Kadınlar hapishanesi

Yazar - Metin Dikener

Kadınlar hapishanesi

Mustafa Gültekin kardeşimi çok severim. Yaptığı araştırmalarını  gündeme getirmesini hem çok başarılı buluyor hem de bu konudaki çalışmalarını çok beğeniyorum. Örnek vermek istiyorum. Sevgili kardeşim, Lüleburgaz’da yıllar önce kadınlar hapishanesi varmış diye beyanda bulundu. Onun bu araştırması tarafımdan da tasdik edildi. Evimiz Yılmaz Mahallesi Toprak  Sokak’ta  birazda hafif bayırda gibiydi. Biraz aşağıya indiğimizde bir tarafta  Zeynel ağa diğer tarafta Hasan amcaların bu iki evin arasında kısa çıkmaz bir ara sokak vardı.  Karşıdan bu ara sokağa  baktığımızda tek katlı, çok eski bir yapı olan bir ev görürsünüz. Evin iki geniş penceresi kalın demirdendi.  Ne camı var, ne de perdesi. Biz küçükler daha güvenli diye  bu ara sokakta toplanıyorduk. Bilye oynuyor, o fasıl bittikten sonra saklambaç ara sırada futbol maçı oynamaya çalışırdık. Bu evin kadınlar hapishanesi olduğunu biliyorduk. Burada bir teyze yatıyordu adı da Selime idi. Fakat biz  onun neden yattığını, ne gibi bir suç  işlediğini bilmezdik. O bizimle konuşur ve oyunlarımızı seyrederdi.  Hele hele  saklambaç oynadığımızda  oyunda ebe olana nereye saklandığımızı da söylerdi. Evin yanda  bir giriş kapısı vardı. Kapı kilitli, kapının üstü ise tel çitlerle örülüydü. Evin bahçesi çok büyüktü. İki üç kişi gelir kapıyı açar sonra giderlerdi. Tabii bunlar bizim bilgimizin ve de ilgimizin dışında idi.  Ama bildiğimiz bu evin bahçesinde  büyük bir asma ağacı vardı. Fakat o  ağacın meyvesi olan üzümlerini yemek bize kısmet olmadı. Sevgili  kardeşimiz  Mustafa Gültekin Lüleburgaz’da kadınlar hapishanesi varmış demesi beni mahallemizdeki çocukluk günlerime götürdü. O araştırdı gündeme  getirdi, ben de yaşadıklarımı bugün dile getirdim.

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Nisan 2024, 18:53 tarihinde yazdırılmıştır.