünün moral değerlerine zarar verirken gelecek komuta yapısını da yerle bir ettiler.

Mavi Vatan’a sahip çıkılması, donanmamızın caydırıcılık ve savaş gücünün özellikle yerli gemi ve silahlarla güçlendirilmesi Türkiye’ nin geleceğinin garanti altına alınması demektir. Doğu Akdeniz’ de ABD , İsrail , Yunanistan , GKRY’ nin ortak tatbikatlarında hedef ve düşman ülke olarak Türkiye gösterilmektedir. Deniz altı petrol ve doğal gaz arama ve paylaşımlarında Türkiye yok sayılmak istenmiştir. Deniz Kuvvetlerimizin himayesi altında Doğu Akdeniz’ de sismik araştırma ve sondaj çalışmalarının başlatılması ve kararlılıkla sürdürülmesi Türkiye’nin gücünü dosta düşmana göstermesidir.

Unutulmamalıdır ki ;Tarih ders almayanlar için tekrar eder.

servetsenyigit@gmail.com

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Nisan 2024, 00:56 tarihinde yazdırılmıştır.