Şehrül-Emin olmak… Emin ismini görenler hemen söylenmesinler. Seversiniz sevmezsiniz.

Eski dilde belediye başkanı anlamına geliyor. Yani bir şehir için emin kişi olmak… Yani; güvenilen, özü sözü bir olan kişi olmak…

   CHP de 2019 Mart ayında yapılacak yerel seçim öncesi altı aday adayı şehrimizi yönetmeye talip. 16 Aralık Pazar günü. üye bazında ön seçimle altı aday adayı içinden Şehrül-Emin adayı belirlenecek. Hayırlı olsun.

   Lüleburgaz modern bir kenttir, modern yaşamayı sever. Özgürdür ve özgürlükçüdür. Yaşam biçimine müdahale edilmesine, dayatmalara karşı çıkar. Lüleburgazlı kenti gibi hep yenilikçidir. Yönünü her daim yeniliğe, çağdaşlığa çevirir. Sorgulamayı; iyiyi, doğruyu ve güzeli aramayı bilir. Çağdaş olanın peşinden gider. Lüleburgazlı baskıya, dayatmaya hep dik durmuştur. Lüleburgaz farklılığı, Belediye Başkan adayı seçimi de direk olarak üyelerin oyları ile belirlenecek. Demokratik geleneklere uygun bu hareket kaç il veya ilçeye kısmet olmuştur? Lüleburgaz CHP üyeleri de sanırım bunun farkındadır.

Şehirlerin, yolların, sokakların imarı kolaydır. Teknik elemanlarla mühendis şehir planlayıcılarıyla ve mimarlarla, bunu yapabilirsiniz. Niyetiniz şehri imar etmek ise ve inanarak yola çıkmışsanız bunda başarılı da olursunuz. Ama insanı imar etmek çok kolay değildir. Zaman ister. Akıllı, gönüllü, olgun insan ister. Kendini imar edemeyen insanı imar edemez. İnsanı imar eden ise bırakın Lüleburgaz’ı dünyayı imar eder.

Necati Hocamın bir sözü vardır. “Çim sahada kösele kramponlarla top oynanmaz. Çim veya toprak zemin farkına bakmadan, sahaya yanlış kramponla çıkarsanız, kayar, ya da düşersiniz.” Biz yedek kulübesindekiler her ne kadar bunu yaşamasak ta, değişmeyen 11 bunu hep yaşamıştır. Ama bir de sahaya yanlış 11 le çıkmak vardır. O zaman da maçı kaybedersiniz.

Bir başka alemdir bizim veteran sporcuların dünyası, iyi sporcudur ama hep o oynasın ister. Takım arkadaşlarına fırsat vermez. Huzuru kaçırır. Dünyasında yeni bir transfer vardır belki de.10 dk. yedek kaldığı için küsüp söylenenler de, hiç oynamıyormuş gibi. “Ben en iyisiyim ben niye oynamıyorum” deyip sıkça takım değiştirenler de vardır. Her şeye rağmen yine de el ele verirler kenetlenirler çocuklarımıza örnek olmak ve güzel bir kent için.

Şehrül-Emin’in özelliklerini sorgularken aynı seçimle göreve gelecek olan belediye meclis üyelerinin kent için neler yapacağı hemen hemen hiç gündeme gelmez. Parsel bazında yoğunluk artışı getirerek birilerine haksız rant sağlayan plan değişikliklerine el kaldırmak için mi, yoksa Lüleburgaz kentinin sorunlarının çözülmesine dair şimdiye dek ne yaptıkları, Kentin kronikleşmiş ya da ciddi akut sorunlarına yönelik öneri ve projeleri olup olmadığı, neleri gerçekleştirecekleri hiç sorgulanmaz.

Yöneticilik yapmak herkesin işi değildir, yöneticiliğin diğer bir adı da idareciliktir, bir anlamda hem olumlu açıdan, hem olumsuz açıdan olup, biten her şeyi idare etmek anlamına da gelebilir. Aday Adayı arkadaşlarımızın talip oldukları makamların gerektirdiği ahlak ve olgunluğu göstermeleri gerekir. Şehrin kendisine emanet edilmesini isteyenler öncelikle o şehirde yaşayan her bir ferdin hak ve hukukunu da kendisine bir emanet olarak görmeli ve korumalıdır. Buna, beraber yarıştığı yol arkadaşları da dahildir. İnsanlara giderken benliğinizi, egonuzu bir kenara bırakmalısınız. Samimi ve açık yürekli olan kazanır. Kısaca sahaya bir takım çıkarırken Necati hocaya ceviz, bal, üzüm, un, tatlı getiren değil. Elinden gelenin en iyisini yapacağına inandıklarınızla çıkarsanız galip gelirsiniz. Ya da gel Şehre-Emin dersiniz. Sevgiyle kalın...