ACABÂ, LİSTELER DE “GÜLER” Mİ?

Yazar - Nuri Kahraman

ACABÂ, LİSTELER DE “GÜLER” Mİ?  

 

Sevgili okurlar; geçen yazımızın son ara başlığını “İLK ÜMİT, SON HEYECAN!” olarak koymuş ve de paragrafı, “ŞEHRİM ADINA İLK DEFÂ BU KADAR ÜMİTLİ VE DE HEYECANLIYIM!” diye bitirmiş, sebebini de; “Her şeyden önce adaylar çok iyi. Başlanan yatırımları yenileriyle ve de Cumhurbaşkanımız’ın MEDENİYET TASAVVURU tâbiriyle vurguladığı idrâk boyutuyla zenginleştirip taçlandıracaklarına inanıyorum.” ifâdeleriyle açıklamıştık.

Gerçekten, kendisini tebrik sadedinde ziyâret ettiğimiz Aşkın TÖREN Bey sohbetin akışı içerisinde“Bir şehri İNŞÂ edersiniz, ÎMAR edersiniz, İHYÂ edersiniz; ama İDRAK olmayınca BEREKET olmaz.” şeklinde ifâdeler kullandı. Ki, bu bizim için, başta belediyecilik olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin püf noktası. Şu kadarını söyleyelim ki, Aşkın TÖREN Bey’de bu dört kavramın hepsine dâir gerçekçi projeler, bunları gerçekleştirecek aşk ve de en önemlisi tecrübe ve de birikim; hepsi var.

Sahaya tam olarak çıkıldığında kendisini hep birlikte daha iyi tanıma imkânı bulacağız. Şunu başta söyleyelim ve de bir hakkı teslim edelim ki; yukarda sarf edilen ilk üç kavrama dâir her şey hemen hemen yapıldı sayılır. Yâni, fizikî olarak gereğinden fazlası bile yapıldı denilebilir. Bu anlamda sâbık başkanlara müteşekkiriz. Ordu çok değişti. Bunu kabul etmemiz gerek. Amma velâkin?

HÜZÜNDEN ÇOK BİR KAHIRDI BU!

Amma velâkin? Başkanlarımızın devâmını getirmeye imkânları el vermedi. Sonuçta, hani bir şarkıda; “ONUN ARABASI VAR, GÜZEL Mİ GÜZEL!... MAALESEF RÛHU YOK!” denildiği gibi, ONLARIN BİR KENTİ VAR, GÜZEL Mİ GÜZEL!... MAALESEF RÛHU YOK! şeklinde bir tablo çıktı ortaya.

Sâhiller hakîkaten çok güzel oldu. Bunu görmemek körlük olur. Hattâ bir defâsında rıhtımın oraya bir düğüne gitmiştik. Yürüme gittim geldim. Bayıldım o güzelliklere. İçimden çok hüzünlendim; HÜZÜNLENDİMDEN ÇOK KAHIRLANDIM; keşke dedim, keşke bu güzelliklere dedikodular, sorular bulaşmasaydı! Bu hem başkanlar, hem parti, hem dâvâ ve de hem, -sağdan öte- dînî ağırlıklı temsîliyetler için daha güzel olurdu. İşte şimdi geriye baktığımızda; İYİ Mİ OLDU? diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.

Burada lâfı şuraya getirmek istiyorum ki, onca uyarılara rağmen sâbık arkadaşlarımız hiç, MEDENİYET TASAVVURU deyimini diline pelesenk etmiş Cumhurbaşkanımızın partisinin başkanları gibi davranmadılar. Harekete diyecek yok, ama bereket noktasında diyecek çok şey var. Ki, onun için şu an, tekrarından emin oldukları yerde değiller. Benim kanaat ve şâhitliğim bu minvâlde. Sizinkini bilmem!

İRFÂN, İLİM; ve de HİL(İ)M!...

İnşâllâh bundan sonra böyle olmayacak. Her şeyden önce yeni adaylarımız insana yakın insanlar. Hakk’tan korkan, hukuku gözeten, halka yukardan, dâvâsına şaşı bakmayan, kültür, medeniyet, geçmiş, gelecek idrâki bulunan, ilimli oldukları kadar irfanımızla da lebâlep olan insanlar.

Bir de artık, bundan böyle, yazılanlara, çizilenlere, konuşulanlara bîgâne kalınmamayacaktır diye düşünüyoruz. Sokağa, halkın sesine kulak verecekleri, herkesi nazar-ı îtibâra alacakları, şehri hep birlikte yönetme ahlâkının insanları olacakları konusunda hüsnü zannımız var. Diğer yandan, gizli ajandalarının bulunmaması husûsunun altını çizmek gerekli.

Nitekim, Dr. Mehmet Hilmi Bey, kişiliği, duruşu, tevâzû ve hilmiyle, ayrıca, şimdiye kadar hayâta geçirdiği projeler ve icraatlarıyla herkesin mâlûmu. Aşkın Tören’i 2014 seçim sürecinde iyi tâkip ettik. Projelerini biliyoruz. Bunları zaman içerisinde daha da zenginleştirip olgunlaştırmış.

“AŞKIN TÖREN” DEYİNCE…

Bu gün, Aşkın TÖREN deyince, kendini şehrine adamış, hep ona hizmetin hayâliyle büyümüş ve kendini yetiştirerek hazırlamış, Ordu aşkı AŞKIN bir genç yiğit adam geliyor akla.

İşte şimdi beklenen gün geldi. Ona ne mutlu, Ordu’ya ne mutlu. Ama, hep hayâl kırıklıkları yaşaya geldiğimiz için, yine de acabâ demekten kendimizi alamıyoruz. Endîşemiz onlardan değil. Başkanlarımızın gece-gündüz birlikte çalışacakları ekip nasıl olacak?!

Yâni, büyük hayâllerle işe soyunan başkanlar, hayâllerine yürürken, hayâl ettikleri idrak ufku, iş ahlâk ve disiplinine sâhip bir kadro oluşturabilecekler mi, yoksa, ideal olanın rağmına zorlama isimlerle oluşturulan listelerle hayâlleri kursaklarında mı kalacak?

Bu çok önemli. Çünkü, sâdece onların değil, GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ tâbirinin câzibesiyle berâber yeniden ümitlere gark’olup hayâllere kapılan bizlerin de hevesleri kursaklarında kalır. Bunu, ADALET ve KALKINMA diyerek sahne alan bu partiye geçen dönem 20’de 20 belediye veren halkımız bunu aslâ hak etmiyor. O 20’nin hatırı unutulmamalı. Geçen dönem, edâsında gâfil davranıldıysa bu dönem her hâlükârda kazâsı mutlak bir borç olarak görülmeli.

ÜMİT ŞARKISI, HASRET TÜRKÜSÜ…

GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ bunu gerektirir. Bizden söylemesi. Bu slogan boşa değil; bir gerekliliğin ürünü. Eğer böyle yapılmazsa HAK katında da, halk yanında da sorumlu duruma düşmekten kurtulmak mümkün değildir.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı, bir daha hayâl kırıklığına uğramamak adına, hesâbî olanların değil, nitelikli olmakla berâber hasbîlikleri mazbut olanların kâhir ekseriyeti teşkil ettiği, varlıkları bu güzel başkanlar için katma değer teşkil edecek isimlerden müteşekkil listeler görmek arzusundayız. 

Beklentimiz bu. Şarkıda geçtiği gibi, ÜMİTSİZ BİR BEKLEYİŞ HASRETİ değil bu defâki. Bekliyoruz, ümitliyiz. Dünyânın nelerle uğraştığı ve manzarasının mâlum olduğu şu zamanda, mazlumların ümîdi ülkem ve milletim adına iyimser olmak durumundayız.

Dünyânın da, bizlerin de ümitlerini boşa çıkarma Yâ Rabb feryâdıyle sözlerimizi bağlıyor, İbrâhim Hakkı Hazretlerinin, duygu ve düşüncelerimizi olgunlaştıran “Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler!” şah mısraıyla berâber hepinize sevgi ve de saygılar sunuyoruz ves’selâm…

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 03:47 tarihinde yazdırılmıştır.