HERKESİN İŞİNE YARADIĞINIZ KADAR İYİSİNİZDİR BU HAYATTA!

Yazar - Burcu Çalışkan

HERKESİN İŞİNE YARADIĞINIZ KADAR  İYİSİNİZDİR BU HAYATTA!  

İnsanların sizi en çok sevdiği zaman, onların işine

en çok yaradığınız zamandır.

Hiç dikkat ettiniz mi?

Kaliteli insanlar çoğunlukla yalnızdır.

Neden mi?

-Çünkü; çizgisi sabittir, yaranmak uğruna

çizgisinden sapmaz. Yapmacık değildir. Kimsenin

oyuncağı olmaz. Menfaate göre samimiyet kurmaz.

Hayat insanları bazen istemediği kulvarlarda

koşmaya mecbur eder. Bazen memnun oluruz, bazen

olmayız. Memnun olsak da olmasak da bu kulvarlarda

arkadaşlıklar, dostluklar oluşur. Kendimiz gibi olanı

dost diye kenara ayırırız, bir kenara da arkadaşlarımızı

koyarız. Dost bildiğimiz ayrı yere koyduğumuz bizim

için çok kıymetli özel insanlardır. Arkadaş olarak da

ayırdığımız kişilerle paylaştığımız şeyler farklıdır.

İnsanın hayatında birçok arkadaşı, çevresinde pek

çok yakını bulunur. Ancak bu insanların hepsi dost

değildir. Dost dediğimiz bizi karşılıksız sever, bizde

onu. Dost yanımızda olmasa da varlığını bildiğimiz,

yanımızda hissettiğimiz kişilerdir. Ancak gerçek bir

dostunuz varsa üzgün bir durumdaysanız o sizi alıp

aydınlıklara çıkarır, sıkıntılarınızı paylaşarak içinizi

rahatlatır.

Dostluk kolay elde edilen bir şey değildir. Uzun

zamanda karşılıklı ve çıkarsız bir arkadaşlığa ihtiyaç

duyar...

Peki bana dostunuzu tarif edin desem ne dersiniz?

Hadi içinizden gelenleri sıralayalım.

Birisinin hep zor zamanda yanımda olurdu

dediğinizi duyar gibiyim,

"O benim sır küpümdür, sırdaşımdır" diyeni de.

“O güldüğüm, eğlendiğim bana sırt verendir"

diyeni de duydum.

Peki bu yazdıklarımızı ve kalbinizden geçenleri de

düşünerek etrafınızda kaç dostunuz var?

Bir düşünün bakalım...

Benimde böyle içten samimi dostlarım var diye

biliyor musunuz? Peki epeydir görmediğim kardeşim

gibi sevdiğim, değer verdiğim, üzüldüğünde

üzüldüğüm dostlarımdan biriyle tesadüfen karşılaştık

ve beni görmemezlikten geldi dediğiniz oldu mu?

Beraber çoğu şeye göğüs gerdiğiniz zamanları

düşünün ve aklınıza sadece sizinle işi bitmiş veya

sizden alacağı bir şey kalmamış olduğu mu geliyor?

Ama şimdi işleri bitti sanırım yollarını ayırmışlar. Keşke

benimde haberim olsaydı bu dostluğun bittiğinden

diyorsunuz. İşte bunlar da siyasi amaçlı kurulmuş

dostluklar... Şairin dediği gibi “Dostlar vardır çiçek gibi,

Yüreğinizi ferahlatır, alır götürür bütün yüklerinizi,

Dostlar vardır kor gibi, yüreğindeki ateşle ısınır.

Dostluklar vardır erken dolar vadesi,” bizim

dostluğumuzda gerçek dostluk değilmiş erken dolmuş

vadesi demek ki; Üzüldüm! Onlarla harcadığınız

zamana aslında.

Eskiden dostluk, arkadaşlık kavramları vardı

yazdığım gibi... Günümüzde bu kavramın da içi

boşaltıldı, özü gitti posası kaldı…

İnsanlar hayatlarında dekoratif figür olarak

değerlendirmekte dostluğu. Arkadaşlığı ve arkadaşı da

canı sıkılınca can sıkıntısını gideren, kendisini

eğlendiren eğlence aracı olarak görmekte, öyle

tanımlamakta öyle hissetmekte…

Ekonomik olarak darda kalınca da banka gibi

kullanıp, devreye sokmakta dostluğu! Dostluk artık

esnek hesaplar gibi bir hizmet aracına dönüştü. Başı

sıkışınca kullanılan, suistimal edilen bir anlayışa

büründü. Tek taraflı keser gibi hep bana, hep bana

diye yontulur oldu dostluk. Oysa testere gibi bir sana

bir bana olmalı, kim dardaysa öteki ona koşmalıydı.

Bu yüzden azdır insanın dostu. Bir insan çok dostum

var diyorsa burada bir muamma, bir tuhaflık var

demektir. Durup düşünmeli...

Dostluk önemli elbette! Arkadaşlık da öyle!

Günümüzde değişime yenik düştü bu kavramlar. Çıkar

ilişkisine dönüşmüş. Şimdi çıkarların örtüştüğü yerde

dostluklar, arkadaşlıklar gelişiyor. Çıkar bittiğinde ise

herkes kendi yoluna gidiyor. Dostun, dostluğun,

arkadaşın özlemini duyacağız.

Ama bulamayacağız ne yazık ki! Her iki kavramın

da anlamı değişti. Bir hedefe, gayeye dönük ilişkiler

çerçevesinde şekillenmeye başladı. İhtiyaçların çok

çeşitlenmesi ve teknolojinin hayatımızda olması

gerekenden fazla yer kaplaması hız verdi bu anlam

kaymasına belki de. Artık dost, arkadaş denildiğinde

çok farklı şeyler geliyor insanın aklına. Dostun adı oldu

Kanka… Ve kısa ömürlü oldu o da… Bakmayın sosyal

medyada on binlerle olan arkadaşlığınıza, adı üstünde

sanal… Arkadaş sandıklarımız yani… Gitgide

yalnızlaşıyor insan… Dost olarak görülüp dertler

anlatılır oldu psikologlara… Bir düşünelim bakalım

bizlerin kaç dostu, arkadaşı var? Eğer varsa çok

şanslısınız. O zaman ben çok şanslıyım değer verdiğim

dostlarım var diye. Ben değerini biliyorum. Sizde

değerini bilin o dostlarınızın, arkadaşlarınızın…

Bir kalemde silebiliyorsanız eğer; kusurunu silin

dostunuzun, dostluğunu değil... Sevgiyle kalın…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 06:05 tarihinde yazdırılmıştır.