Türkiye Parlamenter sisteme geri dönmeli

Türkiye 2001 yılında ekonomik kriz yaşadı. Koalisyon iktidar bu ekonomik krizle kaybetti.  2001 yılının ekonomik krizi Türkiye’de iktidarı değiştirdi. AKP hükümeti 3 Kasım 2002 yılında iktidara bu sayede geldi.

Aradan geçen süre içinde AKP  herhangi bir fabrika kurmasa da 2010 yılına kadar Atatürk’ün kurduğu devlet kurumlarını ve fabrikaları satarak ülkeyi idare etti. Satacak bir şey kalmadı. 2011 yılında üçüncü kez iktidara gelince ülkeyi yönetememeye başladı. Bu yönetememe ortaya çıkmasın diye de zamanın başbakanı insanların özel yaşantısına karışmaya başladı. Cumhuriyeti yıkmak ve başka bir sisteme geçmek isteğini ilk o zaman belli etti.

2013 yılında ortaya çıkan Gezi Parkı olayları da aslında yeşile olan düşmanlığa karşıydı. Ancak gençler Cumhuriyete yapılan hakaretlere kızdığını da bu olaylarda belli etti.  Gençler Gezi Parkı olaylarında FETÖ’nün ordu komutanlarını içeri atmasına da tepki göstermişti. Gezi Parkı olayları sırasında FETÖ’cüleri koruyan hükümet yalnızca 5 ay sonra 17-25 Aralık 2013’te  FETÖ kendisini ısırınca FETÖ ile mücadeleye başladı.  Derken 2015 yılında tekrarlamalı seçimlerle AKP hükümeti 4. kez iktidara geldi.

Artık halkın düşüncesi onlar için önem taşımıyordu.  2016 yılında FETÖ darbe girişimi oldu.  Kopan yaygarada mağdur olan AKP sanmıştık  Ardından ilan edilen OHAL en çok onlara yaradı.  OHAL ilan edilmesinin ardından ülke ekonomisinde ciddi bir düşme yaşandı. Çünkü artık bir kararname ile insanların malına ve mülküne el konulabiliyordu.  Ve ülkeyi yönetenlere güvenmeyenler paraları ile birlikte ülkeyi terk etmeye  başladı. Ülkeden para çıkışı oldukça döviz daha da arttı. OHAL yönetimi altında Türkiye Başkanlık sistemine geçti. Büyükşehirlerde HAYIR çıkmasına rağmen mühürsüz oylar kabul edildi. Başkanlık sistemine geçildi. 2018 de şimdi ki Cumhurbaşkanı yeniden Cumhurbaşkanı seçilince OHAL gibi olan Başkanlık sistemi başladı.  Artık her şey bir kişinin dudakları arasında idi. Nitekim 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerin de Ekrem İmamoğlu’na atılan iftiralardan da başkanlık sisteminin ülkemize ne kadar zarar verdiğini gördük. Bu seçimlerde Cumhurbaşkanı taraf tuttu. Parlamenter sistemde olsaydı. Tarafsız olacaktı.  

Bu kötü gidiş Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran’da İstanbul Seçimleri’ni 807 bin oyla kazanmasına kadar devam etti. Ekrem İmamoğlu kazanınca ülkede demokrasiye inanç arttı. Parlamenter sisteme dönme umudu başladı. Ekrem İmamoğlu’nun kazanması Dövizin yükselmesini de engelledi.

Yaşadığımız tüm bu süreçler Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün biz armağan ettiği Cumhuriyet Yönetimi yani parlamenter sistemin ülkemiz için ne kadar faydalı bir sistemi olduğunu gösterdi.

Bu nedenle ülkemiz bir an evvel Parlamenter Sisteme Geri dönmelidir. Bu konuda asla zaman kaybetmemelidir.

Kalın sağlıcakla…