HİÇ KİMSE BABASININ KARŞILAMA TÖRENİ MASRAFINI BİZE ÖDETMESİN

Yazar -

HİÇ KİMSE BABASININ KARŞILAMA TÖRENİ MASRAFINI BİZE ÖDETMESİN  

Bir NOEL daha yaşadık. Yine törenler yapıldı yine ortalık süslendi, yine dünyalar kadar masraflar yapıldı, ne için? Birilerinin Noel Babası gelmiş diye. Bu haksızlık değil mi? Bana ne sizin Noel Babanızdan. Babanıza yapacağınız masrafı neden belediyenin parasından yapıyorsunuz? Madem babanız kendi cebinizden yapmalısınız. Noel denilen adam bir Hristiyan din adamıdır, yani keşişdir. Dahası bir efsane, bir uydurma sahte bir kişiliktir. Güya Hristiyan efsanesine göre çocuklara bacadan gelir oyuncak dağıtırmış, falan. Hristiyan alemi de efsaneyi güçlendirmek için, yani inanç ve kültürlerini nesillere yaymak için gizlice aldıkları çocukların sevdiği oyuncakları o gece çocuklarının yatağının yanına bırakırlar, sabahleyin de ‘’Noel baba getirdi’’ diye nesillerinin gelenek ve dinlerini güçlendirirlermiş. Tamam da bundan bana ne benim inancım, kültürüm, hatta dostum değil ki bu pis papaz. Geçmişte bir müftümüzün dediği gibi ‘’ İyi bir adam olsaydı, bacadan değil kapıdan girerdi’’ maalesef Hristiyanlık bir sömürgeci dini olduğu gibi Noel de bu eşkıyaların bir sömürü ajanıdır. Ülkemize de milletimize de, evimizden bacalardan girip” ruhumuzu işkal etmiştir. Tam bir kültürel sömürüdür ve işgaldir.  İlla da bir baba lazımsa işte DEDEM KORKUT. Onu analım, onu efsaneleştirip nesillere onu anlatalım. Alia İzzet Begoviç şöyle diyor. “Öldüğümüz de değil, düşmana benzediğimiz de yenilmişizdir..” Biz yunanı buralardan neden kovduk? Yunanı, Bulgarı kovduk ama papazları burada kalmış. Eğer kovulmasalardı onlarda Noel’i böyle kutlarlardı. Peygamberimiz (a.s)’de şöyle söylüyor ‘’ Kişi sevdiğiyle beraberdir.” Alparslan Türkeş ne diyor? “Dalından kopmuş bir yaprağın yönünü rüzgar tayin eder” Bizi uzun zamandır, dalımızdan koparmaya çalışıyorlar. Eğer dalımızdan, köklerimizden, kültürümüzden, inançlarımızdan bir koparsak, düşmanlarımız bizi hangi çukura gömer belli olmaz. Bizim eskiden bir sloganımız vardı, derdik ki “ Ne Amerika, ne Ruya, ne Çin her şey Türk’e göre, Türk tarafından, Türk için” Bizim olmayan, bize göre olmayan kültür ve adetleri bize dayatanlar, bilerek veya bilmeden düşmanlarımızın işbirlikçileridir. İnsanlarımız da bu uzaklaşma, kendi inanç ve kültürüne yabancılaşma o kadar barizleşti ki, aynı şehirde, aynı mahallede, aynı ülke de yaşayan ayrı Milletler gibi olduk. Bu da milli devlet özelliğimize zarar veriyor. Tek çare aslımıza dönmektir.

Saygılarımla

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Nisan 2024, 13:39 tarihinde yazdırılmıştır.