SAHTE ATATÜRKÇÜLER SİZE SESLENİYORUM, KAYYUM EŞBAŞKANDAN İYİDİR

Devletimiz geçen hafta bir karar aldı(Diyarbakır, Van, Adıyaman) belediye reislerini görevden aldı. Aldı ama yine her zamanki gibi ülkemizin içeride ve dışarıda ne kadar düşmanı varsa koro halinde feryadı figana başladı.

Seçilmiş başkanmışta, demokrasiye darbeymişte falan filan. Yahu siz ve dışarıdaki ağa babalarınız ne zaman demokrat oldunuz yahu? O illerde demokrasi var mı ki? Eş başkan ne demek? Tamam, belediye başkanını Van, Diyarbakır ve Mardin halkı seçti. Peki eş başkanı kim seçti? ABD ajanlarıyla beraber, Kandil seçti Kandil. Sizce bu demokrasi midir? Birazcık aklı ve izanı olanlara söylüyorum. Oradaki halkın seçtiği başkanlar semboliktir. Gerçek başkanlar CIA’nın ve kandilin atadığı eşbaşkanlardır. İşleri bunlar yürütür. Bütçeyi bunlar hazırlar ve harcarlar, bunlar kadroları oluşturur ve yönetir. Gerektiğinde halkın seçtiği başkanı tenha bir odada sorguya çeker. Geçmişte bu eş başkanlardan birisinin seçilen başkanı tokatladığı bile görülmüştür.

Ey CHP eeeeeyyyy Atatürkçüler(sahtekarlar)böyle bir yönetim biçimini sizin vicdanınız, mideniz kaldırıyor mu? PKK’yı, PKK’nın atadığı eş başkanı ve onların uygulamalarını savunanlar çıkıp “ Biz Atatürk’çüyüz”  diyorlar ya İşte Atatürk’e , en büyük ihanet ve hakaret budur. Aynı ağızla hem PKK’yı savunmak, hem de Atatürk’ü savunmak hem de hiç ağzını yıkamadan nasıl bir tezattır, nasıl bir garipliktir? anlamak mümkün değildir. Bakın ben size Atatürk’ü anlatayım mı?

Zamanında Dersim’e bir köprü yapılmak ister. O yöre halkı köprüyü istemez, zira devlet denetimine girmek, vergi vermek, askere gitmek istemiyorlardır. Devlet köprüyü yapmakta ısrarlıdır, oraya bir karakol ve asker konuçlandırır. Dersim halkı bir gece orayı basar ve askerlerimizi şehid ederler.(galiba 27 asker olacak) Gece Vali Atatürk’ü arar “Efendim halk karakol bastı, askerlerimiz şehid oldu” Atatürk “ Yakın orayı” der. Vali telefon başında bir müddet düşündükten sonra “Galiba anlatamadım” diye düşünerek tekrar telefon açar aynı şeyleri tekrar eder. Atatürk daha gür bir sesle “ YAKIN ORAYI DEDİM” der ve sert bir şekilde telefonu kapatır. Sonra ne mi olur? Dersim’in kafasına TUNÇ bir el vurur. On binlerce Dersim’li öldürülür, birçoğu da sürgüne gönderilir. Dersim adı da “Tunceli” olarak değiştirilir.

Peki, şimdi Atatürk iş başında olsaydı ne olurdu? Bu asker düşmanlarını, bu bölücüleri yaşatır mıydı? Kılıçdaroğlu bu bölücü eşkıyayı ilk savunan oldu. Soruyorum Atatürk onu yaşatır mıydı? Zaten onun atalarını öldürmüş, yakaladıklarını da idam etmiştir. (Seyid Rıza gibileri) “Öyleyse neden seçtiniz, neden mazbatalarını verdiniz?” deniyor. Adam olurlar sandık. Beş ayda görüldü ki adam olmaya niyetleri yokmuş. Siz de hiç olmayan Atatürkçülük birazcık ta olsa İçişleri Bakanında varmış. Ondan görevden alındılar.

Saygılarımla