YARBAY HASAN VE CANBERK

Yazar - Ahmet Bostancı

YARBAY HASAN VE CANBERK  

17. alay komutanı Yarbay Hasan Bey'in hazin hikayesi… Hasan Bey komutasındaki 17. piyade alayı Eceabat üzerinden geçip Havuzlar mevkiinde konaklamayı plânlamıştır. Yorgun bir şekilde Kilitbahir'e gelinir. Köy meydanındaki çeşme önünde yara içerisinde bir köpek görür Hasan Bey, atından inerek köpeğe su içirir. Ardından da köpeği yanına alır, askerleriyle birlikte yola devam eder. Konaklayacakları yere gelirler. Herkes istirahata çekilir, Hasan Bey ise Canberk ismini verdiği köpeğin yaralarını temizlemekle uğraşır. Başarır da. Köpek iyileşir, hatta tüyleri yeniden çıkar. O günden sonra Canberk, Hasan Bey'in dostu olur. Mehmetçikle birlikte siperden sipere koşar durur. Düşman saldırısı olsa, hemen havlayarak askerleri harekete geçirir. Çok faydası olmuştur Canberk’in onlara…  Askerler sorarlar Hasan Beye;

"Komutanım, bu köpeğe neden bu kadar alâka gösteriyorsunuz?"… cevap;

"Yüce Allah’ın mahşerde bu köpeğe neden merhamet etmedin, demesinden korkuyorum!" Bölgedeki savaş olanca şiddetiyle sürüyordu.. Yine siper savaşlarının birinde Mehmetler, Fransızları püskürtmüşlerdi. Savaş alanı Fransız askerlerinin cesetleriyle doluydu. Savaşın tam ortasında askerlerine direktifler yağdıran Hasan Yarbay, o sırada bir Fransız askerinin yerde kıpırdadığını gördü. Yaralı olduğunu zannederek yardım maksadıyla Fransız askerinin üzerine eğildi ki, ölü taklidi yapan Fransız, sakladığı hançerini Hasan Beyin göğsüne sapladı. Hasan Bey bir anda sarsıldı ve yere yığıldı. Yarasından oluk gibi kan akmaktaydı. O an uzaklardan acı bir havlama sesi duyuldu. Canberk olanca hızıyla koşup Hasan Beyin yanına çöktü. Sahibinin ellerini yalıyor, adeta kalkması için yalvarıyordu. Derken, Kur'an okumak için "alay imamı" geldi. İmam dua okurken Hasan Bey tekrar ediyordu. Artık Hasan Beyin gözleri buğulanmış, çehresi solmaya başlamıştı.. Birden, silkinir gibi oldu ve yanındakilere; "beni ayağa kaldırınız" dedi. Askerleri onu yavaşça ayağa kaldırdılar. Üstü başı kan içinde olan ve son anlarını yaşayan Hasan Bey; "La İlahe İllallah Muhammedün Rasulallah" dedi. Yüzünde derin bir tebessüm oluşmuştu. Ardından saygılı bir biçimde sözlerine devam etti. "NİYE ZAHMET BUYURDUNUZ YA RASULALLAH"!... dedi. Bu ifadeler Hasan Bey'in son sözleri olmuştu. Kahraman komutan ruhunu teslim edip askerlerinin kolları arasına yığıldı. Askerlerin hepsi ağlıyordu. Toparlandılar, komutanlarını şehit olduğu yere defnetmeye karar verdiler. Hasan Beyin üzeri bayrakla örtüldü ve mezar kazılmaya başlandı. Onlar bu işlerle uğraşadursunlar Canberk de Hasan Beyin üzerine örtülen bayrağın altına girmiş "kıtmir" gibi ayaklarının yanına uzanmıştı. Askerler, dualarla Hasan Bey'in aziz naaşını kaldırmak için Canberk'i kenara çekmek istediler. Ama Canberk kımıldamıyordu.  O’da Hasan Yarbay'ın yanında son nefesini vermişti. Herkes bir kere daha gözyaşlarına boğuldu. Önce Hasan Bey'i tekbirlerle defnettiler, ardından da Hasan Bey'in ayakucuna Canberk'i gömdüler.

Ne mutlu o kumandana ki; "Kâinatın Efendisi" ziyaretine geliyor. Ne mutlu o askerlere ki, vatanları için çarpışıyorlar ve şehid oluyorlar. Mekânları cennet olsun. Ruhlarına Fatiha…

                                                                                                                                                     (alıntı)

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 18 Nisan 2024, 19:56 tarihinde yazdırılmıştır.