“ONBEŞ YILDA HAYATIMIZDA NE DEĞİŞTİ?” DEDİ BİRİSİ

Yazar -

“ONBEŞ YILDA HAYATIMIZDA NE DEĞİŞTİ?” DEDİ BİRİSİ  

Salı günleri mecliste grubu olan partilerin konuşmalarını dinlerim. Genellikle genel başkanlar yaparlar. Bir iki hafta önceydi. Yine birisi açtı ağzını yumdu gözünü hükümete veryansın ediyordu. Yalan dolan, iftira dümdüz giderken bir ara ağzından şöyle bir cümle çıktı “Soruyorum size onbeş yıldır ne yaptılar? Hayatımızda onbeş yıldır ne değişti?” Bende tam sabah sporumu yapmış, pencereyi açmış derin derin nefes alıyordum. Sahi onbeş yıldır hayatımızda hiçbir şey değişmedi mi? Onbeş yıl önce pencereyi açıp bu mevsimde nefes alabiliyor muydum? Kış günleri dışarıda temiz hava var mıydı? Kış günlerinde herkes kömür yakar, şehrin üzerine zehirli kömür dumanları çöker göz gözü görmez, nefes alınmaz,  zehirli hava girmesin diye kapılar, pencereler yetmez, anahtar deliklerini bile kapatırdık. Unutanlar unutsun biz unutmadık. Dahası üç, beş katlara kömür çıkarır, kül indirirken canımız çıkardı. Şimdi düğmeye basıyoruz evimiz ısınıyor, bu on beş sene önce var mıydı? Ey kör, sağır ve dilsiz kardeşim. Bu hayat değişme değil mi? Sokullu Camii’nin yanında beş on arkadaş oturuyorduk. Bir ağabeyimiz baygınlık geçirdi 112’yi aradık altı (6) dakikada ambulans geldi gerekli müdahale yapıldı. Hastaneye, götürüldü. Ey kör ve sağır arkadaş, eskiden bu hizmet var mıydı? Almanya’da işçiler aralarında para toplarlar da hastaneye bir adet ambulans alırlardı, Oda kime yetişsindi. Eğer mecbur kalır çağırırsan, o da boş olur gelirse okkalı bir hesap seni beklerdi. Unutanlar unutsun. Biz bunları unutmadık arkadaş.

Eskiden kahve muhabbetlerinde Almanya, Fransa, Japonya’daki hızlı trenlerden bahsedilirdi. Şimdi Lüleburgaz’dan beş otobüsüyle İstanbul’a oradan hızlı trenle Ankara’ya gidip, işini görüp akşama evine dönen arkadaşlar var. Eskiden bunlar var mıydı? Benim bir akrabam var öğretmendir, FETÖ okullarında da çalışmıştı. Kendisine “Derhal oradan ayrıl” dedim. Ayrılmasına ayrılmıştı ama tamda kopamadı ve darbe teşebbüsünden sonra atıldı. Özürlü bir oğlu vardı. Bu defa özürlü oğluna devlet maaş bağladı. Baktığı için annesine de maaş verdi, maaş bağladı. Mağdur olmaktan kurtuldu. Eskiden böyle bir hizmet var mıydı? İhtiyar, yatalak anaya, babaya veya özürlüye maaş ve bakanada. Hey be ne devletine hizmet derdi olan bilir. Soruyorum beyler var mıydı bunlar var mıydı?

Hani demişler ya “Görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyen kadar sağır yoktur” diye. İşte tamda onu yaşıyoruz. Ama biz görüyoruz. Bu milletin bir ferdiyiz. Asla nankör değiliz. Yapanlardan Allah c.c. razı olsun. Saygılarımla.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 23 Nisan 2024, 19:52 tarihinde yazdırılmıştır.