Oruç tutmak sadece aç kalmak değildir

Büyüklerimiz bizlere anlatırlardı. Derlerdi ki “Ramazan Ayı’nda Oruç tutulur. Oruç  tutmanın  yeme içme ile ilgili bölümünde belirtilen saatlerde yenilir içilir, belirtilen saatlerde oruç açılır. Ancak oruçlu olduğu zaman kişi kötü düşüncelerden de kötü işlerden de uzak durmalıdır.” Biz bu sözlerle büyüdük.

Gelelim günümüze;

Şimdi oruç tutmak herkesin ağzında. Oruç tutan adam kendisinin başkalarına bağırma, küfür etme ve dövme hakkına sahip olduğunu düşünüyor. Yaptığı iş sadece aç kalmak. Dedikodu yapmak zirve yapmış. İftira, yalan söyleme, küfür etme, hırsızlık yapma, hak yeme hat safhada. Sorarsan cennete gidecek.

Bizde diyoruz ki son 20  yılda türeyen  birilerinin kendisine uydurduğu din, din değildir. Bu Araplaşmadır. Eğer insan cennete gitmek istiyorsa dinin emrini yerine getirecek. Araplaşarak cennete gidilmez.  İslam dinini yaşamak da   Araplar gibi yaşamak değildir.

Bu nedenle; Çevremizde oruç tutuyorum diye hava atmayan, sadece aç kalarak değil kalbiyle, eylemleriyle, düşünceleriyle, davranışlarıyla da oruç tutan insanlar görmek istiyoruz. Bunu bir hava atma aracı olarak görenleri değil, herkesin sevabının da günahının da kendisini ilgilendirdiğini bilen insanlar istiyoruz.

Bu ülkede en büyük kul hakkı Ramazan Ayı’nın birinci günü ağzından Allah’ı ve dini düşürmeyenler tarafından işlendiğini sizlere hatırlatıyoruz.

Kalın sağlıcakla…