“SEÇMEK”

Yazar -

“SEÇMEK”  

SEÇMEK : “Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak”, “Birine oy vererek bir göreve getirmek”, “Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek”

Küçük yaşlardan itibaren hayat bize tercih yapmayı öğretir. Küçük yaşta tercih yaparken pek zorlanmayız sonuçlarını pek kavrayamayız. Kavrasak çocuk demezler.

Tercih etmek hep zor gelmiştir bize. Lisede öğrencisiniz, fen-matematik; eşit ağırlık ve sosyal bilimler disiplinleri arasından seçim yapmanız gerekiyor.

Üniversite seçimi dönemine gelmişsiniz, önünüzde birçok seçenek: Hangi bölümü seçeceksiniz? Seçiminizi bölüme göre mi, üniversitenin prestijine göre mi yapacaksınız? Yoksa mezun olduktan sonra hangi işi yapacağınızı mı?

İş hayatına başlamak üzeresiniz, önünüzde yüzlerce şirket seç seçebilirsen. Burada zorlanmayız sanırım. Üniversite mezunu işsizler ordusu zorunlu tercihimiz olur. İş, eş, ev, derken hayatımız seçimlerle geçer. (Sandıkla seçimleri şimdilik ayrı tutuyorum.)

Seçim yapmak hep zor gelmiştir bize. Bundan dolayı çoğu şeyi ertelemişizdir hayatımızda. Aslında çok kolaydır Ne istediğini bilirsen. Önemli olan tek bir seçim var. “Anlamlı bir hayat için kendimize uzak, büyük bir hedef seçmek. Yani HAYAT HİKAYEMİZİ belirlemek. Sonra da onu yazmak için çok çalışmak.

Biz kendimiz seçimlerimizi anlamlı hale getirmediğimiz sürece hayatımız son derece sıradan olabilir. Doğar, yer içer tüketir, basit bir kaç toplumsal görevi yerine getirir ve ölürüz. Hayat hikayemizi, eğer bir adanmışlık, üretme ve gelişme isteği etrafına kuruyorsak o zaman çok değerli de olabilir.

Önce ailemizde, sonra mahallemizde ve Lüleburgaz’da, sonra ülkemizde ve en son da dünyada nasıl bir etki yaratmak istiyoruz? Hakkımızda konuşan insanlar bizi nasıl hatırlasın, hangi eylemlerimiz ve işlerimizle ansın istiyoruz? Çevremizde ve dünyadaki en büyük sorunlar ne? Bu sorunlardan hangisini çözmek için çalışıyoruz? Kişisel kazanç dışında ne uğruna uğraşıyoruz? Nasıl bir etki, nasıl bir kültürel ve duygusal miras bırakmak istiyoruz?  Burada etki kuvvetimizin ne kadar küçük veya büyük olduğu önemli değil, ancak hikayenin hangi tarafında olduğumuz çok önemlidir. Bu dünyanın güzelleşmesine mi katkıda bulunuyoruz yoksa yozlaşmasına mı?

Sınırsız insan ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla karşılandığı dünyamızda bir şeyleri seçmek diğer bir takım şeylerden vazgeçmek anlamına gelmektedir. İstanbul seçim sürecinden anlayacağımız gibi ‘’seçmek bir vazgeçiştir’ ya da “seçilememekten vazgeçmeyiştir”. Alınan kararın gerekçesini sanırım bu fıkra daha net anlatmaktadır.

Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış : 
- Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin? 
- Boşuna oynamayalım, biz kazanırız, demiş şeytan. 
- Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde. 
Şeytan şeytanca gülümsemiş : 
- “Ama bütün hakemler de bizde.”  SEVGİYLE KALIN .

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 23 Nisan 2024, 15:12 tarihinde yazdırılmıştır.