KİBİR VE ŞEYTAN

Yazar - Ahmet Bostancı

KİBİR VE ŞEYTAN

Kibirli olmak şeytanın özelliklerindendir. Şeytan büyüklendiği için secde etmedi. Allah’tan uzaklaştırıldı. Secdesizlik şeytanla eşdeğer bir özelliktir. Cenab-ı Hak, Meleklere: “secde edin” diye emrettiğinde; melekler secde etti. Şeytan ise: “ ben üstünüm, ateşten yaratıldım, secde etmem.” Dedi.

 Ateş; yakan, yok eden,  kül eden, bitiren, tüketen… bir özelliğe sahiptir. Kibirli insanlarda öyledir.  Kibirli insanları Allah sevmez. İnsanlar da sevmez. Diyolağa ve istişareye kapalıdırlar. Ondan dolayı ne kendileri, ne de toplum için bir şey üretemezler. Ama her şeyi ben bilirim havasındadırlar.  Kalbinde zerre kadar kibir olan cennete de giremeyecek. Çünkü kibir manevi bir hastalık ve kirdir. Kirin, hastalığın, güzellikler ve mutluluklar diyarı cennette yeri yoktur.

İnançsız insanların, inanmamalarının temelinde de kibir vardır. Peygamberimiz (As)in davetini, “O yetimdir, sıradan kişilerle, fakirlerle,  kölelerle, oturup kalkıyor…” gibi mazeretler ileri sürerek kabul etmemişlerdir. Kibirli insanlar da toplumdan uzak, fildişi kulelerde, kendi dünyalarında yaşarlar. Halkın içine giremezler. Eşitliğe karşıdırlar.  Nefisleri büyüktür ve inanmalarına engeldir. Böylelerini dize getirecek olan ancak Azrail(as) ve kara topraktır.

İnsan; Yaradan’a secde eden, mütevazi, üreten, istişare eden, saygıdeğer, şerefli… varlıktır. Toprağın özelliklerini taşır. Toprak bolluk, bereket, üretim, tevazu… demektir. Mevlana: “Alçak gönüllülükte toprak gibi ol!.” Demiyor mu.?

 

Vesselam…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Nisan 2024, 10:24 tarihinde yazdırılmıştır.