ÖLEN İNSAN YA HU İNSAN…

Yazar - Ahmet Bostancı

ÖLEN İNSAN YA HU İNSAN…  

Ölen bir cenazenin arkasından biz öyle bir hale geldik ki; Acımızı yaşayamıyoruz.

“Nasihatçı olarak ölüm yeter.” buyuran peygamberimizin nasihatından nasibimizi alamıyoruz.

Ahh o pideler, pilavlar, illâ tavuklu olmalı, helva öyle kavrulmaz! İçine çam fıstığı da atılmalı..

Ölenin kıyameti kopmuş, arkada dulu, yetimi kalmış kimin umurunda?... Ölümden ibret alan yok.!

Ölen kişi mesaj veriyor.

-Ey arkadaş! Yarın sende öleceksin, selânı  verecekler, yıkayıp kefene saracaklar, cenaze namazın kılınacak, toprağın altına gireceksin. Ebedi hayatın başlayacak. Hazır mısın?. Diyor… Anlasana…

Bırak pilavı, helvayı… İnsan ölmüş insan!... Nasıl boğazından geçiyor.?

Cenaze namazı kılmasını biliyor musun?...  Abdestten, duadan haberin var mı?.

 Yedisi, kırkı, elli ikisi… olmazsa…

40'ı okutulurken bi sarma sarılmazsa, tavuk yerine kırmızı et konmazsa konu komşu ne der?.

Bir de kokulu taş tespih, mıknatıslı magnet dağıtma çılgınlığı başladı.

Yahu insan ölmüş insan..!!

Belki kabirde kemikleri birbirine geçti azaptan. Sen onun adına kokulu taş dağıtarak sevap mı umuyorsun.?

Kim soktu bu çirkin işleri bizim içimize?.

Biz ahireti bilen, kabrin ve sorgu sualin dayanılmaz zorluğunu bilen bir ümmet olarak, nasıl ölüm gibi ciddi bir işi basite indirgedik?.

Hele mevlid kıyafetleri, şıklık yarışına hiç girmiyorum. Nerde ne zinet  varsa takmış, evin içinde topuklu terlikle geziyor. Elinde gülsuyu.. Kıyafete, makyaja bakarsan, ev ölü evi değil, düğün evi…

Yahu adam ölmüş adam! İbret al…

Diriden utanmazsın da Allah'tan da mı korkmazsın; Sen de öleceksin!

Cenazeler  festivale dönüştü.

Eğer ölümü bir dakikacık tefekkür edebilseydi, bu insanlar da bir kaşık pilav yiyecek hal mi kalırdı?.  Bakın ne samimiyetimiz kaldı, ne ciddiyetimiz, ne edebimiz, ne de Allah ve ölüm korkumuz!..

Allah sonumuzu hayreylesin. Allah bize akıl, fikir versin…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 21:19 tarihinde yazdırılmıştır.