“Sudan Bahaneler”

Yazar -

“Sudan Bahaneler”  

Çoğu zaman eleştiri ile hakareti karıştırıyoruz. Hele bazılarımız var ki belli bir merkezden kendilerine “ısır çomar” emri verilince, hiç acımadan saldırıyorlar.

 

Geçen hafta Cuma günü, Trakya genelinde ve bazı bölgelerde fırtına ve bardaktan boşalırcasına yağmur vardı. Bu yaşıma kadar böyle bir olaya tanık olmadım. Çok kısa sürede hava karardı ve etrafımdaki her şey yer çekimi etkisinden kurtulup havalandı. Arkasından şiddetli bir yağmur başladı. Lüleburgaz’da Kentin çeşitli noktalarında su birikintileri nedeniyle ulaşım aksadı, yayalar durak ve kaldırımlarda mahsur kaldı. Çöp konteynerleri yerlerdeydi. Biz Lüleburgazlılar olarak ne mi yapıyorduk. Sosyal medya yayınımıza hazırlık yapıyorduk. Belediyeyi belgeler ile eleştirmek için video çekimindeydik. “Isır çomar” emri geldi ve başladık yayına.

 

Şiddetli yağmur sonrası oluşan manzaraları fırsat bilenler “Daha beterini yaşamayalım” demek yerine, Lüleburgaz Belediyesi’ne, Başkan Murat Gerenli’ye ve partisi CHP’ye verdi veriştirdi. Bazıları eleştiri sınırlarını da aşarak hakaret içeren ifadelerle adeta siyasi linç gerçekleştirdi. Tıpkı Birkaç hafta önce İstanbul’da olduğu gibi. Yanlışlar elbette eleştirilmeli, dillendirilmeli, şikayet edilmeli. Peki, biz üstümüze düşenleri yaptık mı, örneğin video çekimine harcadığımız zamanı, yerlere attığımız çöpler, kırılan dal parçaları ve yapraklarla tıkanan mazgalları açsaydık, ya da slalom yapmamıza neden olan çöp konteynerlerini kaldırsaydık. Bunları sosyal medyadan paylaşsaydık, beğeni sayımız çok mu düşerdi?

 

Lüleburgaz Belediye Meclis toplantısında AK Parti Belediye Meclis Üyesi Sedat Demir, su ücretlerinde indirim yapılmasını talep ederken indirim talebi meclis tarafından uygun görülmüyor. Suyu bedava yapması gerekenler, “Suyu bedava yapalım” diyor.

Yasa gereği suyu bedava yapamayanlar, “Sizi tutan mı var?” diye yanıt veriyor.

Toprak, hava ve su, insan tarafından üretilmeyen ve insanın temel ihtiyacı olan üç kaynak. Bu nedenle biz suyun temel bir insan ve yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz da. Neden halk tarafından seçilmiş, suyu bedava veren belediye başkanına, Yerel yönetimler yasasını bir kenara bırakarak, 4736 sayılı yasa gereğince dava açıyoruz. Bu yasa da “belediyeler ürettikleri mal ve hizmetlerden, üzerine belli bir kâr koyarak ücretlendirmelidir” diyor. Yargılanması gereken asıl bu yasadır. Hepimiz görüyoruz; Her seçim öncesi makarna, kömür, elektriği olmayan köylere beyaz eşya dağıtılıyor. Şimdi bunlar tavuklar için kümes olarak kullanılıyor. Ama tüm bunları yapanlar hakkında dava açılmazken suyu bedava dağıtan CHP belediyelerine aba altından sopa gösteriliyor.

Toplumların iyi ya da kötü oluşu o toplumu oluşturan bireylerin tutum ve davranışlarıyla orantılıdır. Dürüstlük, sevgi, hoşgörü, mertlik, duygudaşlık, insan haklarına saygı, yaşam haklarına saygı gibi insanı “insan” yapan olgular duyarlılık sahibi bir toplumun inşasını sağlar. Su ücretlerini, katı atık ücretlerini kaldıracak olan Belediyeler değildir. Kanun koyucuların kaldırması gerekiyor. AKP, CHP milletvekillerimiz görev sırası sizde. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tarihe geçecek icraatını gerçekleştirecek adımları atın. Vatandaşımıza Elektriği, suyu bedava verelim. Bunu yapamıyorsak bunlar üzerindeki vergileri kaldıralım ki. Bedava olan havamızdan derin bir nefes çekelim.

 

Hava ve su. Yaşam için olmazsa olmaz iki önemli unsur. Aç kalabiliriz ama susuz kalamayız. Havasız ise hiç… Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren yarın sizi boğabilir.

Sizin anlayacağınız, sudan bahanelerle suyu da siyaseti de sulandırıyoruz. Ne diyelim; Su aka aka yolunu bulur.  Sevgiyle Kalın…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Nisan 2024, 06:29 tarihinde yazdırılmıştır.