KAFALAR KARIŞIK

Yazar - Nuri Kahraman

KAFALAR KARIŞIK  

Kafalar karışık, sorular yağmur;

Siyâset gitgide yozlaşıyor mu?

Teşkilâtı şirket gibi görenler;

Payını artırıp kozlaşıyor mu?!...

 

Tanınmaz isimler, meçhul hesaplar

Magazinler gelmiş, gitmiş kitaplar

Nereden buluyor eti kasaplar?

Vitrinler şeytanla uzlaşıyor mu?

 

Temeller sarsılıp, toyluk artıyor

Şu Ankara, neyi, nasıl tartıyor?

Şuursuzluk perdeleri yırtıyor;

Kadîm AK besteler, cazlaşıyor mu?

 

Tavan yaptı ahbap-çavuş nispeti;

Hiç niyet yok, çıkarmaya kispeti;

Son kongreler bunun açık ispatı

Köklerden kopuşlar hızlaşıyor mu?

 

Günbegün eriyip bitti ağırlık,

Duyarlılık gitti, geldi sağırlık;

Kalmadı o eski, yanık bağırlık!

Tatlılar kokuşup tuzlaşıyor mu?

 

Müteahhit çok da, MÎMAR nerede?

Kente rûh katacak ÎMAR nerede?

Allâh için gayret, tımar nerede?

İcraatlar öz’le özleşiyor mu?!...

 

Kıyâfetler düzgün, edâlar manken;

Yanlış hiç olur mu, sakallar varken?!

Satılar, siteler, beldeler derken;

Doğruluk, dürüstlük düzleşiyor mu?

 

Silindirin nedir yolda ezdiği?

“Yol, yol!” diyenlerin, hâriç gezdiği?

Bir hakîkât; halkın bundan bezdiği;

Kimseler ilkeyle yüzleşiyor mu?...

 

Hiç iyi sanmayın gözlem, intibâ

Ne millete saygı, Hakk'a ittibâ!

Burun doğrusuna, hep kaba-saba

Kimse meşveretten hazlaşıyor mu?

 

Bacasız betonlar, nasıl hediye?

Fabrikasız çarkın kârı kediye!

Dörtnala koşarken KALKINMA diye;

ADÂLET arada tozlaşıyor mu?!...

 

Milletin suçu yok, verdi oyunu

Seçilenler farklı kurdu oyunu

Herkes âhirette görür boyunu

Düşünüp yürekler közleşiyor mu?

 

Bilmeyiz bu devran nereye kadar?

Kentte âb-ı hayât ne zaman akar?

Semtlerde çeşmeler, temsilde vakar;

Kaf dağına kaçmış, nazlaşıyor mu?... 

 

Dağ fâre doğurdu, dostlar vel’hâsıl;

Bir ağaca, çakma daldan, ne hâsıl?

Ak Parti’den AKP’ye; bu fasıl!

Soru şu; ümitler üzleşiyor mu?

 

Nûrânî, ümîdi üzme ilinden

Hakîkâti söyle, haykır dilinden

Erteleme, gelen neyse, elinden;

Kötülük, dururken azlaşıyor mu?

 

Hıyânetse, zâten Hak olmaz râzı

Sillesini vurur, dursa da bâzı

Duâyı işitir, duyar niyâzı

Yâ Rabb; icâbetler tezleşiyor mu?!

 

Hey Ordu'm, güzelim, ocağım, yurdum

Senin için nice hayâller kurdum...

Demem hiç; kendimi beyhûde yordum!

Problem, dururken çözleşiyor mu?

 

Gün olur, beklenen, gelir bir sabah;

Yeter ki lâyık ol; gönderir Allâh...

Şâir, lâfı bırak; haydi Bismillâh;

Güfteler bestesiz sazlaşıyor mu?...

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 16:17 tarihinde yazdırılmıştır.