Hz.AİŞE’YE İFTİRA (İFK HADİSESİ) (1)

Yazar - Ahmet Bostancı

Hz.AİŞE’YE İFTİRA (İFK HADİSESİ)   (1)  

Peygamberler insanlar içinde en çok çile çeken kişilerdir. Sevgili peygamberimiz de çok çile çekmiştir. Suikastlar, ölüm tehditleri, dedikodu, fitne, yokluk, açlık... her türlü çile mübarek hayatlarında mevcuttur. Bunların içinde bir tanesi var ki o bambaşka bir çiledir. O da eşi,  Aişe annemize iftira atılması. Şimdi hicri beşinci yılda meydana gelen bu olayı kısaca anlatmaya çalışayım…

Hz. Aişe (rah) anlatıyor: “Rasülullah ile beraber sefere çıkmıştık. Bu yolculuk tesettür (ötünme) ayeti indikten sonra idi. Sefer dönüşü Medine’ye yakın bir yerde istirahat ettik. Hareket emri verildiğinde, görevli kişiler beni devenin üstündeki gölgeliğin içinde olduğumu zannederek, hareket etmişler. Oysa ben kafilenin istirahat ettiği yerden biraz uzakta, göğsümden düşen ve annemin düğün hediyesi olan gerdanlığımı arıyordum. Dolayısı ile beni farkında olmadan orada unutmuşlar. Kafile gittikten sonra unutulan bir şey var mı diye geriye kontrol amacıyla dönen, Safvan adındaki sahabi ile karşılaştık. Safvan beni hemen devesine bindirip kafileye yetişmek için hızla hareket etti. Kafileye yaklaştığımız zaman bizi ilk gören münafıkların başı olan Abdullah b. Übey olmuş. Bu münafık olayı farklı aksettirerek, fitne çıkarmış. Bizim Safvan’la geride kalışımızın farklı maksat için olduğunu ima etmeye çalışmış.”

 İlk zamanlar Hz. Aişe’nin ortaya atılan iftiradan ve dedikodulardan haberi yoktu. Savfan adındaki bu sahabenin erkekliği olmayan kişi idi. Ancak kalbi hastalık ve fitne ile dolu bazı çevreler yine işbaşında idi. Aişe validemiz bu olayı duymadan hastalandı ve yirmi gün evinde yattı. Aişe(rah) tam hastalıktan düzeldiği günlerde hizmetçisi olan kadından her şeyi öğrendi. Üzüntüden tekrar hastalandı ve yatağa düştü. Efendimiz(as) arada bir kendisini ziyarete gelir. “Hastanız nasıldır?.” Diye sorardı. Eşine bir şey demezdi. Ancak davranışlarında biraz soğukluk vardı.  Aişe (rah) bunun üzerine :

“Ya Rasülallah! Şimdiye kadar görmediğim eziyeti görüyorum. Müsaade etsen de annemin evine gidip orada istirahat etsem.” Dedi.  Peygamberimiz(as) de müsaade etti.

Hz. Aişe, babası  Ebu Bekir(ra), annesi  Ümmü Ruman(rah) ve sahabeler zor günler geçiriyorlardı. Aişe annemiz kahrından, üzüntüsünden yataklara düşmüştü. Ebu Bekir (ra) iki gözü iki çeşme ağlıyordu.

Peygamber(as) zevcesi Aişe’nin temiz olduğunu biliyordu. Ama bu işte de bir hikmet gizli idi. Herkes konumuna göre imtihan oluyordu. Sabırla beklemek gerekiyordu.  Sahabelere bu konuda şöyle hitap etti ve buyurdu ki:

“Ey Müslümanlar cemaati! Ailem hakkındaki iftirası ile beni üzüntüye düşüren bir şahsa karşı bana kim yardım eder.? Vallahi ben ailem için hayırdan başka bir şey düşünmem. İftiracılar öyle bir adamı bu işe karıştırdılar ki onun için de hayırdan başka bir şey düşünmem.”

Böyle sıkıntı ile dolu bir ay geçirdiler. Bu hususta Efendimiz(as) önce eşi Aişe annemizin, sonrada sahabenin ne düşündüğünü öğrenmek için onların düşüncelerine başvurmaya karar verdi 

DEVAM EDECEK………..

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 19 Nisan 2024, 10:03 tarihinde yazdırılmıştır.